Cadde MEME ONARIMI YETERLi DÜZEYDE DEĞiL

MEME ONARIMI YETERLi DÜZEYDE DEĞiL

11.01.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türü. Tedavisi, meme dokusunun bir kısmının ya da tamamının alınmasını gerektiriyor. Prof. Dr. Akın Yücel, kanser hastalarına protez meme yapma alışkanlığının yaygın olmamasından şikayetçi

MEME ONARIMI YETERLi DÜZEYDE DEĞiL

İstatistiklere göre, her yedi kadından biri, yaşamı boyunca meme kanseri olacak. Bu sıklık, erken teşhis ve tarama yöntemlerinin yaygınlaşmasıyla daha da arttı. Meme kanserinin tedavisi, esas olarak tümörlü dokunun çıkartılması, koltuk altındaki lenf bezlerinin temizlenmesi ve ardından uygulanabilecek ilaç ve radyasyon tedavilerinden oluşuyor. Tümörün büyüklüğüne ve hastalığın evresine göre, bu tedavilerin bir kısmı ya da hepsi birden uygulanıyor. Meme dokusunun ister tamamı alınsın, ister bir kısmı geride ciddi bir görüntü bozukluğu kalıyor. Özellikle kanserli dokunun tamamen alındığı ‘mastektomi’ ameliyatlarından sonra kadınların vücut simetrileri tamamen bozuluyor, göğüs önü ve yan duvarı boşalıyor.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akın Yücel, görüntü bozukluğunun sadece seksüel sorunlara yol açmakla kalmadığını, aynı zamanda hastanın sosyal yaşantısını da derinden etkilediğini söylüyor. Uygun kıyafet bulmakta zorlanan, yazları mayo ve bikini giyemeyen hastalarda ağır depresyonlar gözlendiğini söyleyen Yücel, şöyle devam ediyor: “Evlilikler ve aile ilişkileri bozuluyor. Mastektomiden hemen sonra memenin onarılması hastaların memesiz bir dönem geçirmemesi açısından daha avantajlıdır. Ancak ilerlemiş hastalık durumlarında meme onarımının sonraya ertelenmesi daha doğru bir yaklaşımdır.”


Hastalara bilgi verilmiyor
Estetik Plastik Cerrahi Derneği Genel Sekreterliği’ni de yürüten Prof. Dr. Akın Yücel, hastaların onarım sonrasında hayat kalitelerinin arttığını, depresyon oranlarının düştüğünü ve aile ilişkilerinin düzeldiğini gösteren çok sayıda araştırma bulunduğunu hatırlatıyor: “Meme onarımları, ülkemizde ne yazık ki gerektiği sıklıkta yapılmıyor. Bunun nedeni hem hasta ve yakınlarının kanser paniği nedeniyle yeni bir işlem istememesi, hem de mastektomiyi yapan cerrahın hastaları bu konuda yeterince teşvik etmemesi. Ancak günümüzde meme onarımları, meme kanseri tedavisinin bir parçası olarak kabul ediliyor. Ameliyat sonrası yaşayacakları psikolojik, cinsel ve sosyal sorunları azaltmak için tüm meme kanseri hastalarının bu konuda hekimlerinden bilgi istemeleri ve meme onarımını talep etmeleri gerekir.”

Haberin Devamı


“Karın yağından MEME YAPIYORUZ”
Meme onarımlarının temel olarak iki yöntemle yapılabildiğini belirten Prof. Dr. Akın Yücel, “Bunlardan ilki silikon protezler, diğeri hastaların kendi dokularının kullanılması. Silikon protezlerin ilk ameliyat sırasında yerleştirilebilmesi için hastanın meme cildinin büyük kısmının korunmuş olması gerekir, ki bu genellikle mümkün olmuyor. Eğer yeterli meme cildi yoksa hastanın göğüs duvarına, deri ve adalenin altına boş bir silikon balon yerleştirilir, birkaç ay boyunca bu balon tuzlu suyla şişirilir ve derinin esnemesi sağlanır. Bu süre tamamlandığında balon çıkarılır ve yerine silikon meme protezi konulur. Hastanın kendi dokusuyla yapılan onarımlarda ise en sık göbek altında kalan yağlı doku kullanılır. Yağ dokusu, damarları ya da altındaki kas dokusuyla birlikte alınır, şekillendirilir, eksik olan meme tarafına taşınır. Sırt, kalça ya da basenlerdeki yağ dokusu da kullanılabilir” diyor.
Dr. Yücel, son zamanlarda kullanılmaya başlanan bir yöntemin de yağ enjeksiyonu olduğunu belirterek, şu bilgiyi veriyor: “Vücuttan alınan yağlar, eksik bölgeye enjekte edilerek, meme oluşturuluyor. Ancak yağ enjeksiyonuyla yeterli büyüklükte memeler henüz elde edilemiyor. Memenin şekillendirilmesinden üç ay sonra meme başı oluşturuluyor. Bu işlem genellikle lokal anestezi altında hastanın göğüs cildi kullanılarak yapılır. Sonra da dövme yapılarak renklendirilir. Hangi yöntemin uygun olduğuna cerrah karar verecektir. Meme onarımı, ister silikon protezle yapılsın, ister hastanın kendi dokusundan, kanser riskini arttırmaz, kanserin saptanmasını zorlaştırmaz.”