Cadde Le Bouquet yıkılıyo

Le Bouquet yıkılıyo

29.07.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Reinanın yeni yıldızı Mio, Yıldırıma sürpriz doğum günü partisi, Ken koşmaya başladı, Boğaziçi Tıptan büyük hizmet, Demet Kumburgaz Nispette, Park Ormanda muhteşem konser, Süper Star Harbiye Açıkhavada...

Le Bouquet yıkılıyo

Efendim, hafta sonu bir günlüğüne Çeşmeye gidip geldim. Cuma akşamı uçağa bindim, cumartesi öğle sularında döndüm. Ne hız değil mi? Şimdi bu satırları okuyan sevgili Yayın Yönetmenim Rıfatım Ababayım bile şaşıracak. Her seyahat için sağolsun, hatırı sayılır bir harçlık verir de. Ama ben de ona uçak veya otel konusunda hiç yük olmam. Bazen Shop-Milesdaki birikmiş biletlerimden yararlanıyorum. Ama çoğunlukla dostlarım sayesinde bilet ve otel konusunda sıkıntı çekmiyorum. Zaten ailemin evi de var orada. Neyse, bir günlüğüne Çeşmeye gitmemin nedeni İstanbul Şans, Mayadrom Bistro, Uptown Bistro ve Bodrum Marina Bistronun patronu olan Cüneyt Kurtun, Majesty Süzer Otelinin deniz kıyısında bulunan Le Bouquet Restaurant & Beachi açmasıydı. Cüneyt yine uçurmuş. Öyle bir yer yapmış ki kimse kusura bakmasın ama kendinizi gerçekten Cannes, Monte Carlo, Miami Beachde filan sanıyorsunuz. Denizin ortasında yemek yiyorsunuz bir defa. Bar yıkılıyo. Ekip çok kuvvetli. Müzik ve yemekler kusursuz. İşletme iki deneyimli isme emanet; İstanbullunun çok yakından tanıdığı Aykut Gündüz ve Mustafa Balcı. Şefler Mustafa Koca, Hakan Aytan. O akşam masada İzmirdeki hamim, ağabeyim ve dostum olan Mazhar Holding Yönetim Kurulu Başkanı sevgili Kemal Zorlu vardı. Yanında da zarif eşi Semra ve 9 Eylül Ünivesitesi profesörlerinden Lütfiye Oktar ile sevgili Kemal Subaşı. İlk gece olmasına rağmen 400 kişi kapıdan döndürüldü, çünkü yer yoktu. Ağaoğlu Otelleri ve İnşaatlarının başarılı patronu Ali Ağaoğlu özel helikopteriyle geldi. Feryal-Kemal Gülman, Alpan-Yeşim Veryeri, Ajlan-Nükhet Yanaşan, Feryal-Hüseyin Aktar, Baran Süzer, Serra-Önder Cider, Ontur Otelinin yakışıklı Genel Müdürü Ahmet İllez ve eşi Suzan oradaydı. Mönü çok zengindi. Ben, Semra ve Kemal domates ve balsamik soslu roka salatası aldık. Kemal Zorlu sotelenmiş sebze ve enginarlı karides salatası seçti. Lütfiye Hanım yengeçli iceberg salatası yedi. Ana yemekte ben, Semra ve Lütfiye Hoca Şans usulü bonfile aldık, çok beğendik. Kemal Subaşı porto soslu ve bulgur risottolu bonfile, Kemal Zorlu ise ıspanaklı makarna istedi. Tatlı olarak da tiramisu, limonlu cheese cake ve dondurmayı tercih ettik. İzmirli hemşerilerim! Le Bouquet, beach, bar, restoran ve gece kulübü olarak yeni adresiniz. Gidin, çok memnun kalacaksınız. Benden söylemesi. Telefon numarası (0232) 716 02 02. Çeşme dönüşü İstanbulun altını üstüne getirdim. Kendimi Balkon On5, Reina ve Lailaya attım. Diğer yerleri de önümüzdeki haftalarda yazacağım. Kankalarım sevgili İpek Tuzcuoğlu ve onun erkek arkadaşı WMC İletişim ve Medya Group Başkanı sevgili Hakan Yangın ile birlikte İpeke bir veda yemeği verdik. Neden mi? Efendim, İpek bir ay süreyle Mardinde olacak. Büyü adlı gizemli sinema filminin çekimleri için. O akşam Reinanın içinde yer alan en popüler restoranlardan biri olan Mioda yedik yemeği. Mönüyü, uluslararası bir mutfak şefi de olan patron Tolga Atalay yapmış. İşletme ise Papermoondan tanıdığımız, bence eğlence dünyasının beyefendi ismi Fahrettin Türkmene ait. Mioda çalışan ekibin yarısı tanıdık. Hepsi de başarılı. Mesela barda Gürkan, salon şefi Oğuz Türkmen... Çok geniş bir yemek ve şarap mönüsü var Mioda. O nedenle hepimiz kendimizi o güleryüzünün yanı sıra pırıl pırıl bir kalbe sahip olan sevgili Tolga Atalaya teslim ettik. Tolga siparişleri alırken arka