Cadde Söz uçar, yazı iki cihanda

Söz uçar, yazı iki cihanda

18.04.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

‘Son Mohikan’ Arda Uskan meslekte 35. yılını dostlarıyla birlikte ‘ateş suyu’ ve ‘tamtamlar’ eşliğinde kutladı

Söz uçar, yazı iki cihanda

“Bizler vahşiyiz, anlamayız. Bir su birikintisini yalayan rüzgârın sesini, kurbağaların, ağaçlardaki kuşların, doğanın şarkılarını severiz. Bu sesleri dostlarımızla dinlemeyi severiz. Yoksa yaşamın başka ne anlamı olabilir ki?!”
Şef Seattle’ın 1854 tarihli meşhur mektubundan bir alıntıyla başladı gece... Gazeteci ‘Son Mohikan’ Arda Uskan, meslekte 35. yılını ‘ateş suyu’ ve ‘tamtamlar’ eşliğinde kutsayacaktı, bizlere de bu ayinde onun için söylenecek şarkıları paylaşmak düşüyordu. Uskan sıkı bir ‘rocker’ olduğu için Kemancı’da toplandık. Müzik direktörü Naim Dilmener, sunucu Metin Uca’ydı. Özel Mohikan kokteyli eşliğinde ve son derece hızlıbaşladı gece. Çünkü sahnede Teoman vardı. “Papatya”, “Rüzgâr Gülü” derken rock’ın yerini Haluk Özkan’ın türküleri aldı. 

Eski dostlar...
Arda Uskan’ın ‘telefon defterinde kalan’ arkadaşları sahneden gelip geçerken, aralarda seyirciyi ‘oyalamak’ da İzzet Öz’e düşüyordu. Durup durup bir sır veriyordu onunla ilgili... “Siz biliyor musunuz Arda’nın müzisyen olduğunu? Hatırlıyor musun Ardacım, hani Erdek’te...” Ama besbelli anlatamadıkları anlattıklarından fazlaydı...
Gelişim Yayınları’ndan dostu Ali Kocatepe geldi sonra... “Hey gidi dünya hey” dedi, “Ben gene sana vurgunum” dedi, yerini Zerrin Özer’e bıraktı. “Arda Abi’si”nin gecesinde bulunmaktan duyduğu onuru anlatacak kelime bulamayan Zerrin Özer’e...
Sonra Moğollar... İlk konserlerini düzenleyen de Arda Uskan’dı, onlarla ilk röportajı yapan da... Cem Karaca’nın oğlu Emrah da katıldı ve “Tamirci Çırağı”yla bir selam gönderdik gökyüzüne. Üstelik bir zamanlar Cem Karaca’yı izlediğimiz, sahneden...
Metin Uca’nın sevinerek tespit ettiği gibi tek bir siyasetçi yoktu, bolca müzisyen ve gazeteci vardı gecede. Gece yarısına doğru Sezen Aksu Arda Uskan’a özel repertuvarıyla gelip Turgut Uyar’ın şiiriyle girdi mevzuya... “Yan gelmişim diz boyu sulara / Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum / Hiçbirinizle döğüşemem...”

Haberin Devamı

“Yazsan olmuyor...”
Bir ‘Son Mohikan’ için daha başka ne söylenebilirdi? Ama ‘daha’sını da söyledi “Hakim Bey” ile: “Şikayetim var cümle yasaktan / Dillerimi hakim bey, bağlasan durmaz / Kanun üstüne kanun yapsalar / Söz uçar yazı iki cihanda eyvah! (...) Sussan olmuyor, susmasan olmaz / Dil dursa hakim bey, tende can durmaz / Yazsan olmuyor, yazmasan olmaz / Kaleme tedbir koma, tek durmaz”
Son dönemin en parlak yorumcularından Zeynep Casalini ‘anne ve babasının arkadaşı’ Arda Abi’si için şarkılar söyledikten sonra sıra geldi ‘Erkin Baba’ya. Erkin Koray yine uzun bir politik konuşmayla girdi söze. Hani siyasetçi yoktu diye üzülmemek lazım. Neyse ki sonra “Yalnızlar Rıhtımı”, “Estarabim”, “Fesüphanallah” ve “Arapsaçı”yla tekrar müzik iklimine girildi.
Çok yazılıp çizildiğinden dedikodu sayılmaz, Seyyal Taner ile Arda Uskan’ın yaşadığı aşk dillere destandır, ama asıl Taner’e şarkıcılık yolunu açan Uskan’ın ta kendisidir. Bu gece ‘eski bir dost’ olarak kafasında Kızılderili tüyleriyle geldi Seyyal Taner. 
Final, Fuat Güner’dendi. “Ele güne karşı yapayalnız...” Belli ki ayin DJ’ler eşliğinde gün doğumuna kadar sürecekti. Naim Dilmener “Bu çağın artık aramıyor olduğu özelliklerle donanmıştır” diye tanımlıyordu ‘Son Mohikan’ı. Ama işte “ele güne karşı da yapayalnız değildi” hiç değilse... Bu gece için bile olsa.