Cadde Kuruçeşmede Sezen rüzgarı

Kuruçeşmede Sezen rüzgarı

22.07.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

LaPergolada ağır takım, Fişmekan Balık, Buzİtalyan, Buzİstanbul, kısacası 650 bin dolarlık buzADAda keyifli günler, geceler...

Kuruçeşmede Sezen rüzgarı

Geçtiğimiz haftalarda çok seyahat ettiğim için İstanbulun en ünlü barlarından olan Buzun sahipleri Lal Feray ve sevgili Ender Sanalın Kuruçeşmedeki Galatasaray Adasını kiralayarak açtıkları buzADAya bir türlü gidememiştim. Çeşme seyahatimden önce, hafta içinde can dostum İzzet Çapa ve müşterek arkadaşımız Murat ile birlikte şeytanın bacağını kırdım. Kuruçeşmeden mekanın teknesiyle geçiyorsunuz. Ben popülerim ya, sağolsunlar, torpil yapıp bekletmeden gönderdiler. İyi de oldu, çünkü gazetede işlerim o kadar yoğundu ki İzo ile randevuma 45 dakika rötarlı gittim. buzADAnın barında İzo ve müşterek arkadaşımız Murat beni bekliyorlardı. Şu anki buzADAnın bulunduğu yeri, zamanında Sultan Abdülaziz Dolmabahçe Sarayının ünlü mimarı Sarkis Balyana hediye etmiş. Balyan burayı muhteşem bir yalıya dönüştürmüş. Ölümünden sonra ise burası bir gemi şirketi tarafından kömür deposu haline getirilmiş. 1957 yılında ise sevgili takımım Galatasaray Kulübü adaya talip oldu. O tarihten itibaren de burası kulüp üyelerinin sosyal ve spor tesisi olarak kullanılmaya başlandı. O gece tam bir eğlence adası olan buzADAnın ünlü konukları arasında burayı bir rüya haline getiren, bence eğlence sektörünün yeni harika çocuğu mimar Mahmut Anlar, İzzetin sağ kolu ve İzzetin dükkanlarına yaptığı başarılı dekorasyonlar nedeniyle Küçük Mahmut adını taktığım Tolga Sezgin ve moda editörü sevgili Hakan Öztürk vardı. Önce barda lafladık. Fanatik okuyucularımdan olan buzADAnın yakışıklı şefi Hakan bize barmed Fatih Yücelin Votkaada adlı içkisini önerdi. Çok beğendim. Fatihden tarifini aldım sizin için; Blenderda kivi, salatalık, elma ve elma suyu, limon, su, şeker, şurup votka karıştırılıyor. Uzun bardaklarda bol buzla ikram ediliyor. Biraz kalorisi yüksek ama tam bir yaz içkisi. İçkiden sonra sevgili Ender beni bir güzel gezdirdi. Karadeniz ve Marmara Denizini birbirine bağlayan İstanbul Boğazının üzerinde yer alan tek doğal ada olan buzADA iki bölümden oluşuyor. Marmara Denizine uzanan güney kanadında yer alan 300 adet şezlong kapasiteli olimpik yüzme havuzu, güneşlenmek için ayrılan özel teraslar, servis barları, spa ve kardiyo bölümleri bulunan Sanda (Hillside Spor Merkezi) gündüz hizmet veriyor. Karadenize uzanan kuzey kanadında ise akşam servis veren restoranlar ve gece kulübü var. Kuruçeşme sahilinden kalkan teknelerle adaya ulaştığınızda karşınıza çıkan merdivenler, sizi mevcut yapıların üzerine çıkararak önünüzde uzanan manzaraya ulaştırıyor. Havuz bölümüne ilerlediğinizde dairesel şekilleriyle göze çarpan oturma gruplarını, dikdörtgen masaların etrafında dizilen barı ve yiyeceklerin servise hazırlandığı açık mutfağı görüyorsunuz. Havuz sabah 09.00-20.00 saatleri arasında servis veriyor. Hafta içi havuza giriş ücreti 20, hafta sonu 30 milyon lira. Geçmişin plaj konseptini günümüze taşıyan buzADAnın kafesi 10.00-22.00 saatleri arasında açık. Bu bölümde özel davetler de verilebiliyor. Her cumartesi saat 16.00-21.00 arası house müzik eşliğinde akşam üzeri partileri, her pazar ise 16.00-21.00 arası Türkçe ve yabancı pop müzik içeren buz party düzenleniyor. Gece kulübü ve restoranların yer aldığı akşam bölümüne gelindiğinde karşınıza çıkan