Cadde 'Paydos' deyince yine Fadik olurum

'Paydos' deyince yine Fadik olurum

11.09.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Oyuncu Fadik Sevin Atasoy, "Rolümün etkisinde kaldım, çok etkilendim, tedaviler gördüm diyenlere inanmıyorum. 'Paydos' denince evine gider, normal hayatına dönersin" diyor

Paydos deyince yine Fadik olurum

axcaf011.jpg Ekim ayında 'Altın Portakal' için yarışacak olan 'Zeynep'in 8 Günü' filminde 'Zeynep'i oynayan, Mahsun Kırmızıgül'ün 'Beyaz Melek'inde 'Hatice', 'Usta' filminde ise 'Hasibe' rollerine bürünen Fadik Sevin Atasoy, 'Dudaktan Kalbe' dizisinde 'Leyla' karakteriyle karşımıza çıkacak. Ünlü tiyatro oyuncusu Sönmez Atasoy'un çalışkan kızı Fadik ile rollerini ve özelini konuştuk... Film kasım ayında vizyona girecek. Ekim ayında ise Antalya'da 'Altın Portakal' için yarışacak. Prömiyerini de Antalya'da yapacak. 'Zeynep'in 8 Günü' adlı filmle başlayalım sohbetimize... O filmi bitirdim. Şimdi bir diziye başladım; 'Dudaktan Kalbe', onun çekimleri sürüyor. Reşat Nuri Güntekin'in eseri. Çekimleri süren 'Beyaz Melek' ne oldu? 2008 Temmuz'da 'motor' diyoruz ama çalışmaları başladı. Demlene demlene hazırlanıyoruz. 'Usta' adlı bir film daha vardı, o ne oldu? Evet, çok sürpriz oldu. Televizyon tarihinde bir ilk yapıyorum. 'Usko' oldum. Gelelim 'Dudaktan Kalbe' dizisine... Sürpriz mi oldu? Uzun soluklu konuk oyuncu! Reşat Nuri'nin romanında bir cümlede geçer Leyla diye bir kadın. Yani Kenan'a 'Aşk artık dudaktadır, kalbe inmeyecek' dedirten kadındır Leyla. İlk aşkıdır onun. Ece ve Melek (senaristler) bir hoşluk yapıp Leyla'nın kim olduÇunu açmışlar senaryoda. Kenan'la birlikteyken Leyla nasıldı, Kenan'dan sonra Leyla'ya ne oldu ve tekrar karşılaştıklarında ne olacak? Benim çok hoşuma gitti, seyirci de çok sevecek. Ancak ben uzun süre kalamayacaÇım dizide. O ne demek? Hayır, etkilemiyor. Ben zaten 'Rolümün etkisinde kaldım, çok etkilendim, tedaviler gördüm' diyenlere inanmıyorum. Hakikaten yalan bunlar, yok öyle bir şey. Bu işi profesyonel olarak yapan insanlar 'Motor' denince oynarlar. 'Paydos' denince de evine gider, televizyon izlersin, normal hayatına dönersin. Bu böyledir. Ben beş gün boyunca Zeynep gibi yaşamadım ya da Leyla gibi. Profesyonellik budur. Bir karakterden öbür karaktere geçmek benim için şöyle bir şey; nasıl bir ev hanımı bir yandan fasulye yaparken, bir yandan da akşama yanına ne tatlı yapacaÇını düşünüyorsa, rolden role geçiş de profesyonel için böyle bir şey. Ben de bir yandan Leyla rolünü oynarken, diÇer taraftan Hatice'yi düşünebiliyorum. Stresimi atmak için de çekirdek çitlemeyi pek severim! Hep farklı karakterleri oynuyorsun, bu kadar farklı karakteri canlandırmak seni psikolojik olarak etkiliyor mu? Martısının adı Jonathan (Fadik Atasoy bir çıÇlık atıyor.) Nereden biliyorsunuz bunu? Lütfen söyleyin, alttaki komşum mu söyledi yoksa? Cihangir'deki evinin damına çıkıp çekirdek çitlerken, dikkatli ol da aşaÇı düşme, e mi? İnanılmaz bir gazetecilik bu. Vallahi bravo! Benim çatımdan Eminönü gözüküyor. İstanbul'a kendi damımdan bakmak hoşuma gidiyor. Bu arada çekirdek çitliyorum işte. Bir gün de alt komşu beni hırsız sanıp, 'Polis çaÇıracaÇım, in aşaÇı' diye bas bas baÇırdı bana. 'Abla benim, Fadik' dedim. 'Yine mi dama çıktın sen!' dedi, gülüştük. Bir de benim beslediÇim martım var. Adı da Jonathan. Richard Bach'ın martısının adını verdim ona. Babam da (Sönmez Atasoy) Jonathan ismini vermeme kızdı, Hüseyin, Ahmet gibi bir Türk ismi koymamı istedi. Biz Jonathan ile beraber damda oturuyoruz Cihangir'de. Geçen gün annem martıya tavuk vermiş, yesin diye. Martının da gözünü kan bürümüş. Nasıl hızlı vuruyor cama, görmeniz lazım. Metamorfoza uÇradı resmen martı. Ben de sinirlendim. Açtım pencereyi, 'Bu ne arsızlık, bu ne terbiyesizlik, bıktım artık senden' diye baÇırdım. Sokaktan geçenler beni kocamla falan kavga ediyorum sanmışlar (gülüyor). Komşularını hiç tanımam! İlk ödülü 4 yaşında aldı Selçuk Tiyatro Festivali'nde 'Teneke' adlı oyunla aldım ödülü. Babam yönetiyordu oyunu, ben de orada kaymakamın kızını oynuyordum. 'Baba gitme' diye aÇlıyordum. Seyirciyi de aÇlatıyordum. Hayal meyal hatırlıyorum ama gerçekten tiyatroda doÇdum ben. Kuliste uyuduÇum günler oldu, üstüme kostüm örttüler. Hatta orta kulak iltihabı oldum bir turnede ve annemin kulaÇıma bir kostümle pansuman yaptıÇını hatırlıyorum. Benimle beraber turnelerde büyüyen hiçbir arkadaşım tiyatroyu seçmedi. Ama ben başka bir şey yapamazdım. Yine dünyaya gelsem yine oyuncu olmak isterim. Fadik Sevin Atasoy, tiyatrocu bir ailenin kızı. İlk oyununu dört yaşında oynadın ve ödül aldın. Böylesine önemli bir rekoru ilk kez duyuyorum. Başka bir örneÇi var mı bunun? Bilmem. İki yol vardı benim için. Annemler istemedi oyuncu olmamı, meşakkatli bir iş olduÇunu düşünüyorlardı. Onlar diplomat olmamı istiyordu. Hem İngilizcem hem Almancam hem de Bulgarcam var. Ama mutlu deÇildim ve tiyatroya gidenleri kıskanıyordum. Yarım bıraktım. Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü'ne burslu olarak girdim. Sonunda kavuştum hayalime. Böyle diyorsun ama Ankara Üniversitesi Dil Tarih CoÇrafya Fakültesi İtalyan Dili ve Edebiyatı okumuşsun. Neden böyle bir tercih yaptın o zaman? İlk başrolünü almasının kozmik hikâyesi... Yönetmeninin "Kimse oynayamaz" dediÇi rolü nasıl oynadı? Altın Portakal hakkında ne düşünüyor? Bulgaristan'da Türk tiyatrosu kurarken zorluklar yaşadı mı? Bu soruların yanıtları dergisinde.

Yazarlar