Ortaköy’de herkes için eğlence

Efendim, ayağımın tozu ile daldım yine İstanbul gece yaşamının içine. Ama çok keyifli değildi. Havalar soğudu ya, yazlık mekanların, eğlence yerlerinin tadı tuzu yok. Çoğu kez personel ile sohbet ettim. Reina eylül sonunda yaza veda ediyor. Laila da öyle. Birkaç üniversite partisi almışlar, son parti bittiği an sezon da bitiyor. Kışlıklar ise yenilenme peşinde. Bu sezon pek hareketli geçecek gibi. Yeni mekanlar, yeni yüzler ve yeni ortaklar eğlence yaşamında yerini alacak. Kışlıklar arasında ilk ‘merhaba’ diyen Karafaki oldu. Sevgili arkadaşım Göksel bu kış sezonunda da Vaçe ve Rita ile Taksim’deki güzel mekanında. Göksel’in sağ kolu, basından güzel bir arkadaş, Ergun Turgut. Ertün Yıldız ise Karafaki’nin başında. Ortaköy’ü gündüz ve gece olmak üzere iki kez turladım. Anjelique-Buz Bar yine tıklım tıklım. Buranın zaten farklı bir müşterisi var. Kış sezonunda Buz Bar’ın sahibi Lal Dedeoğlu, İstanbul Doors Grubu ile yolunu ayırıyor. Sabah kahvaltımı Göksel’in Cafe Çaydanlık’ında yaptım. Tesadüf, uzun süredir göremediğim Göksel’in eski eşi Figen ve dünya güzeli kızı da oradaydı. Medeniyet bu işte. Eski karı-koca o kadar iyi dost olmuşlar ki. Figen ile özlem giderdik. O da bu kış sezonunda Nişantaşı’nda bir kafe açma niyetinde, hayırlısı olsun. Cafe Çaydanlık özellikle gençlerin uğrak yeri. Aileler de pazar brunch’larında burayı tercih ediyor. Fiyatlar normal, atmosfer mükemmel. Ben uzun süredir yiyemediğim için menemen istedim. Figenler kahvaltıyı tercih ettiler. Cafe Çaydanlık’ın cheese cake’leri de müthiş lezzetli. Zaten İstanbul’un yarısına cheese cake’i Göksel’in şirketi dağıtıyor. Hafif olsun diye frambuazlı olanını tercih ettim. Sonra dayanamadım, özel çikolatalı ve bademliden de ince bir dilim yedim. Sevgili Rifat Ababay buranın dondurmalı brownie’sini yese tadını unutamaz. Ona bir kıyak yapmayı düşündüm ama yine diyete girmiş. Cafe Çaydanlık’da yok, yok. Krepler; ıspanaklı, tavuklu, sebzeli, jambonlu, mantarlı. Bir de ‘çaydanlık omlet’ var; içinde tavuk, dana jambon ve kaşar...
Tost ekmeği üzerinde geliyor, doyurucu. Her çeşit soğuk-sıcak sandöviçler, makarnalar, salatalar mekanın diğer lezzetleri. Burası öğle yemeklerinde de çok hareketli oluyor. Ana yemeklerde piliç külbastı, şinitzel, ızgara köfte, Çin usulü piliç ve et sote özellikle civardaki bankacıların en çok tercih ettiği çeşitlermiş. Her türlü sıcak ve soğuk içecek de var. Kişi başı doyurucu bir yemek yerseniz 10 milyona da çıkabilirsiniz, 7.5 milyona da.
Cafe Çaydanlık’ın telefon numarası (0212) 227 83 69. Göksel, bu sene Ortaköy’ün hemen girişinde 5 katlı eski bir binayı kiralamış, birlikte gezdik. Burayı restoran-bar ve kafe yapacak. Paparazziler dikkat, çünkü alt katı dehliz gibi, kocaman bir kapıya açılıyor. Yani sizin anlayacağınız kaçak-göçekler size yakalanmadan toz olacaklar. Göksel’le yine ona ait olan Bekri’de buluşmak üzere ayrıldık. Baktım, kahvelerde gençler... Kimi kitap okuyor, kimi ders çalışıyor. Bir grup kadın okey ve tavlaya dalmışlar. 5 yıl oturduğum Ortaköy’ü özlemişim valla. Köşede Ortaköy’ün sembolü haline gelen ünlü çizer Fethi Develioğlu ile sohbet ettim. Bir derya Fethi Bey. İlk karikatürü Akbaba Dergisi’nde yayınlanmış. Bir yapıtı 1978 yılında Toletino’da bulunan Dünya Karikatür Müzesi’nde yer almış. Türkiye’de 57, yurtdışında ise 135’in üzerinde kişisel ve karma sergisi olan Fethi Develioğlu, Ortaköy’ün bana göre en renkli, en sevilen insanlarından biri. Ortaköy’ün adının ve çizgilerinin yurtdışında yayınlanması bu semtin Amerika’da, Avrupa’da da tanınmasını sağlamış.