masamıza sevgili Demet Akalın geldi. Yanında da misafirleri. Biraz lafladık, Demet şu günlerde Kumburgaz Nispetde fırtına gibi esiyor. Ağustos ayının sonuna kadar cumartesi geceleri sahne alacak. Bu arada yeni albümü için de şarkı seçimlerine başlamış. Favorisi Serdar Ortaç. Ama Ortaç bir beste için 20 bin dolar, yani 30 milyar isteyince Demet amatör söz ve beste yazarlarına yönelmiş. Her neyse, Miodan söz ediyorduk. Mönüde salatalar, soğuk başlangıçlar, odun ateşinde pizza, makarna, risotto (İtalyan lapası), et, tavuk ve balık çeşitleri fazla. O akşam Tolga ortaya roka yaprakları, Napoli usulü deniz mahsulleri salatası, suda mozzarella, közlenmiş kırmızı biber gönderdi. Ana yemekte ben mevsim sebzeli dana külbastı aldım. İpek mozzarellalı patates püresi eşliğinde ızgara dana madalyonları seçti. Hakan ise ızgara Norveç somonu, yanında sote sirkeli ıspanak istedi. Bu arada ilk içki sevgili Gürkan Kefenin hazırladığı teze vişneli votkaydı. Ardından şarap aldık. Tatlı olarak da ortaya tiramisu ve tarçınlı pannacotta geldi. Muhteşemdi. Masaya Cemal Çınar ve Bora Erdoğan baktı. Bir masada Fenerbahçenin aslan başkanı sevgili Aziz Ağabey (Yıldırım) ve güzel eşi Yıldız Hanım, Milliyetin yazarlarından Güneri Cıvaoğlu ve eşi Canan Hanım, İstanbula bir günlüğüne gelen Serdar Ortaç vardı. Bir ara ekranların harika çocuğu Can Tanrıyar ve sahnelerin en genç, en başarılı assolisti olan sevgilisi Petek Dinçözü gördüm. Petekin son klibi muhteşem. Mio yemek sonrası da çok güzel. Saat 04.00e kadar kulüp olarak hizmet veriyor. Dekorasyonu Barbara Pensoy tarafından yapılan Mionun kışlığı, Dolmabahçede Süzer Plazanın S-Maal katında, eski Centronun yerinde açılacak. Mionun telefon numarası (0212) 258 68 69. Çıkışta sevgili Ergun Yıldızı gördüm. Ergun, Kenan Doğulu ve Gökhan Yüzbaşıoğlunun birlikte kurduğu Ken Giyimi sevgili Nurdan Gür Yüzbaşıoğlu ile birlikte yönetiyor. İşler gayet iyiymiş. İrem Onar imzalı Love Yourself adlı ilk koleksiyonda yer alan tişört, gömlek, sweatshirt, jean pantolon ve ceketler büyük ilgi görmüş. Anadoluya da açılacaklarmış. İlgilenenler için telefon numarası (0212) 243 84 04. Reinada bir yıldız; Mio, Ken Anadoluda Efendim, geçen hafta yine pek hızlı, pek renkliydi. Hafta içi, bana ailem kadar yakın olan modanın duayenlerinden sevgili Yıldırım Mayrukun doğum günüydü. Ortağı sevgili Barbaros, 1 Ekim 2004de Gümüşsuyunda açılışı olacak Moda Laboratuvarında tüm çalışanları bir araya getirip sürpriz doğum günü partisi düzenledi. Ben de gittim. Açılışı 6 gün sürecek olan Yıldırım Mayruk Moda & Tasarım Atölyesi inşaat halindeydi. Gelecek 5 yılda, 3 bin metrekareden oluşacak komplekste dünyanın ilk moda laboratuvarı bulunuyor. Kocaman bir alan davetler için ayrılmış. Yani dilerseniz hemen orada nikah kıydırabilir ya da nişan yapabilirsiniz. Zaten Barbarosun bundan sonraki projelerinde düğün, davet, toplantı, özel günlerle ilgili organizasyonlar da yer alıyor. Ayrıca yine bu atölyede geleceğin moda tasarımcıları yetişecek. 10 Ekim 2004de yaratıcılık eğitim sınavı açılacak. 23 Ekimde 2023e Hikayelerin dev gösterisi var. 12 Kasımda ise atölyede İlk elbisem adlı sergi yer alacak. 