Cadde Paris 2012'ye hazır

Paris 2012'ye hazır

30.05.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Hotel Westminster'da akşam yemeği, Saint Germain'de Cafe de Flore, sarayda davet; La Cafe Marly, starların restoranı Cafe de L'Alma, seks shoplar, Feria, gay ve lezbiyenlerin özel semti; Marais...

Paris 2012ye hazır

Çarşamba günü kaldığımız yerden devam ediyoruz efendim. Paris'e bana ailem kadar yakın olan modanın imparatoru Yıldırım Mayruk ve onun ortağı olan Barbi (Barbaros Şansal) ile gitmiştim. Barbi, turlarken 2012'deki olimpiyatlara aday olan Paris'teki hazırlıklara dikkatimizi çekerek "Elin oğlu iyi hazırlanıyor. İstanbul da aday ama biz uyuyoruz" dedi. Haklı. Bu arada Yıldırım'ın da mankeni olan top model Rebeka, ünlü tasarımcı Philippe Starck'ın yenilediği dev Baccarat binasındaki Restaurant Crystal Room'un çok popüler olduğunu söyledi. 50-60 kişilik bir yer olduğu için aylar öncesinden rezervasyon yapılıyormuş. Sadece gezdik. Zaten öğle yemeğinde bile boş yer yoktu. Muhteşem bir ışıltısı var. Avizeleri, masalardaki şamdanlar başta olmak üzere tüm aksesuarları kristalden yapılmış. Kişi başı yemek 150-200 milyon liraymış. Pahalı bir şarap içerseniz artıyormuş. Cumartesi günü çok kalabalıktı Paris. Hemen hemen bütün bar, kafe ve restoranlar doluydu. Barbaros ile Yıldırım'ın yakın dostlarından Zafer Kozanoğlu ve Londra'da yaşayan, Orientum adlı firmasıyla başarılı bir iş kadını olan kızı Burcu Travis, Rue de la Paix'deki Hotel Westminster'da kalıyorlardı. O akşam otelin restoranında yedik. Ama Barbi, kendi seçimi olan pahalı bir şarap nedeniyle 5 kişi için 750 milyon TL hesap ödedi. Normalde buradan 5 kişi 400 milyona çıkabilirsiniz. Servis, sunum, yemekler harikaydı ve muazzam bir şıklık vardı. Zafer Hanım ve kızı Burcu mükemmel insanlar. Zafer Hanım, İstanbul'da Alzheimer hastalarıyla ilgili vakfın kurucularından biri. Sonra biraz bohem takılmak istedik. Barbi'nin rehberliğinde değişik bir ortama attık kendimizi. Sonra anlatacağım. Pazar günü pek çok mağaza ve dükkan kapalıydı, Champs Elysees'deki turumuzu kısa kestik. Buradaki Le Madrigal'de kahvaltı ettim ama yine beni pek açmadı. Bağırsak rahatsızlığım nedeniyle kepek ya da tam buğday unundan yapılan ekmekleri yemem gerekiyor. Barbi'nin keyfi yerinde olmadığı için kafasına göre sipariş verince aç kaldım. O anda adam gibi lisan öğrenmeye karar verdim ama olmuyor. Bu iş yoğunluğunda olmuyor işte. Üç kişi tatsız bir kahvaltıya 80 milyon lira verdik. Kahvaltıdan sonra daha önce de pek çok kez gittiğimiz Saint Germain'e geçtik. Çok hareketli. Bar, kafe ve restoranlar tıklım tıklımdı. Günün pazar olması, havanın da cömert davranması nedeniyle tüm Paris sokağa dökülmüştü. Sabah kahvaltısında aç kaldığım için, çok zor yer bulduysak da Cafe de Flore'a oturduk. Burası sadece Saint Germain'in değil, Paris'in en ünlü kafelerinden. İki katlı bir yer. Yan tarafında Flore imzalı bardak, kahve takımları, çerezlikler, reçeller filan satılıyor. Canımın istediği gibi muhteşem bir omlet yedim; Peynirli ve ıspanaklı. Üzerine de yeşil çayımı içtim. Ohhhh, dünyaya yeniden gelmiş gibi oldum. 10. Rue des Lombards'daki Le Restaurant Bar'da bolero festivali vardı. Eğlence olsun diye Barbi ile oraya gidip tekrar Champ Elysees'ye döndük. Barbaros'un Paris'in farklı bölgelerinden tanıdığı çok kişi var. Az önce sözünü ettiğim dünyaca ünlü zenci top model Rebeka Ayoko da bunlardan biri. Mücevher tasarımcısı Sandra Berete'nin (16, Place Vendôme) satış müdiresi. Marlon Brando ile unutulmaz film 'Son Tango'da oynayan, şimdi siyasetçi olan Maria Schneider ve yönetmen Maria Machazonni de Barbi'nin tanıdıkları. Barbi ve Rebeka beni entelektüellerin gözde semti Marais'ye götürdü. Burası yıllar yıllar önce bataklıkmış. Zaten Marais de Fransızca bataklık demek. Sonra bataklık kurutulmuş ve üstüne Paris'in çılgın semti Marais kurulmuş. Marais'de sokaklar leş! Bizim belediyeler onlara 10 basar. Bir gece önce de Burcu ve Barbaros ile semtin ünlü restoranı Anahi'de oturmuş, etrafı gözlemiştim. Saint Germain ve Cafe de Flore Marais, Paris'in gerçekten en renkli semtlerinden biri. Marjinal simaların buluştuğu semtte en büyük yoğunluk, Chatlet bölgesindeki