Cadde Orhan Baba’dan şok karar ‘Müziği bırakıyorum’

Orhan Baba’dan şok karar ‘Müziği bırakıyorum’

02.03.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Club Angel’da Arto rüzgarı, Zarifi’de hesaplara dikkat, balıkta Deep&Blue, Venge’den paket servis, Günay’da Petek’li geceler, Beyoğlu’nda trend Anjelique, Paper Moon, ‘Ocean’s Eleven’...

Orhan Baba’dan şok karar ‘Müziği bırakıyorum’

Orhan Baba’dan şok karar ‘Müziği bırakıyorum’

Club Angel’da Arto rüzgarı, Zarifi’de hesaplara dikkat, balıkta Deep&Blue, Venge’den paket servis, Günay’da Petek’li geceler, Beyoğlu’nda trend Anjelique, Paper Moon, ‘Ocean’s Eleven’...

Orhan Baba’dan şok karar ‘Müziği bırakıyorum’
Efendim, hafta boyunca her yerde hazır ve nazırdım. Maçta, barda, gece kulüplerinde, gazinolarda, dürümcüde, çorbacıda, sinemada... Amaç, renkli hayatı sizlere sunmak. Biliyorsunuz, fanatik Galatasaraylıyım, maçların çoğunu da kaçırmam. Salı akşamı, Galatasaray’ın Ali Sami Yen’de Liverpool ile yaptığı Şampiyonlar Ligi karşılaşması öncesi, arkadaşım ve saç doktorum Veysel Şenel, karısı Aynur ile Levent’teki Venge’de yemek yedik. Tıklım tıklımdı. Buranın bu kadar tutulmasında etlerinin lezzetinin, mezelerinin tazeliğinin yanı sıra Venge’nin halkla ilişkilerini yürüten ve çok da başarılı olan sevgili Dilek Terzioğlu’nun da önemli rolü var. O gece bir köşede Gazinocular Kralı Fahrettin Aslan’ın eski eşi Arzu Aslan (benim için hâlâ kraliçe) oturuyordu. Yanında sosyetenin güzel dullarından Nilgün Özköseoğlu, ekranlardan tanıdığınız ünlü psikiyatrist Prof. Dr. Mansur Beyazyürek ve ailesi vardı. Arzu Hanım, Fahrettin Aslan ile ayrılmalarını ilk ben yazdığım için biraz kırılmış. Aslında Arzu Hanım çok sevdiğim ve de takdir ettiğim bir insan. Benim için her zaman dost kalacak, tabii kendisi bilir. Yan masamızda yine sosyetenin yakışıklı playboylarından İzzet Antebi yabancı konuklarıyla oturuyordu. Dilek Terzioğlu Venge’de paket servisinin çok iyi gittiğini söyledi. Valla muhammaradan şakşukaya, lahmacun ve pide çeşitlerinden, döner, iskender, Adana-Urfa kebap, tavuk beyti, gavurdağına kadar her şey var paket servisinde. Ben Venge’deki tavuk beytiye bayılıyorum. Venge Paket Servis’in telefon numarası (0212) 281 87 39. Yemek sonrası soluğu Ali Sami Yen’de aldık. Maçka’daki Park Şamdan’ın ortaklarından Ersoy Çetin, Galatasaray’ın eski başkanı Faruk Süren’in eşi Hatice Süren, sosyetik diş doktoru Galip Gürel, sakat olduğu için oynayamayan sevgili Sergen Yalçın, Ali Sayar ve Yeşim Salkım ile karşılaştım. Yeşim’in keyfi yerindeydi, artık hiçbir dedikoduyu umursamıyormuş. Hemen yanında yine fanatik Galatasaraylı olan sevgili Elif Yıldız vardı. Elif, Paris’deki mini tatilden yeni dönmüş. Maç sonrası keyifsiz olduğumuz için evlere döndük.

Deep&Blue’da balık, Arto dolu dizgin
Orhan Baba’dan şok karar ‘Müziği bırakıyorum’
Levent’teki Polo 13’ün başarılı işletmecisi Ali Sayar ve sırdaşım İsmail Akkaya ile bir akşam İstanbul’un tabir-i caiz ise altını üstüne getirdik. Paper Moon buluşma noktamız oldu. Ulus’daki bu sosyetik bar-restoran klasikleşti. Ne zaman gitsem aynı simaları görüyorum. Şeref Has, Nuri Yönver, barda BMW’nin büyük bayilerinden Hasan ve Süleyman Kosif kardeşler, Kral Mobilya’nın sahibi Fatih Kral, Helin Avşar, manken Ebru Destan, Suzan Hacısüleymanoğlu yarım saat kaldığımız Paper Moon’da gözüme çarpan isimler oldu. Daha sonra yemek için Ortaköy’deki Vira Vira’nın kapanmasından sonra 1967 yılında Azderoğlu olarak ün yapan, bir yıldır ise Deep&Blue olarak hizmet veren balık lokantasına gittik. Mekana ortak olan sevgili Zafer Malkoç’a "Hayırlı olsun" dedik. Aslında Beyoğlu-Sıraselviler’de olan, Yasemin Alkaya’ya ait Beşinci Kat’a yemeğe gidecektik ama Zafer ısrar edince oturduk. İyi de oldu. Büyük patron Hasan Gündüz de masaya geldi, sohbet ettik. Bayağı kalabalıktı. Eski mankenlerden olan, şimdilerde New York’da yaşayan Tülay Arda, şarkıcı Nesli Özsoy, yönetmen Ünal Küpeli, yapımcı Osman Yağmurdereli, Kadir İnanır, sanatçı Yavuz Kayral, Faruk Tınaz, Beşiktaş’ı başarıdan başarıya sürükleyen menajer Sinan Engin ve güzel karısı Ayşe, barışmalarını kutlayan manken Ayşe Hatun Önal ve sevgilisi İbrahim Çapan, Ali Sunal, annesi ve kızkardeşi vardı. Zafer yine masaya sıcak, soğuk mezeleri yığdı, balığı zar zor yedik. Artık Zafer’e bir ceza vermenin zamanı geldi; balık yemeye gidiyoruz, zaten küçük bir midem var, hemen doyuyorum, balığa yer kalmıyor. Masaya şef Kenan Kabil ve Serdar Ant baktılar. Mezeler, balık, kısacası Deep&Blue’da gerçekten her şey mükemmeldi. Fiyatlar da ehven; 25-45 milyon arasında, bilginize. Telefon numarası (0212) 263 48 29. Yemek sonrası Ali, Anjelique’i görmek isteyince Beyoğlu’na uzandık. Beyoğlu gerçekten farklı bir kültür. Sokakta zar zor yürüdük. Anjelique tıklım tıklımdı. Şef Erdinç Kurtar zor yer buldu.
Orhan Baba’dan şok karar ‘Müziği bırakıyorum’
Artık uslanıp evinin erkeği olan sevgili Erdal Acar ve karısı Emel, televizyon dünyasının başarılı ismi Can Tanrıyar ve dünya güzeli sevgilisi Petek Dinçöz, İsmail Boyner, Varol Dereli, Ceri-Monik Benardete, Nurettin Hasman, İskender Pisak, Selim Sayılgan, Begüm-Adnan Şen, Rula-Mehmet Habbab, Ersoy Çetin’i gördüm. Petek ile konuştuk. Şişli-Günay’da 6 gala yapan Petek’i, Günay’ın sahibi Günay Tuncel bırakmamış. Bu akşam ve gelecek hafta cuma-cumartesi Petek yine Günay’da. Telefon numarası (0212) 230 33 33. Petek, ardından da menajeri Orhan Alkan’ın bağladığı bayi toplantıları için Türkiye’nin dört bir yanına gidecekmiş.