Uzun süredir Ortaköy Hamamı olarak isimlendirilen Kethüda’yı merak ediyordum. Bir akşamüstü öylesine uğramıştım, bu kez ciddiye aldım ve iyice inceledim. Anlayacağınız gibi İstanbul’un en işlek yerlerinden biri olan Ortaköy’de. 16. yüzyılda Mimar Sinan tarafından yapılan Ortaköy Hamamı, Sudi Özkan tarafından restore ettirilerek Kethüda adıyla hizmete açılmış. Kethüda’nın işletmecileri Bora Soyalp ve Kadir Çokyapıcı. Amaç, tarihi doku bozulmadan turistlere tanıtım yapabilmek. Restoran dört bölümden oluşuyor. Yemek salonu ve grupların sahne alabilmesi için genişçe bir platform bulunuyor. Burada sık sık mini konserler oluyor. Hamam odaları kişilere ve gruplara özel yemek odaları haline getirilmiş. İkinci kat ise kalabalıktan hoşlanmayanların tercih edebileceği bir yer. Çok sıcak. Şahsen yemek için burayı tercih ederim. Bu şık mekanın içinde bir de Amerikan bar bulunuyor. Mekanda yemek bir ayrıcalık ama fiyatlar da çok pahalı değil. Daha çok Fransız ve İtalyan mutfağından örnekler sunuluyor. Kaşarlı ahtapot salatası, köy usulü sıcak keçi peyniri ve gorgonzola steak mekanın özel yemeklerinden. Telefon numarası (0212) 327 41 53. Akşam için söz vermiştim, Göksel ile buluştuk. Bu kez Ortaköy Yelkovan Sokak’da bulunan Bekri adlı mekanına gidiyoruz. Buranın mezeleri çok hoş. Ama benim Ortaköy’de yeni hizmete giren ve hayli şık olan İskele Restaurant’ın sahibi Uğur Hurşitağaoğlu’na sözüm vardı. Hurşit’i de 15 yıldır tanıyorum. Neyse, Bekri’de Göksel ile laflayıp bir-iki lokma atıştırdım. Pek çok kez yazdım ama hatırlamayanlar için Bekri’nin hikayesini son bir kez daha yazayım. Sultan Murat ve Sadrazam Bayram Paşa, içki yasağına uymayanları denetlemek üzere tedbil-i kıyafet, Bekri Mustafa’nın kayığına binerler. Sahilden açıldıktan sonra Bekri şarap içmeye başlar. Sultan "Baba şu testiyi uzat, bir yudum su da ben içeyim" der. Bekri "Sen içemezsin, çünkü içindeki su değil şarap. Sonra hem beni hem kendini yakarsın" diyerek teklifi geri çevirir. Daha sonra ısrarlar üzerine testiyi uzatır. Padişah bir yandan şarabı içmekte bir yandan da konuşmaktadır. "Peki padişahın yasağından korkmaz mısın? Ya haber verirsem?" der. Bekri "İkimiz de içtiğimiz için kellemiz birlikte düşer" diye içmeye devam eder. Padişah dayanamaz; "Peki ya ben padişahsam, bu kişi de Sadrazam Bayram Paşa ise ne olacak?" deyiverir. Bekri köpürür; "Sizi gidi köftehorlar sizi. Şunun şurasında iki yudum içtiniz, biriniz padişah oldunuz, biriniz sadrazam". Bekri, gençler ve dar gelirliler için keyifli bir yer. Soğuk ve sıcak başlangıçlardan yiyip bir de özel şarabını içerseniz 10-12 milyona çıkabilirsiniz. Zaten mönüde yiyeceklerin fiyatları yazılmış, hesabınızı cebinizdeki paraya göre ayarlayabilirsiniz. Akşam keyifli bir yemek için 15 milyonu gözden çıkarmanız gerekiyor. Bekri’nin telefonu (0212) 260 17 71.