Rue du Temple'da. Paris Belediyesi de burada. Başkanı eşcinsel olan belediyenin komşuları seks shoplar, kafeler, çılgın diskolar, özel saunalar ve farklı butikler. Buradaki ünlü Comet Cafe 02.00'ye kadar açık. Depot adlı disko kadınlara perşembe dışında giriş izni vermiyor. Çünkü burası eşcinsel erkeklerin uğrak yeri. GAY PARİS olarak ünlenen bölgeyi, değişik bir gözlem yapmak istiyorsanız mutlaka ziyaret edin. Sahipleri Barbi'nin arkadaşları olan Temple Cafe'de kişi başı 30 Euro'ya düzgün bir öğle yemeği yersiniz. Geceleri bu bölgede eğlendikten sonra dönüşte en büyük sorun taksi bulmak. Metro da gece saatlerinde pek tekin olmadığından otele dönüş biraz dert olabilir. En iyisi siz gündüz gidin. Kafelerin önlerine oturmuş yüzlerini güneşe vermiş gay ve lezbiyenleri öpüşürken görürseniz sakın şaşırmayın. Bölgedeki bazı barlarda minik, karanlık odalar var. Burada kişiye özel porno film gösterimleri var. Bazı kafelerde ulu orta kadın da satılıyor. Merak ettim, sordum. Bir saat için 100 milyon istiyorlar. Zaten sokaklar da fahişe dolu. Türkler'in yoğun olarak bulunduğu Rue Saint Denis 78 numaradaki Miss Coquines adlı butiğe de oraya gitmişken bir göz atın. Çılgın hediyelik eşyaların yanı sıra uygun fiyata giyim eşyaları da var. Seks shoplar ve daha neler... Bir akşam da yemekte, Zafer Hanım ve Burcu'nun davetlisi olarak 131. Rue Saint Domique'deki La Crogue adlı restorandaydık. Ama yokluktan. Çünkü nereye gittiysek doluydu. Otelin karşısında yer alan, bizdeki Şamdan ve Club 29 ayarında olan Cafe de L'Alma'da yer yoktu mesela. 5 Avenue Rapp'daki Cafe de L'Alma starların yeri. Bir öğle yemeğinde karşımıza Jean Paul Belmondo, eşi ve konukları çıktı. Felçli oyuncu zor yürüyordu. Ünlü ve eğlenceli bir yer burası. Yemek sıradan, sonrası yine renkliydi. 18 Rue des Archives'deki Les Marr'a oturduk. Çok renkli insan tipleri vardı, gelen-gidenle eğlendik. Restaurant La Crogue, Cafe de L'Alma Son günün sabahı alışverişe çıktık. Yıllardır alışveriş yaptığım Champs Elysees'deki Celio adlı bir mağazada genellikle spor giyim eşyaları bulunur. Gerçekten muhteşem ve her keseye uygun şeyler satılıyor orada. Caddenin sonunda, 146-150 numarada. Yazlıklarımı aldım. Sonra da Paris'in bir çok yerinde şubesi olan, ünlü parfüm ve kozmetik ürünleri satan Sephora'ya girdik. Hafta başı olduğu için sakindi. Öğle yemeğini 4. Rue du Bourg Tibourg'daki Feria Cafe&Restaurant'ta yedik. Renkli ve hoş bir yer. Akşam ise Rebeka, Maria Schneider, yönetmen Maria ile Louvre Sarayı'nın içindeki Le Cafe Marly'ye gittik. Buraya şık gitmek zorundasınız. Fransız sanatçılar, siyasetçi ve iş adamları müdavimleri. Tarih ile iç içe bir yer. Yemekleri harika. Ama pahalı. 6 kişi, içki dahil 800 milyon TL ödendi. Eğlenceli ve keyifli bir seyahatti. Siz bu satırları okurken ben Almanya'da olacağım. Arada, iki günlüğüne gittiğim Bodrum seyahatimin detaylarını yarın PAZAR POSTASI'nda bulacaksınız, kaçırmayın. Sevinçleriniz okyanuslar, üzüntüleriniz ise kum tanesi kadar olsun. Hoş kalın. La Cafe Marly, Feria ve veda... Efendim, Azizoğlu Halkla İlişkiler'in zarif sahibesi ve medyanın Ayşe Abla'sı Ayşe Azizoğlu, Bodrum Göltürkbükü'nün en güzel koyunda bulunan İberotel Bodrum Princess'ın 1. kuruluş yıldönümünün organizasyonunu yaptı. Ben de Ayşe'yi çok sevdiğim için tüm yorgunluğuma rağmen iki günlüğüne oraya gittim. Kankam, sırdaşım sevgili Yazgülü Aldoğan, yakışıklı oğlu Deniz, modanın imparatoru Yıldırım Mayruk, sevgili kavalyem Ali Sayar, turizmci Müge Ay, bana göre magazin dünyasında adam gibi bir adam, dost, Haftasonu ve Hello'nun Yayın Koordinatörü Erdem Kırım ile birlikte keyifli tatil yaptık. Minik tatili bu fotoğrafla ölümsüzleştirdik. Dedikoduları ise PAZAR POSTASI'na sakladım. İberotel sezona hızlı girdi Bir dakika! Galatasaray Adası buz, dün sezon açtı. Havuz kısmı geçmişin plaj konseptini geri getiriyor. 09.00-20.00 saatleri arasında hizmet veriyor. Öğle ve akşam yemek servisi verecek restoranlar; Doğa Balık, Sushi Corner, Türk ve uluslararası mutfağa sahip buz Restaurant. Geçtiğimiz sezon sporseverlerin gözdesi olan Sanda Spa by Hillside bu yaz da iddialı. Telefon numarası (0212) 263 09 09. sdudek@posta.com.tr buzADA açıldı