lunapark aynaları gece illüzyonuna neşe katıyor. Havuz 30 milyon, kulüp ücretsiz Biz o akşam sevgili Hadi Yöney ve Hakan Özkaykının sahibi olduğu, artık bir zincir haline gelen Fişmekan Balıkda yemek yedik. Arnavutköy ve Kalamışda da by Ertekin&Fişmekan olarak şubeleri olan balık restoranı tıklım tıklımdı. Salon şefi Orhan, garson Niyazi ve mutfak şefi Fettah Bulut, sağolsunlar hemen masaya geldiler. Buranın otları bir harika. E Hadinin eşi Nilgün, İzmirli. Sezen Aksunun da kankası. Olacak tabii o kadar. O akşam 21 Temmuzda buzADAnın kulüp bölümünde Sezen Aksunun yemekli gecesi olacağını öğrendim. Kişi başı limitsiz yerli içki 150, sadece içki ise 50 milyon lira. Şimdiden yerlerinizi ayırtın bence. Biz klasik deniz börülcesi, radika, göbek salatanın ardından ızgara levrek yedik. Hadi ve Hakan ısrarla lakerda ile buranın özel yemekleri arasında olan mürekkep balıklı risotto, yani İtalyan lapası ile deniz mahsulleri makarnasından tatmamızı istedi. Aslında Fişmekanın en büyük özelliği mezeleri. Zaten Murat mezeyle doydu. Fişmekanın müdavimleri arasında Sezen Aksu ve sevgilisi Önder Fırat, Ajda Pekkan-Okan Tapan, Nurseli İdiz, Ayşegül Aldinç, Cihan Ünal, Ali Sunal, Nehir Erdoğan, Türkan Şoray gibi medyatik isimler var. buzADAnın en yüksek noktasında olan Fishmekan Balık Restorandan Buzbara birkaç basamakla iniliyor. Fişmekanın dekorasyonuna gelince; Bembeyaz. Açık kocaman bir mutfak ve pırıl pırıl beyaz örtülü masalar insanın ruhunu okşuyor. Tek kusur masalar üzerinde aydınlatmanın biraz yetersiz oluşu. Çıkışta baktım, modanın kraliçesi Nur Yerlitaş soluk soluğa merdivenlerden çıkıyor. O da buzADAyı merak etmiş. Aslında nefes almaya vakti yokmuş. Semiramis Pekkanın meşhur davetinde giydiği kıyafeti o dikmiş. Hanımağa Nadire İçkalenin oğlu Ozanın düğününde giydiği kıyafeti, Heves Ekincinin ve Feryal Gülmanın da kıyafetlerini o dikiyormuş. Çok yorgunmuş, tek eğlencesi de erkek kardeşi Bahaettin ve kızkardeşi Benanın çocuklarıyla vakit geçirmekmiş. Ayaküstü sohbetin ardından ben barlara doğru yol aldım. Fişmekanın telefon numarası (0212) 263 59 19. Fişmekan Balık taşıyor, Nur nefes nefese buzADAnın bir özelliği de sabah girip akşama kadar çok güzel vakit geçirebilmeniz. Yukarıda da söz ettiğim gibi havuz sefasıyla başlayan gününüzü, spada masaj ve spor ile sürdürebilirsiniz. Ardından da üç ayrı restorandan dilediğinize yemeğe geçip kulüp kısmında sabaha kadar eğlenebilirsiniz. Fiyatlar korkutmaz. Bu arada cumartesi ve pazar partilerle, pazartesi akşamları da caz ve popun star isimlerinin konserleriyle buzADAyı daha da eğlenceli hale getireceğini söylüyor Ender. Nitekim Sezen Aksunun ardından ağustos ayında da Süper Star Ajda Pekkanın bir konseri yer alacak. Tabii yine yemekli. Farklı bölümden oluşan barın üst katında ince minderlerle bezeli ahşap banklar ve oturma grupları çok şık. Alt katta bulunan bar ve bar sehpaları ise mekanı tamamlamış. Turkuazdan lilaya pastel tonlarda üst üste dizilmiş minderlerle oluşturulmuş puflar, yumuşak toplarla oluşturulmuş mini koltuk puflar sadece Buzbarda değil, kulüp localarında da kullanılmış. Kulüp barları, Buzİstanbul ve Buzİtalyan restoranlarının bulunduğu ana eğlence mekanına inerken Karadenize devam eden Boğaz muhteşem manzarasıyla önünüze seriliyor. Boğazın eski yalılarından alınan ilhamla yastıklarda kullanılan altın renk ve platformlara boşlukta asılı hissini veren ince bant aynalar dikkat çekiyor. Restoranlar 19.00da hizmet