Bu arada dizi oyunculuğu, eğlence ve yarışma programları için sunuculuk teklifleri geliyormuş. Petek "Şenay Abla, şarkıcılığı iyice oturtmak istiyorum. Her gün solfej, şan ve repertuvar çalışıyorum. O nedenle oyunculuk ve sunuculuğa şimdilik sıcak bakmıyorum" dedi. Anjelique’de Teo adlı bir çocuk muhteşem dans gösterisi yapıyor. Bana jest olsun diye Teo’yu bizim masada dans ettirdiler, valla ter içinde kaldı ama mis gibiydi. Anjelique’in sahipleri sevgili arkadaşlarım Rıza ve Levent Büyükuğur’a tek bir önerim var; Hafta sonu çok para kaçıyor, zavallı Erdinç ne kadar koştursa da pek çok gencin seyre ve havaya geldiği kesin. Ya da çoğunun elinde bir bira, saatlerce kalıyor. Biraz daha sıkı kontrol yapılsa iyi olacak gibi. Beyoğlu sonrası uzun süredir söz verdiğim halde gidemediğim, Jaca’nın yerine yeni açılan Angel Club’a gittik. Burası Keops Eğlence Ünitesi’nin sahibi sevgili Nida Büyükbayraktar’ın.
Nida, Arto ile ortak olmuş. Arto her çalıştığı yeri ihya ediyor. Tıklım tıklımdı. Şefler Ali Yıldız, Erdal Yılmaz, Yusuf Ozan hemen bir yer yaptılar. Arto beni görünce yine esprilerini arka arkaya patlattı. Aslında Arto’yu yakından tanımak lazım. İçinde hiç kötülük yok ama bazen dilinin ayarı kaçıyor. Uzun süredir Serdar Ortaç’a takık, kendine göre de haklı. Arto, 10 şarkılık bir albüm yapmış. Zaten sahneye de albümünün çıkış şarkısı olan ‘Allahıma Bin Şükür’ ile çıkıyor. Haftanın 5 gecesi Arto, Club Angel’ı yıkıyor. O akşam baktım da sanat, sosyete dünyasından kim varsa oradaydı; Bülent Ersoy, Seren Serengil, Doğuş, Sergen, Yağmur Ünal, Ruhat Mengi, Deniz Akkaya, Cenk Eren, İzzet Çapa, Ralf Tezman, Baran Süzer... Arto’ya vokalde Nihat, kanunda Bahadır, darbukada Harun, klavyede Gökçel, davulda Göksel, basda Hakan, kemanda Ümit eşlik ediyor. Arto saçlarını kendisi tarıyormuş. Sahne kıyafetlerinde ve özel yaşamında öyle marka takıntısı yok. Hoşuna gideni alıyor. Repertuvarı da hayli zengin. ‘Telafi’, ‘Sürünüyorum’, ‘Neler Oluyor Bize’, ‘Ellerimde Çiçekler’ ve geçmişin, günümüzün sevilen parçaları ile saat 04.00’e kadar sahnede kalıyor. Sahneden inince Arto masaya geldi; Serdar konusunda hayli dertli. Başladı anlatmaya; "Şenay Abla, valla ondan hiçbir şey istemeden bana zorla şarkı verdi. Adı da ‘Beni Unut’. Kaset yapıldı, ben şarkıyı okudum. Şimdi o şarkı için benden para istiyor. Ben de vermek istemiyorum. Kaset hazır, şimdi şarkıyı o albümden çıkarayım mı? Ayrıca televizyonlarda ve basında şarkı hakkında olumlu ya da olumsuz konuşursam 50 bin dolarlık tazminat isteyecek". Bence yapılacak en doğru şey, Serdar’ın aklı başında avukatı Ömer Durak’a başvurmak. Ömer araya girip bu olayı barışçı yoldan çözebilir.