Ortaköy’de yeni işletmeye açılan bir mekan, İskele Restoran-Cafe-Bar Teras. İşletmesi Uğur Hurşitağaoğlu tarafından yapılıyor. Her türlü deniz mahsulünün servis yapıldığı mekanda bir de Fransız mutfağından seçme lezzetlerin sunulduğu şirin bir teras bulunuyor. Burası çok keyifli, Hurşit ile tam 15 yıl öncesine gittik. Alt katta gitar eşliğinde canlı müzik yapılan bar bulunuyor. Duble yerli içki, karışık mevsim meyvası ve 5 çeşit çerezin sunulduğu barda fiyat kişi başı 10 milyon. İskele’nin bir de denize paralel, Arnavut kaldırımları üzerindeki masalarda Amerikan tarzı işlemeli servislerin olduğu, genellikle turistlerin tercih ettiği bir pub’ı var. Burada keyifle Arjantin biralarınızı içip karides güveç yiyebilirsiniz. Fiyatlar uygun. Büyük bira ve midye tava için 6 milyon ödemeniz yeterli. Ancak rezervasyon şart. Ayrıca İskele Restoran’ın şık bir yemek salonu da bulunuyor. Fransız mutfağı ağırlıklı. Deneyimli aşçının elinden çıkmış soslu yemekler, kaliteli şaraplar, salatalardan, tatlı olarak ise yazın dondurmalı, kışın çikolata soslu kreplerden tadabilirsiniz. Müthiş Boğaz manzarası karşısında, nefis Türk kahvesi yudumlayarak keyifli saatler yaşamak mümkün. Kişi başı 25 milyon lira. Ben o gece farklı bir şeyler yiyeyim istedim. Kara lahana dolması, Karadeniz buğulaması, yeşil göbek salatası seçtim. Hurşit çok memnun oldu, zaten dünya güzeli bir insan. İskele’ye mutlaka gidin, memnun kalacaksınız. Telefon numarası (0212) 260 05 07. Çıkışta yolumu 15 yıldır tanıdığım Mustafa Kendir kesti. Yıllarca az mı balık yedik Çınar Restaurant’da? Toku ağırlamak zor ama ısrar üzerine çay içmek için oturdum. Çınar da İskele Meydanı’nda, Ortaköy’ün artık klasikleşmiş restoranlarından biri. Eskiden buradan çıkmazdık. Mönüye göz attım, her keseye uygun. Salatalar 2.5, deniz ürünlerinin fiyatları 2 ila 4, soğuk mezeler 2, ara sıcaklar 2 ila 7, ızgaralar 4 ila 6 milyon arasında değişiyor. Keyifli bir yemek ve taze balık için Çınar’ı deneyin. Telefonu (0212) 261 70 89.

Ortaköy deyince insanın aklına Osmanzade Sokak’taki büfeler de geliyor tabii. Tobacco Shop 12.00’den 04.00’e, Çınaraltı Büfe 09.00’dan 01.00’e, Yufka Büfe 11.00’den 03.00’e kadar açık. Osmanzade Sokak, 4 numarada bulunan İlhami’nin Yeri’nde her türlü taze balık yemek mümkün. 24 çeşit meze bulunan mekanda fiyatlar 1.5-2 milyon arasında değişiyor. Telefon numarası (0212) 260 80 80. Aynı sokakta yer alan Biracı’da ise 1.5 milyona küçük, 2 milyona büyük bira içebilirsiniz. Yanında 2.5-3 milyona dürüm ve kebap. Telefon numarası (0212) 236 67 12. Ortaköy’ün sevilen mekanlarından biri de Demirtaş Ceyhun’un ismini koyduğu Yazarlar Evi. Türk mutfağının birbirinden lezzetli yemeklerini alaturka müzik eşliğinde sunan mekanda, elinize mönüyü alıp birçok ünlü ismin yazılarını okuyabilirsiniz. Yalnız buranın gazeteci Leyla Umar ile büyük sorunu varmış. Çünkü Umar’ın evi mekanın tam üstünde. Galiba gürültü Leyla Umar’ı bezdirmiş. Esnaf mahkemelik olduklarını söylüyor ama bilemem tabii. Telefon numarası (0212) 260 77 41. Ortaköy sahilinde 07.00’den 24.00’e kadar açık olan Cheese Cake’de Çin usulü bonfile ve Çin pilici var. İçki yok. Cheese cake’ler 3.5 milyon lira. Telefon numarası (0212) 260 19 96. Yılların değişmeyen mekanı Neşe ise yine her kesimden insanın uğrak yeri. Çorbadan Arnavut ciğerine kadar aklınıza gelecek pek çok yemeği bulabildiğiniz mekanda her şey günlük pişiriliyormuş. Fiyatlar bence çok komik; 1-3 milyon arasında değişiyor. Az kalsın Ortaköy’e girerken sizi karşılayan kumpircileri unutuyordum. İçine istediğiniz her şeyi koydurabildiğiniz bol ketçaplı kumpirler ucuz yemek isteyip incik boncuk, hediyelik eşya satan mekanları dolaşmak isteyenler için ideal. Fiyatıları 4-5 milyon. Aslında Ortaköy’de gezilecek, yazılacak çok yer var. Bunlardan biri de meşhur Ertekin’in Yeri. Ama dekorasyon yenileniyor, mönü değişiyormuş. Efendim, bu akşam Kenan Erçetingöz’ün Habertürk’de yayınlanan ve son günlerin en popüler programlarından olan ‘Yüz Yüze’sini kaçırmayın. Konuk Serdar Ortaç. Evet, bir dahaki sefer Ertekin ve diğer Ortaköy mekanlarında buluşmak üzere hoş kalın, hep mutlu yaşayın.

Yazara e-mail: