Cadde “NOBEL ÖDÜLÜ KADINLARI ÇEKİYOR”

“NOBEL ÖDÜLÜ KADINLARI ÇEKİYOR”

03.07.2011 - 23:57 | Son Güncellenme:

Tıp alanında Nobel ödülüne layık görülen Amerikalı bilim adamı Prof. Dr. Louis Ignarro, 13 yıl önce bu ödülle gelen şöhretin kendisine pek çok fırsat sunduğunu anlattı. Özellikle kadınların ilgisinin arttığını ifade eden Ignarro, “Ama ben evliyim ve yüzüğümü gösteriyorum” diyor

“NOBEL ÖDÜLÜ KADINLARI ÇEKİYOR”

LOUIS IGNARRO KiMDiR?
Amerikalı bilim adamı Louis Ignarro, nitrik oksiti ve insan vücudundaki faydalarını keşfetmesinin ardından 1998’de fizyoloji ve tıp alanında Nobel Ödülü’ne layık görüldü. 1985’ten beri UCLA Tıp Fakültesi’nde farmakoloji profesörü olarak çalışan Ignarro, Bilimsel Danışma Kurulu üyesi olduğu Herbalife bünyesinde vücudun kendi nitrik oksit üretimini arttırmak için tasarladığı besin takviyesi ‘niteworks’ü geliştirdi.

* Nobel ödülünü aldığınızı öğrenince ne hissettiniz?
Çok mutluydum, benim için sürpriz oldu. Ödülü almadan yaklaşık 10 yıl önce yaptığım işin önemli olduğunu fark etmiştim. Arkadaşlarımın pek çoğu Nobel alabileceğimi söylüyordu. Ben de tahmin ediyordum ama emin olamazdım. 1998’de açıklandığında hem biraz şaşırdım hem çok sevindim. “Nihayet bitti” dedim içimden. Artık kimseden, “Seneye Nobel’i sen alırsın!” sözünü duymayacaktım. Büyük baskı vardı üzerimde.

* Nobelli bilimadamı olmak nasıl bir duygu?
Mükemmel. Çok uzun yıllar, çok uzun saatler laboratuvarda çalıştım. Bilimadamları hep böyle çok çalışır ve genelde ödül almazlar. Ama Nobel almak her şeye değer. Çok iyi bir iş yaptığınız duygusunu veriyor. Çünkü herkes sizi, ortaya koyduğunuz araştırmanın önemiyle tanıyor. Bu çok güzel bir duygu.

* Gençliğinizde bu ödülü almayı hayal eder miydiniz?
Bunun mümkün olacağını hiç sanmıyordum. Genç bir bilimadamıyken, “Bu ödülü almak ne güzel bir şeydir” diye aklımdan geçirdiğim oldu ama çalışmalarımın yeterli olduğunu düşünmedim.

* Hayatınızda ne değişti?
Bunu anlatabilmem için yaklaşık bir haftaya ihtiyacım var. Şahane bir duygu. Çok heyecanlı. Her şeyden önemlisi, Nobel’i aldıktan sonra hayatımda stres kalmadı. Önüme yeni fırsatların çıkmasını sağladı. Bazı şirketlerden iş teklifleri geldi. Farklı insanlara ulaşmamı sağlayan yollar açıldı. Oturma odamda bir Nobel ödülü var ve sık sık gidip elime alıyorum. Böylece stresim kayboluyor. 24 ayar saf altından yapılmış. Açık sarı bir altın.

* Gelen teklifler arasında en hoşunuza giden hangisi oldu?
Örneğin laboratuvarıma çok parlak öğrenciler başvurmaya başladı. Dünyadaki en iyi öğrenciler gelip benimle çalışmak istedi. Herkes Nobel ödülü kazanan biriyle çalışmak ister. Ben de binlerce öğrenciden başvuru mektubu aldım. Ama sadece
2-3 tanesini kabul edebildim.

* Öğrencileri seçerken kriteriniz neydi?
Öncelikle özgeçmişleri önemli. Okuldan aldıkları bilimsel birikimler, bilim ortamında iletişim kurabilme yeteneği, bilimsel düşünebilme yeteneği de önemli. Benim laboratuvarımda bir aile ortamı olmalı. Kavga, kıskançlık ve rekabet istemiyorum.

* Nobel almadan önce günde kaç saat çalışıyordunuz?
Her gün 10-12 saat çalışıyordum. 6-7 saat uyuyordum. Şimdi artık laboratuvarda çalışmıyorum. Beş yıl önce bıraktım. Hayatımın yüzde 60’ını seyahat ederek geçirmeye başlayınca öğrencilerle ilgilenmem de mümkün olmadı. Onun için laboratuvar çalışmalarımı durdurmaya ve farklı ülkelerde öğrencilerle konferanslar aracılığıyla buluşmaya karar verdim.

