Cadde ‘Senaryo oya gibi işlenmiş’

‘Senaryo oya gibi işlenmiş’

24.10.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

‘Ufak Tefek Cinayetler’ dizisinin Merve’si Aslıhan Gürbüz ve Serhan’ı Mert Fırat, senaryoya çok güveniyor. İkili, “Zekice kurgulanmış bir proje, oya gibi işlenmiş bir senaryo” dedi.

‘Senaryo oya gibi işlenmiş’

Bu akşam Star TV’de başlayacak ‘Ufak Tefek Cinayetler’ dizisinde evli çifti oynayan Aslıhan Gürbüz ve Mert Fırat, seyircinin bu tarz bir iş izlemediğini söylüyor. İkiliyle, projeyi, karakterlerini ve diziler arasındaki rekabeti konuştuk.

Haberin Devamı

- Senaryoda sizi çeken neydi?

Aslıhan Gürbüz: Senarist Meriç Acemi, her kadının çok detaylı anlatıldığı bir senaryo yazmış. Tüm karakterleri pirüpak olmaktan ziyade, kusurları, zaafları ve karanlık yanlarıyla anlatıyor. Bunu yaparken sulu zırtlak bir dramdan ziyade, kriminal bir duruma dayandırıp, seyirciye iyi-kötü sorgulamasını alışılmadık bir halde sunuyor. Böyle oya gibi işlenmiş bir senaryoyu uzun zamandır okumamıştım.

Mert Fırat: Zekice kurgulanmış bir proje. Tüm karakterler, senaryoda çok dengeli biçimde konumlandırılmış. Projeyi kabul etme unsurlarımdan ilki senaryo, ardından da tabii ister istemez yönetmenin kim olduğu... Ali Bilgin çok beğendiğim bir yönetmen.

- Nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?

Haberin Devamı

A.G: Merve, lider ruhlu, kontrol etmeyi ve insanları elinde tutmayı seven bir kadın. Çalışmıyor ama çok işi var. Her şeyi o organize etsin istiyor. Dışarıdan bakıldığında, eğlenceli, gerçek olma ihtimali ise bir o kadar ürkütücü bir kadın.

M.F: Serhan, ‘Pandoranın Kutusu’ gibi bir adam. Sadece iş odaklı. Her bölümde onu biraz daha keşfedeceğiz. Zaten evli olduğu kadın da, onun gibi hayatı sorgulayan ve sürekli mücadele içinde olan biri. Birbirlerini dengeliyorlar.

- Karakterinize benzer yönleriniz var mı?

A.G: Oynadığım tüm karakterleri şimdiye kadar Aslıhan’a olan uzaklığıyla seçtim. Bunun beni geliştirip, başarıya ulaştıracağını düşündüm. Yakın olan değil de en uzak olan her zaman daha cazipti. Merve gibi bu kadar uzak bir kadını hiç oynamamıştım. Öyle bir arkadaşım bile olmadı.

M.F: Birebir benzer yönlerimiz yok ama çok rahat empati kurabileceğim yönlere sahip. Serhan, verdiği kararları iyi tahlil etse de, hata yaptığında onları hızlıca çözmek yerine biraz beklemeyi tercih eden biri...

Mesela bu özelliği, bana çok ters gelen bir yanı. Ben bir hata varsa, hızlıca ona döner ve çözümüne odaklanırım.

- Merve, ‘Sarmaşık’ grubunun lideri... Gerçek hayattaki arkadaşlık ortamında liderlik yapıyor musunuz?

A.G: Kedilerime bile liderlik yapamayacak bir yapıdayım. Tüm ilişkilerimde, ‘Siz bilirsiniz, ben uyarım’ diyen tarafım. Her grupta sinir bozucu bir, ‘fark etmez’ diyen vardır ya, işte o benim.

Haberin Devamı

- Serhan sert bir karakter. Role nasıl hazırlandınız?

Meriç’in (Acemi) kaleme aldığı sağlam bir background hikayesi vardı. Ali, Meriç ve ben çekimlerden yaklaşık 2-3 hafta önce geçmişteki öykünün yaralarına ve nasıl travmalar yaşadığına kadar Serhan’ı bugünkü hale getiren tüm detaylar üzerine konuştuk. Ben de edindiğim bilgiler ışığında ona şekil verdim.

- Diziler arası rekabet çok fazla. Bu hikaye hangi yönleriyle seyirciyi yakalayacak sizce?

A.G: Seyirci, bu tarz bir iş izlemedi. Alışılagelmişin dışında yeni bir dizi izleyecekler. Kriminal bir porje olmasından dolayı soru işaretleri bol... Saatler boyu uzun uzun bakışlar ve ciğer söken ağlamalar, duygu sömürüleri yok. Şıkır şıkır bir dünyanın yansıtılıyor olması da, her 10 kadından 4’ünün stil danışmanı ve fashion bloger’ı olduğu bir ülkede, dikkat çekebilir diye düşünülmüş.

Haberin Devamı

M.F: Hem günümüz modern toplumunu yansıtması hem de evrensel bir hikayeye sahip olması açısından izleyiciyi yakalayacak. Bugünün insanının modern topluma yabancılaşma sürecini, dramla birlikte seyircileri güldürecek bir dil ve kara komediyle de anlatıyor. Birbirini sürekli bertaraf etmeye çalışan, dört kadını ve de erkeği izleyeceksiniz.

- Dizide sekiz başrol oyuncusu var. Yine de uzun süre sette kalıyor musunuz?

A.G: Ekip sanki uzun zamandır birlikte çalışmış gibi sakin ve hızlı... Bu sette zannetmiyorum ki, sabahlara kadar perişan olalım.

M.F: Sete inanılmaz derecede hâkim olan bir ekiple çalışıyoruz. Bu da bir oyuncu için büyük avantaj. Böylesine profesyonel insanlarla çalışınca, çok uzun saatler sette kalma gibi durumlar da yaşamıyorum. Herkes işini mutlu şekilde yapıyor ve iyi bir şey çıkarmak için çalışıyor. Umarım hak ettiğimiz sonucu alırız.

Mert Fırat:

‘Senaryo oya gibi işlenmiş’

‘Hepimiz denenmemişin peşinde koşarız’

Haberin Devamı

- Daha önce bu tarz dizi çekilmedi. Sektör yeniliğe açık olmadığı için riske girdiğinizi düşünüyor musunuz?

A.G: Sektör yeniliğe açık değil düşüncesi, en büyük engel... Yeni neler yapıldı, kaçı başarısız oldu, kaçı karşılığını aldı gibi istatiksel verilere bakmak gerek.

M.F: Bu, bir oyuncu için asla risk değil, tam tersine caziptir. Hepimiz yeni ve denenmemişin peşinde koşarız. Dolayısıyla bunun bir dezavantaj değil, büyük bir avantaj olduğunu düşünüyorum.

- Dizi dışında neler yapıyorsunuz?

A.G: Şimdilik diziye odaklıyım ama set olmadığı günler, ya doğa yürüyüşlerinde ya da denizde yelkenlideyim.

M.F: DasDas, sezona hızlı ve güzel başladı. Benim de rol aldığım, geçtiğimiz sezon sahnelemeye başladığımız ve kapalı gişe oynadığımız ‘Joseph K’ devam ediyor. ‘Arif V 216’ ile ‘Yol Ayrımı’ filmlerim var. 10 Kasım’da vizyonda olacak ‘Yol Ayrımı’nda, Yavuz Turgul ve Şener Şen gibi iki ustayla çalışmak eşsiz bir deneyimdi.