Aldatılmak, aldatıldığını bile bile bunu sineye çekip eşe dosta aldatan kişiyi savunmak nasıl bir şey aklım almıyor

İki aşk arasında kalmak, iki kişiye aynı anda aşık olup, mantıkla kalbinin arasında sürekli depar atmak, gizlenmek, utanmak, birisini seçmezsen eğer ikisinden de olmak vs vs... Düşünmesi bile başımı döndürüyor, midemi bulandırıyor, kalbimi sıkıştırıyor. İki kadın arasında kaldım ama sevgilileri değilim, o kadınlara aşık hiç değilim, neden kaldığım konusunda da zerre fikre sahip değilim.

Haberin Devamı

Aldatılan sevgili adamı savunursa
Bir arkadaşımız vardı, adamın üç senelik bir de uzatmalı sevgilisi. Sonra bu adam evlenmek üzereyken nedense(?) gözleri fıldır fıldır dönmeye başlayıp kızcağızı aldattı. Ve bunu öyle gizli saklı bile yapma gereği duymadan. Bir gün öyle biz bir yerde oturmuş bir şeyler yerken, kızın biriyle el ele geldi yanımıza. Hepimiz şok tabii, sinirden önümdeki makarna yerine kolumu bacağımı yedim resmen.
Önümde iki yol vardı, ya diğer kıza söyleyecektim aldatıldığını ya da bana ne diyerek uyuyacaktım. Yani bana yapılsa bu olay, ben evde dizi izlerken kuzu kuzu, manitam ortak arkadaşlarımızın yanına hatunun biriyle el ele gidecek. O nasıl bir küçük düşürülüş, o nasıl bir haysiyetsizlik, o nasıl bir şerefsizlik. O tuttuğu eli keserim, o içeri girerken adım attığı ayağını kırarım, o güldüğü zaman ortaya çıkan dişlerini tek tek yuttururum ona. Sadece ona mı, benim olduğumu bile bile ona dalkavukluk yapıp, o anı gören her kişinin gözlerini tornavidayla oyarım yemin ederim.
İşte şimdi de ya o kız, benim gözlerimi oyarsa diye dayanamadım, sabaha karşı dörtte ne olacaksa olacak umurumda değil diyerek kızı aradım. Uyku sersemi hemen beni dinlesin de olay benden çıksın gitsin diye hızlı hızlı anlatıyordum ki, daha cümlem bitmeden, “Biliyorum tatlım, zor bir dönem geçiriyoruz şu anda. Ona izin verdim, diğer kızın da haberi var hem. Benim utanacak bir şeyim yok, ben yanında ki hep duracağı kadınım, o ise geçici olanı. Biliyorsun evlenme kararı aldık ve o korkuyor” bla bla bla... Devamını dinlemeye sinir sistemim el vermedi, sadece “İşin gücün var, kaşın gözün var, bir gebeliğin yok adama, ya da herhangi bir zorunluluğun, neden yahu neden?” dedim. “Aşığım, başkasıyla olmak istemiyorum ve o korkuyor...” Korkusunun gelmişine geçmişine söveceğim de hanımefendiliğime yakışmaz diye yapmadım.

Haberin Devamı

Aklım almıyor yahu
Böyle aşk mı olur, paylaşımcılık ruhu denilen şey gönlün içine nasıl konar yarım aklım almıyor. Yani içten içe kabullendin eyvallah ama “Adama izin verdim” demek nedir yahu. Küçük duruma düşme olayına nasıl göz yumarsın, nasıl öyle ezik ezik, adamı seni aldattığı için bana savunabilirsin. Adamı savunduğun da yetmiyor bir de sanki kendin çok takdir edilecek davranış sergilemişsin gibi diğer kızı ne diye aşağılarsın. Birbirinizden ne farkınız var, sen “Nasıl olsa adam benim” diyorsun, diğer kız da “Adam bundan uzaklaşmış, artık benimdir” diyor. Diğer kızın yerine de koyuyorum kendimi, onun için de zor, bizim yanımıza geldiğinde bile hepimiz, ‘hayırlı işler hacı’ modundaydık. Ki belki de aralarındaki ilişki sadece cinsellik bile değilken. Ayy bir de bu ne yahu, adam da sanki bulunmaz Hint kumaşı, ağzını açıp tek kelime ettirmiyorlar adama. Ben de burada o dangoza laf söyleyeceğime oturup hatunları suçluyorum.
Gerçi hoş beni de ilgilendirmez, alan razı veren razı ama sinir etmeyin beni, o günden beri benim sevgilim de bi özendi, korkuyorum da korkuyorum diye tutturdu, gaza gelirim de bi umut onun Rusya’da yalnız başına tatil yapmasına izin veririm diye her cümleye “Korkuyorum” diye başlıyor. Onun bi ödünü patlatacağım ben bugün yarın, o olacak hadi bakalım.

Haberin Devamı

iKi KADIN BiR ADAM

Yazının Norma’sı:

İlişkinin başında Red Kit gibi uzak, amaçsız, cool herif isterken; sonlara doğru Cedric gibi aşk çocuğu olamadı diye ağlıyoruz.