Sabanur Kıraç

Sabanur Kıraç

skirac@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

‘İyi ye, iyi yaşa’ mekanlarına bir yenisi daha eklendi



Bread’s’in mönüsünde kahvaltıdan salataya, makarnadan pizzaya ne ararsanız var. Ama hepsinden öte, ekmekleri insanın aklını başından alıyor

Geçtiğimiz hafta yakında evlenecek biricik dostum Onur Atik ile Bread’s zincirinin Arnavutköy’de açılan son halkasındaydık. Yeni açılan mekanların en sevdiğim yanı hizmetin her zaman beklentilerinizin üzerinde olmasıdır. Garsonlar henüz çalışma şevklerini kaybetmemiş, işletmeciler şımarık müşterilerden henüz yorulmamıştır. O yüzden tüm ilgi üzerinizdedir. Bread’s’te durum biraz farklı. İlk açılan şubesinde de son açılanda da aynı muameleyi görüyorsunuz. Çalışanlar hep işe yeni başlamış gibi şevkli. Siz de hep ilk müşterileri gibi değerlisiniz.
Bir Türk kuruluşu olan Istanbul Gourment Group’un markalarından biri olan Bread’s’in İstanbul’un dört bir yanında şubeleri var. Mönüsünde kahvaltıdan salataya, makarnadan pizzaya ne ararsanız bulabiliyorsunuz. Ama hepsinden öte, asıl adını aldığı ekmekleri insanın aklını başından alıyor. Öncelikle tüm ekmekler arasında favorim olan ‘7 Tahıllı’yı tavsiye ediyorum size. Sonra da ilk kez burada denediğim ve o yoğun tadına bayıldığım Dinkel Berger’i öneriyorum. Tüm bunların yanında mutlaka denemeniz gereken şeyse, ‘soğanlı ve zeytinli foccacio’! Üstelik bütün bu ekmekler günlük olarak üretiliyor.
Bread’s’in sloganı ‘İyi ye, İyi yaşa’. İyi yaşamak kısmını bilemem ama yediklerimin oldukça iyi olduğunu biliyorum. Zaman zaman yazdığım ve önerdiğim yerlerin çok pahalı olduğu konusunda eleştiri mailleri alıyorum. Bu sefer içim rahat. Çünkü Bread’s’in fiyatları da çok uygun. Bir de değinmeden geçemeyeceğim iki yeniliği var. Bunlardan ilki kahvaltı kutuları. Misal, sabah işe gitmek için evden erken çıktınız ve kahvaltı edecek vaktiniz olmadı. Bir yer de otursanız da işe geç kalacaksınız. İşte o zaman Bread’s’in akıllıca düşünülmüş kahvaltı kutusundan almalısınız. Bu kutunun içinde bir kahvaltıdan beklediğiniz her şey var. İnanılmaz pratik. Üstelik de sadece
9 TL.
İkinci başarılı yenilikleriyse ‘Fit Box’. Bu da diyet yapanların imdadına yetişen Bread’s kutusu. İçindeki diyet yemeklerle tam bir rejim kurtarıcı! Son olarak beni Nişantaşı Kantin’e mecbur kalmaktan bırakan arpa salatasından da bahsedip konuyu kapatacağım. Kantin’de her öğünde zevkle yediğim buğday salatası Bread’s’te daha da tapılası bir hal almış. ‘Kuru meyveli arpa salatası’ adını verdikleri bu salata tam bir yaz lezzeti. Mutlaka deneyin.


Bu çaydan sadece birkaç tane kaldı!
Bizde her şeyin en iyisini, en yenisini ve tabiri caizse ‘ciks’ini önce Dilara alır ve dener. Onun sayesinde biz de nerede ilginç ve yeni bir şey varsa haberdar oluruz. İşte Lipton’un sadece beş bin adet ürettiği Lipton Soft Cashmere adlı çayı da ilk onun evinde tattım.
İşin özünde Lipton Soft Cashmere, Hindistan’ın Kaşmir bölgesinden ilham alınarak hazırlanmış. Siyah çay yaprakları tarçın kabuklarıyla harmanlanmış ve gül yapraklarıyla taçlandırılmış. Tadı da tıpkı bu tanım kadar ‘janjanlı’. Açık söylemek gerekirse Lipton Soft Cashmere, bugüne kadar tattığım en zarif çay.
Dilara’nın ilgisini ilk çeken kutusundaki Swarovski taşı olmuş. Yani hem içini hem dışını süslemişler. Bir de ‘sınırlı sayıda’ üretmişler ya, daha da değerli olmuş. Dilara’dan
çıkınca ilk iş markete uğrayıp bir kutu almaya niyetlendim ama bulamadım. Meğer sadece Harvey Nichols, Delicatesen ve Makro Centerlar’da satılıyormuş. Eğer siz de denemek isterseniz, bilginiz olsun.