vermeye başlıyor, 24.00de son buluyor. Bar ve gece kulübü 22.00-04.00 arasında açık. Kulüpteki her biri farklı ölçü ve açılarda tasarlanan, eski müzik kliplerinin projeksiyonla yansıtıldığı hareketli plakaların altında, ilginç yansımalar ve renkli ışık oyunlarıyla kendinizi şık ve rahat bir eğlencenin içinde buluyorsunuz. Ben turlarken baktım; LaPergolanın patronu sevgili Neco, Necdet Göral. Zincirlikuyudaki yerin kontrolüne gelmiş. Biliyorsunuz, Bodrum-Göltürkbüküne, eski Safranın yerine LaPergola geçtiğimiz hafta demir attı. İşleri çok iyiymiş. İstanbul sosyetesinin ağır takımı hep yemekteymiş. Kısmetse gidip göreceğim. Sabahtan akşama eğlence, partiler başlıyor Ben Fişmekanda balık yedim ama aklım diğer iki buzADA restoranında kaldı. Sevgili Tolga Sezgin, İtalyanda yemek yemiş, çok beğenmiş. Özellikle pizzalarını ve özel yemeği olan, 48 saat deniz tuzunun bulunduğu özel dolaplarda bekletilerek dereotu, turunç sos ve mevsim yeşillikleriyle hazırlanan somon tartarı çok methetti. Özel taş fırın kullanılarak hazırlanan pizzalar ince hamurlu ve gevrekmiş. Ama İstanbulun mutfağı bana daha yakın geldi. Burada da iki mönü var. Biri şakşuka, ezme, patlıcan salatası gibi mezeler, tahinli patlıcan satatası ile sunulan fıstıklı kebap, fırında kuzu kafesi, acılı kanat ızgaradan oluşan alaturka mönü. Bir de rakı ile tatlandırılmış karides güveç, ballı ve tarçınlı ördek göğsü, dana bonfile gibi lezzetlerin olduğu alafranga mönü. Fiyatlara gelince; Kişi başı İtalyan restoranında 35-45, İstanbulda 50-75 milyon lira. Bu arada dilerseniz 5 milyon liraya bir kaşarlı tost ya da 11 milyon liraya bir salata yiyip buzADA merakını giderebilirsiniz. Tatlı olarak da çikolatalı mousse ve profiterolü deneyin. Telefon numarası (0212) 263 63 73. Evet efendim, bugünlük de bu kadar. Sevinçleriniz okyanuslar, üzüntüleriniz ise kum tanesi kadar olsun. Hoş kalın ve hep mutlu yaşayın. İsteyene İtalyan, isteyene Türk mutfağı Efendim, Çeşmeye giderayak sevgili Okan Bayülgen ile beraber bir yuva yaptık. Nasıl mı? Türk Pop Müziğinin lider radyosu olan Radyo Dde Düğün Evi isimli bir yarışma programı vardı. Programın amacı dinleyiciler arasında olan şanslı bir çifte mutlu bir yuvanın kapılarını aralamaktı. Bu hayırlı iş için pazartesi, çarşamba, cuma günler saat 13.45de, cumartesi de 15.00-17.0 arasında hemşerim Cüneyt Vuralın, yani Şekeroğlanın sunduğu Düğün Evinde çiftler aşk öykülerini, neden evlenemediklerini anlatan mesajlar bırakmışlardı. Bu mesajlar önce Radyo Dnin en zıpkın ve deneyimli programcılarından Hakan Gündüz, Muzaffer Güsar, Şebnem Öz ve Ceyda Erenoğlu tarafından dinlenerek seçilmişti. Üç çift finale kalmıştı. İşte kalan bu üç çift arasında Okan ve ben o gün birinciyi seçtik. Çok da terledik. E yaklaşık 50 milyarlık bir armağan yağmuru vardı işin ucunda. Gelinlik, damatlık, nikah davetiyeleri, elektrikli ev eşyaları, daha neler neler... Bu arada hayli de eğlendik. Radyo Dnin Genel Koordinatörü sevgili Muzo, yani Muzaffer Güsar, Şebo, Cüneyt ve ben Okanın yaptığı esprilerle kendimizden geçtik. Profilo ev eşyaları, Karakaya, Vitello Mobilya, Softline, Soley Ev Tekstil ve Paksanın sponsor olduğu yarışmanın birincisi İzmirli bir çift oldu; Ümit Köse ve Dilay Akçaz. Sakın torpil yaptığımızı sanmayın. Bu çift tam 11 yıldır nişanlı ve maddi olanaksızlıklar nedeniyle evlenememiş. İçlerinde en acıklı durumu olan onlardı. Kendilerine mutluluklar diliyorum. sdudek@simge.com.tr Aşkta son durak; Radyo D