Cadde “TÜKETiMi AZALTMAK MASUMiYET KAZANDIRIR”

“TÜKETiMi AZALTMAK MASUMiYET KAZANDIRIR”

08.04.2013 - 18:55 | Son Güncellenme:

Çölleşmeye karşı verdiği mücadele sayesinde Birleşmiş Milletler’den Yaşam İçin Toprak ödülünü alan TEMA Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Karaca’yla söyleşimiz bugün de sürüyor. 91 yaşındaki Karaca, teknolojiye ve enerjiye karşı olduğunu söylemekten çekinmiyor

“TÜKETiMi AZALTMAK MASUMiYET KAZANDIRIR”

“Dünyayı kurtarmaya karar verdim” diyorsunuz, nasıl olacak bu?
Hayrettin, teknolojiye ve enerjiye karşıdır. İkisine de düşmandır. Teknoloji, işsizlik üretir. Global ekonomi denen canavar, kendine hayat veren doğal ekosistemi bitirinceye kadar büyümeye devam edecektir. Bir
gram toprakta 600 milyon canlı var. Dünya hükümetleri bununla baş edemiyor. Öldürüyorlar
adamı. ABD’de 7 başkan
öldürüldü sermayeyi dinlemiyor diye.

Haberin Devamı


Bu konuda bizim üzerimize düşen nedir? Ne yapmak gerekir?
Yeni tüketim ahlakı kuracağız. Bir kişi miktarı kâfi çalışacak. Şart mıdır pazar günleri de çalışmak? Üç vardiya çalışma şart mıdır? Kimin yüzünden? Benim yüzümden. Tüketimi azaltmak gerek. Var bu. Anadolu’da var bu. “Dünya barışı Anadolu’da kurulacak” dememin sebebi bu.
Bugün bizim hükümetimiz, başbakanımız kim olursa olsun,
sermayenin emri altındadır. Bunu yapmazlarsa onu atarlar oradan.

Çare var mı?
Bu işin çaresi var evladım. Sen, ben. O kadar. Sen kurtaracaksın dünyayı. Gandhi’nin nesi vardı? Bir pabucu vardı, bir beyaz örtü, bir sopası ve iple bağladığı bir gözlüğü. Bunlar yeter mi? İnancı vardı. İnancın önünde hiçbir enerji yok. Ben dünyayı kurtarmaya karar verdim. Kimsin sen? Ben en büyüğüm.

Haberin Devamı


Günümüzde teknolojiye karşı olmak gerçekçi midir?
Teknoloji işsizlik üretir. Ben bir üreticiydim. 800 çalışan vardı. İstanbul’daydım, Gebze’ye iş veriyordum. El örgüsü, işleme gibi işler veriyordum evlere. Teknoloji gele gele 250 kişiye indi. O makineyi almak zorundayım. Almazsam rakiplerin alıyor. Bir makine 10 kişinin işini yapmaya muktedir oldu. Gel de bu teknolojiye evet de. 2006’da dünya ulusları 460 milyar dolar para harcadı reklama. 2011’deyse 1 trilyon 100 milyar dolar.


Tüketime neden bu kadar karşısınız?
Şimdi her şeyin bir modası var. Saçlardan ev eşyalarına, giysiden silaha... Ben tüketince o kazanıyor. Kazandığıyla vergi veriyor. O vergilerle hükümet mektep yapıyor, yol yapıyor. Ama en az yüzde 38’ini silaha harcıyor. Hayrettin tüketmezse, bu silahlar yapılabilir mi? O cinayetlerde payımız olmuyor mu bizim? 3 ayda bir, yeni silah çıkıyor. Pakistan, Hindistan silah alıyor. Ben silah alıyorum, zorla sokuyor içeri, masanın üzerine koyuyorlar. Ve ben katil oluyorum biliyor musun?


Yıllardır aynı kırmızı kazağı giydiğinizi biliyoruz. Bu meşhur kazağı kaç yıldır giyiyorsunuz?
34 yıldır giyiyorum bu kazağımı ama kendi malım bu. “Karaca Yıllarca” derdi müşterim. Ben demedim. Ben ipliğin en pahalısını yaptırdım. Gömleklerimse en az 15 yıllıktır. Yakasına yama yaptırır, aynı gömleği giyerim. Bak ben senden bir şey istiyorum şimdi.

Haberin Devamı


Dinliyorum.
“Bilgi, ilgi, tepki” diye bir yazı yazdım 1997’de. Okumadan, bilmeden bir olaya tepki gösterilmez. Bir tepki toplumu olmamızı istiyorum. Ama tepkiyi ikiye ayırıyorum. Olumlu ve olumsuz. Olumlularda eğer bir muhtar hizmet yapmışsa, “Seni alnından öperim, sen cennetliksin. Allah senden razı olsun, sağ ol, var ol, senin gibi 15 muhtar olsa Türkiye’nin sorunları çözülür” dediğin zaman adam ne düşünüyor? “Ben yalnız değilim.” Bir güven geliyor.

Başka hangi konularda ve nasıl tepkiler veriyorsunuz?
Bir köşe yazarı güzel bir yazı yazdıysa, ben ona belge gönderirim. Bir köylü, bir kasap, bazen o kadar güzel hizmet yapar ki, takdir etmek gerekir. Bir en büyüktür. Bir yoksa, iki olmaz. Sen en büyüksün, buna inanacaksın.


Son söz?
Karar verdin mi, yapamayacağın hiçbir şey yok. Buna inan. Buna inan evladım. Yaşamak istiyor musun? Yaşatacaksın. Neyi? Sana hayat verenleri. Global ekonomi canavarı onları alıp götürüyor. Benim yaşam koşullarımı alıp götürüyor. Ben de razı olacağım, öyle mi?