* Bu ödül kadınlarla ilişkilerinizi nasıl etkiledi?
Olumlu etkiledi. Ancak mesele şu ki, ben evliyim. Nobel ödülü almanın pek çok kadını cezbettiğini fark ettim. Bilim kadınları kadar farklı dallarda çalışan kadınların da ilgisini çekiyor. Toplumda iyi konumu olan ünlü bir erkekle birliktelik istiyorlar. O zaman yüzüğümü gösteriyorum. 22 yıl kadar bekardım. Çok şanslıyım ki, eşimle ödülü almadan bir yıl önce evlendik. Ödülü aldığımda çok şaşırmıştı. “Sen mi? Nobel ödülü mü?” diye dalga geçti. Çok güzel bir ilişkimiz var.

* Eşinizin sizi kıskandığı oluyor mu?
Hayır, sorun etmiyor. Ama her yolculuğa çıktığımda, “Sakın yabancı kadınlarla konuşma” diyor (kahkaha atıyor). O bir doktor. Hastanede çok vakit geçiriyor. Yeni bir ülkeye gittiğim zaman geliyor. Daha önce İstanbul’a geldiğimde o da yanımdaydı. Ben konferans verirken halı almaya gitmişti. Çok güzel bir halı aldı.

* Çocuğunuz var mı?
İlk evliliğimden 29 yaşında bir kızım var. Onun da altı yaşında bir kızı... Şahane bir duygu. Ama o bir bilim kadını olmayacak. Çünkü çok çalışmak gerekiyor.

HAFIZAYI GÜÇLENDiRiYOR
* Araştırmanız yeni ne söyledi?

Bir molekül türü olan nitrik oksit, bütün hücrelerimizle ve tabii kalp damar sistemiyle iletişim kurabiliyor. Benim laboratuvarım bu konudaki bilgilere ulaşmadan önce insan vücudunun nikrik oksit üretebildiği bilinmiyordu. Havada olduğu biliniyordu ama vücudun üretebildiğini biz kanıtladık.

* Nitrik oksitin vücuda faydası nedir?
Tansiyonu düşürerek kalp krizini önlemesinin yanı sıra başka faydaları da var. Örneğin hafızanın güçlenmesini ve öğrenmeyi kolaylaştırıyor. Nikrik oksit eksikliği olanların ilerleyen yaşlarda alzheimer olma ihtimali yüksek. Aynı zamanda kemik ve eklem sağlığı açısından önemli. Eksik olması halinde şişme, kireçlenme ve romatizmal hastalıklar ortaya çıkıyor. Göz sağlığına da olumlu etkisi var.

* Alzheimer’ı önleme şansı var o zaman?
Vücudun nikrik oksit üretimini teşvik edebilirsek alzheimer gibi hastalıkları önleyebiliriz. Araştırmalar bunu ortaya koyuyor. Ama nikrik oksit, yiyerek üretebileceğimiz bir şey değil. Stabil olmayan bir gaz. İki saniye içinde etkinliğini yitiriyor. Biz ancak vücudumuzda doğru koşulları yaratarak üretimini sağlayabiliriz. Bu da sağlıklı beslenme ve sporla mümkün.

ALZHEIMER NASIL ÖNLENiR?
1- Aşırı yağlı yiyecekler ve özellikle kızartmalar vücuttaki nikrik oksiti yok ediyor. Kırmızı et yerine balık, tuz yerine karabiber tüketilmesi, deniz mahsülleri ve taze meyve yenmesi, az ekmek tüketilmesi, doymamış yağ içeren pasta ve böreklerden uzak durulması tavsiye ediliyor.
2- Spor yapmalı. Terlemeye yol açacak, nabzı 120-130’a çıkarmak önemli. Bunun için yüzme, yürüme, koşma, bisiklete binme gibi sporlar tercih edilmeli.
3- Nikrik oksit üretimini teşvik etmek için üçüncü yol, beslenme takviyesi. Vücut kendi başına üretemiyorsa besin takviyeleri almalı.

SPOR HAYAT KURTARIYOR
“Ölüm nedenleri arasında kalp krizi birinci sırada. Kardiovasküler (kalp damar) hastalıklar; normal nüfusta yüzde 70 oranında rastlanırken, sporcular arasında yüzde 1. Çünkü spor sırasında atar damarlar ciddi kan pompalıyor ve nikrit oksit üretimi artıyor.”

HAMBURGER DÜŞMANI
Doymuş yağın bol miktarda bulunduğu kırmızı et ve tuz içeren sadece bir tek hamburger, vücuttaki nikrik oksit oranını düşürüyor ve ancak altı saat sonra yeniden üretilebiliyor.