15 Kasım 2004den itibaren de Yıldırım Mayruk Moda Tasarım Ltd. bebekler için özel tasarımlara geçecek. Ardından Reinanın büyük patronu Mehmet Koçarslanın daveti üzerine Reinaya yemeğe geçtik. Reina her zaman olduğu gibi tıklım tıklımdı. Sevgili Memo (Mehmet Koçarslan), işletme ortağı Ali Ünal ve yakışıklı müdür Erkan Ünal ile sohbet ettim. Gerçekten, Allah nazardan saklasın, bütün restoranlar doluydu. Ekip de çok başarılı. O akşam masaya şef Sırrı Şahin ve garson Cafer Bayar baktı. Her şey kusursuzdu. Eşinden boşanan Mine Taşkenti, Merve Yöneyman ve Aliye Simavi teselli ediyordu galiba. Bir başka köşede yeni aşıklar, manken Şenol İpek ve Şebnem Schaffer dans ediyorlardı. Efe Önbilgin, Tuncer Öztarhan, Berk Çiller, Yalçın ve Ömer Sabancı, çiçeği burnunda evliler Yeliz-Mehmet Okuru gördüm. Bizim masada ise sosyetenin köklü ailelerinden biri vardı; Bora-Fikret Tüzel, oğulları Osman, gelinleri Bengi, Gülçin Balkan, dünya güzeli kızları Gökçe ve Gökçin... Mayruktan yıldırım harekat Efendim, son günlerde hiç de değmeyecek bazı olaylar nedeniyle strese girdim. Tabii hemen kolit durumlarım şahlandı. Soluğu İstanbul Cerrahi Hastanesinde aldım. Güzel dostum, ailemden biri gibi gördüğüm hastanenin ortağı sevgili Şelale Zarakol açtı ağzını, yumdu gözünü. Beni sinirlendiren kişilerden uzak kalmam konusunda bana çok baskı yapmıştı çünkü. Sözünü dinlemedim, cezaya razı oldum. Doktorum ve arkadaşım olan sevgili Mehmet Ali Yardel duruma hemen el koydu. Fulya taraflarına gelmişken uzun süredir görmediğim sevgili arkadaşım, Boğaziçi Tıp Merkezinin Genel Müdürü ve ortağı olan Şah Yağcıya da uğradım. Sabah Gazetesi Magazin Müdürü olan güzel arkadaşım Şengül Balıksırtı da oradaydı. Şengül eskiden de hoştu ama Taylan Kümeli sayesinde 5 kilo vermiş, acayip güzelleşip manken gibi olmuş. Sohbet sırasında Şah, Boğaziçi Tıp Merkezinin devlet memurları ve Emekli Sandığıyla anlaşma yaptığını söyledi. Devlet memurları ve Emekli Sandığı mensupları, yakınları sembolik bir fark ödeyerek özel hasta statüsünde hizmet görüyorlar Boğaziçi Tıp Merkezinde. Sıra beklemeden özel hasta gibi randevu alarak muayene ve tetkiklerini yaptırıyorlar. Ameliyat hizmetlerinde de aynı imkanlardan faydalanıyorlar. Hem santral hem de danışma bölümünde devlet memurları ve Emekli Sandığı mensupları için ayrı bir hizmet birimi oluşturulmuş. Boğaziçi Tıpda sistemin aktifliği ve hasta memnuniyeti açısından bütün düzenlemeler yapılmış. Telefon numarası (0212) 227 00 00. Ünü yurt dışına kadar ulaşan ama medyatik olmayı sevmeyen Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Akın Demiray ile sohbet ettik. Op. Dr. Akın ağustosun ikinci yarısında Amerikaya, Dünya Estetik Cerrahi Kongresine gidiyor. Yeniliklerle dönecek. Evet efendim, bugünlük de bu kadar. Yine sevinçleriniz okyanuslar, üzüntüleriniz kum tanesi kadar olsun. Hoş kalın. Biraz sağlık, Boğaziçi Tıpdan yenilikler Pazar günü Maslak Park Ormanda Efes Pilsenin 35. yıl kutlamasındaydım. 55 kişilik dev orkestra ve koro eşliğindeki muhteşem bir konsere tanık oldum. Anlatmak yetmez, yaşamak gerek. 7 bin kişi vardı valla. Hep bir ağızdan MFÖye, Sezen Aksuya, Ajda Pekkana, Zülfü Livaneliye, Fatih Erkoça, kısacası sahne alan tüm sanatçılara öyle güzel eşlik ettiler ki. Şarkı söylerken bazılarının gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Valla ne yalan söyleyeyim, ben bile çok duygulandım. Ama daha çok kuliste vakit geçirdim. Bu dev organizasyonu başarıyla yapan sevgili Ayşe Barım ve konseri videoya çeken ünlü yönetmen Ayşe Ersayın ile epey kaynattık. Kuliste Ajda Pekkan ve Sezen Aksunun samimiyetine, sanat dünyasında 35. yılını kutlayan İstanbul Gelişim Orkestrası elemanlarının heyecanına, Neconun sakin olmak için viski bardağını sürekli bir yerlerde bırakmasına, sosyetenin ve iş dünyasının gözde bekarı olan Beşiktaş Kulübünün eski başkanı Serdar Bilgilinin VIP bölümünde konseri ayakta alkışlamasına, Nükhet Durunun herkesi esprilerle kahkahaya boğmasına tanık oldum. Bir kez daha Süper Star Ajda Pekkanın şıklığına ve sahne performansına hayran kaldım. Bu arada, bu akşam Harbiye Açıkhavada konseri var. Süper Starı kaçırmayın derim. sdudek@simge.com.tr Süper Star Açıkhavada