Orhan Gencebay üzgün, Zarifi’den şikayet çok
Efendim, kitap okumadığım, film izlemediğim zaman kendimi boşlukta hissediyorum. Bana kardeş kadar yakın olan sevgili Cenk Eren, evde oturduğum bir akşam, "Haydi Excellent’e gidip yemek yiyelim, oradan da Seba Sinemaları’nda Ocean’s Eleven’ı izleyelim" deyince itiraz etmedim. Neyse George Clooney, Matt Damon, Andy Garcia, Brad Pitt ve Julia Roberts’ın başrollerini paylaştıkları ‘Ocean’s Eleven’, bana göre ‘Spy Game’ kadar başarılı değil. Ama yine de izlenebilir; performansı yüksek, heyecan dorukta, oyuncular iyi, çekimler müthiş, kısacası keyifli. Hava güzel olunca sahilde yürüyorum. Orhan Ağabey (Gencebay) de öyle. Evlerimiz yakın olduğu için karşılaşıyoruz. Geçen gün yine Orhan Ağabey’i gördüm, geçirmiş beyaz eşofmanları sırtına, yürüyor. Bu kez yanında Sevim Abla (Emre) yoktu. Meğer Orhan Ağabey’in annesi Habibe Hanım, Samsun’dan gelmiş, evde onu ağırlıyormuş. Orhan Ağabey’i çok düşünceli görünce nedenini sordum. Başladı anlatmaya; "Görüyorsun Şenay, bir kanaldan diğerine koşturuyorum. Sağolsunlar, medyadaki arkadaşlar her türlü desteği veriyorlar ama beyhude. Geçen gün Sevim Hanım, Beyoğlu’na inmiş, sıradan korsan kasetler. Yazık! Bu işe insanlar milyon dolar para yatırıyor, harcanılan emek ortada. Ama korsan kasetçilik önlenemedikçe bu işin tadı tuzu kalmıyor. Şeytan diyor ki; çık devlet büyüklerinin karşısına ‘Ya bu işi çözün ya da ben bu işi bırakıyorum’ de. Yalnız ben mi? Geçen gün de sevgili Ferdi Tayfur ile aynı konuyu görüştük. Tüm müzik firmalarının ve sanatçıların ortak derdi korsan kasetçilik. Bu işe ciddi bir çözüm yolu bulmak gerekiyor. Bak Şenay, yine sana ilk kez söylüyorum; korsan kaset olayı devam ederse müziği bırakacağım. Bu Orhan Gencebay sözü, yani şeref sözü. Çünkü bu sektör müzik şirketlerinin, sanatçıların, yanımızda çalışan emekçilerin ekmek parası ama bir şerefsiz çıkıyor ve korsan kaset ile bizleri sırtımızdan vuruyor. Devletten gereken desteği görmezsek, inan bırakacağım müziği". Valla aynen böyle söyledi Orhan Ağabey. Son günlerin trendlerinden biri de Beyoğlu’ndaki Zarifi. İki kez gittim, hiç kusur bulamadım. Üstelik sağolsunlar, mekanın en güzel masasını ayırmışlar. Kapıdaki güvenlikten tutun, içerde servis yapan şef ve garsonlara varıncaya değin herkes pervane oldu. Ama hangi eşe, dosta önerdiysem hemen herkes "Yangın var" dedi. Geçtiğimiz günlerde Fatih Terim, güzel eşi Fulya Hanım’a Zarifi’de doğum günü partisi düzenlemiş. 14 kişilik. Gelen hesap neymiş biliyor musunuz?
1 milyar 975 milyon lira. Ya 14 kişiye gelen pasta?.. Orta boy. Bir başka gece de Polo 13 ve Darüşşafaka Polo Tesisleri’nin sahipleri Süslü Celal (Altınel), Necdet Göral, işletmecileri Ali Sayar, Deniz Akkaya ve solistleri Cenk Eren gitmişler, 460 milyon ödemişler. Durun, bitmedi. Simge Grubu’nda çalışan sevgili Hande Dolman Sabuncuoğlu bir perşembe akşamı grupla gittiği halde ne mezeleri beğenmişler ne servisi. Gelen hesap 850 milyonmuş. Şimdi benim Zarifi’cilere minik bir önerim olacak; çocuklar bugünün yarını da var. Aman p...nuz kalkmasın, sezonluk olup çıkarsınız. Evet, bugünlük de bu kadar efendim.
Kalın sağlıcakla, en kötü gününüz benimkinden iyi olsun.

Yazara e-mail:




MAGAZİN