Cadde Sürpriz nikahın perde arkası

Sürpriz nikahın perde arkası

15.01.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Sürpriz nikahın perde arkası

Geçen hafta Petek Dinçöz'le "Cafe Söyleşisi" yaptığımda açıklamalarının en flaş olan kısmının evlilik konusu olduğuna kanaat getirdim. Dinçöz'le söyleşiyi Can Tanrıyar'ın "Uçankuş"un merkezi olarak kullandığı Levent'teki villada yapmıştık.Söyleşi bittikten sonra çay içmek için Petek Dinçöz'le birlikte Can Tanrıyar'ın makam odasına çıktık.Can Tanrıyar, söyleşinin nasıl geçtiğini sordu. Ben de flaşının Petek Dinçöz'ün evliliğe dair söylediklerinin olduğunu, söyleşi çıktıktan sonra ilişkilerini yeni bir boyut kazanacağını, buna hazır değillerse bunu şimdi söylemeleri gerektiğini anlattım.Dinçöz, söyleşideki gibi "28 Mayıs'ta dokuzuncu yıla gireceğiz. Artık yeter ya evlilik, ya ayrılık" sözünü burada da yineledi. İşimizin en zor taraflarından biri de şudur: Varsayalım ki biriyle söyleşi yaptınız. Söyleşi yaptığınız ünlü, ilginç ve iddialı açıklamalarda bulundu. Madalyonun ön yüzünden baktığınız zaman bu sözlerin tümü söyleyeni bağlar. Ama madalyonun bir de arka yüzü var. Şayet tırnak içinde de olsa yayınladığınız o sözler hakaret, gerçekleri saptırma, gerçekleşmesi mümkün olmayan vaatler içeriyorsa size de bir fatura çıkar. O sohbet sırasında Tanrıyar'ın söylemlerinden Dinçöz'ün hayalinin gerçekleşmeyeceğine dair en küçük bir izlenim alsaydım belki de söyleşinin başlığını değiştirecektim."Uçankuş"tan ayrılırken Tanrıyar cep telefonundaki bir fotoğrafı gösterdi. Tanrıyar'ın vefat eden ilk eşinden iki oğlu var. Gösterdiği o fotoğrafta Tanrıyar ve Dinçöz önde oturuyor. Tanrıyar'ın iki oğlu da arkadan onlara sarılmış vaziyette...Tanrıyar, "Onlar da Petek'i çok sevdi... Petek de onlara annelik yapıyor" dedi.Anlaşılan Dinçöz kaleyi içten çoktan fethetmişti. O fotoğraf ve Can Tanrıyar'ın söyledikleri, söyleşi için atacağım manşetin boşa gitmeyeceğini gösterdi.Kamuoyundaki birçok insan gibi gazetedeki arkadaşlarımız da şov dünyasının bazı ünlülerinin palavra demeçlerine alışık olduğu için Petek Dinçöz'ün "Mayıs'ta ya evlilik, ya ayrılık" sözüne "Bunun takipçisi olalım bakalım öyle olacak mı?" önyargısıyla yaklaştı. Cep telefonundaki fotoğraf Perşembe günü yayımlanan o söyleşiden sonra olanlar malum.Beyazıt Öztürk ve ekibi, Petek Dinçöz'ün "Ya evlilik, ya ayrılık" demecinden iyi malzeme çıkacağına karar verip onu konuk etti, Can Tanrıyar'la birlikte o sürpriz nikahı gerçekleştirdi.Sürpriz nikahın olacağı gün Can Tanrıyar arayıp, "Bir söyleşi yaptın, beni yaktın. Canlı yayında Petek'e evlilik teklif edeceğim. Kabul ederse her şeyi ayarladık, nikahı da orada yapacağız. Petek'in hiçbir şeyden haberi yok" dedi.Hayırlı uğurlu olsun deyip kendisini peşinen tebrik ettim. Çünkü Dinçöz'ün "Hayır" deme ihtimali yoktu. Evliliği bu kadar çok isteyen bir genç kadın, canlı yayında önünde diz çökerek kendisine evlilik teklif eden erkeğine hayır diyebilir mi?"Beyaz Show" ekibini, RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın ve Mehmet Ali Birand'ın tanıklığında gerçekleşen nikahtaki kusursuz organizasyon, Beyazıt Öztürk'ü de öylesine riskli bir yayını anında ürettiği müthiş esprilerle zevkle izlenir hale getirdiği için kutlamak istiyorum.Petek Dinçöz ve Can Tanrıyar'ı kutluyor, bir ömür boyu mutluluklar diliyorum.Can Tanrıyar'ı da canlı yayında sevgilisinin önünde diz çökerek evlenme teklif etme cesaretini gösterdiği için tebrik ediyorum.Ve çifte son bir not: İyi olursa kendinizden, kötü olursa benden bilmeyin... 'Bir söyleşi yaptın beni yaktın' Şov dünyasının bazı ünlülerinin gerçek yüzünü çok iyi bildiğim için bazı iddialı açıklamalarını tebessümle izliyorum.Mesela Zerrin Özer'de olduğu gibi.Özer'in geride bıraktığımız hafta Cafe Milliyet'te yayımlanan söyleşisinin başlığı şöyleydi: 'Halka inilmez, çıkılır' dedi ama Cüneyt Arkın'la ekrana çıkmadı! Gerçekten de güzel bir söz... Ama bir gerçek daha var. O da şu: Her söz, onu söyleyenle başka bir anlam kazanır.Her cuma yorumcu olarak katıldığım "Esra Ceyhan'la" ekibi Cafe Milliyet'te çıkan söyleşisi nedeniyle Zerrin Özer'i programlarına davet etmeye karar verdiklerinde şunu söylemiştim: "Halka inilmez, çıkılır." Sonra perşembe günü Zerrin Özer'in programa katılacağına ilişkin tanıtımları izledim. Perşembe günü Zerrin Özer'i programda göremeyince sebebini sordum.Dediler ki, "Zerrin Hanım geldi ama canlı yayına çıkmadı".Peki niye? Çünkü programın bir diğer konuğu Cüneyt Arkın'la eşiydi.Makyajı yapılırken bunu öğrenen Zerrin Özer, küplere binmiş:"Ben yanımda hiç kimseyi istemiyorum. Bunun kim olduğunun hiçbir önemi yok. Cüneyt Arkın ya da başkası. Programda yanıma başka konuk alınması adıma ve sanatıma hakarettir." Programın konuk koordinatörü Esin Yum, stüdyoya gelen Cüneyt Arkın'ı geri gönderemeyeceklerini ilettiyse de sonuç değişmeyince devreye Esra Ceyhan girmiş. Ceyhan'ın Özer'e, "Cüneyt Arkın da sizin gibi Türk halkının çok sevdiği, değer verdiği bir isim. Onunla birlikte yayında olmaktan rahatsızlık duyulacak ne var?" dediyse de sonuç değişmemiş.Zerrin Özer, "Ben yayına tek başıma çıkarım. Bunu bilmiyor musun? Bunu yaptığın için seninle dostluğum bitmiştir " demiş ve Kanal D'yi terk etmiş.Zerrin Özer ya da bir başka sanatçının programda kendisinden başka konuk istememe hakkı var mı? Bence her ünlünün böylesine özel bir istek hakkı olmalı. Ama bu talebini program için davet aldığı zaman ortaya koymalı.Programa katılacağına dair tanıtımlar döndükten sonra ya da canlı yayına birkaç dakika kala makyajı yapılırken değil. aeyuboglu@milliyet.com.tr İyi düşündünüz mü?

Yazarlar