Cadde "Türk mankenler disiplinsiz"

"Türk mankenler disiplinsiz"

22.07.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Türk mankenler disiplinsiz"

Türk mankenler disiplinsiz

   
   
   
       
        ÖE-1965 İzmir doğumluyum. Öğrenimimi İzmir'de tamamladım. Moda dünyasıyla modellik yaparak tanıştım. 1983'te Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Bölümü'nde okuyordum. Gazetede çıkan bir saç modeli ilanına müracaat ettim ve başladım. Birkaç yıl saç modelliği yaptım. Saçımla çok oynandığı için döküldü. Gördüğün gibi kel kaldım (gülüşmeler). Askerden dönünce çocukların dillerinden, Yonca Evcimik'in düşmediğini duydum. Fuar'da Rex adlı bir disko açılmıştı. Yonca'yı Rex'e getirerek organizatörlüğe başladım. Ardından da Funda Barın, Emel Yıldırım, Murat Başoğlu, Yakup Biçer gibi modellerle Mustang Jean defilesini düzenleyip profesyonel anlamda organizasyon işine atıldım.
   
        ÖE-Çok isimle çalıştım ama zarar edince bıraktım. İlk konselerimde İzmir Kordon FM sponsor oldu ve sırasıyla Tayfun, Oya-Bora, Ozan Orhon, Kenan Doğulu'yu getirdik. Ayşegül Aldinç ve Tarkan'ın ilk konserini yaptık. Mekan, Apocolopis Disco, yani eski Outside'dı. Gözüm parada değil, tanınmaktaydı. İşler iyi gidince büyütelim istedim. Aşkın Nur Yengi'yi Çeşme Kale'sine getirdim. Ama 150'si protokol, 50'si müşteri olmak üzere 200 kişi gelince elimdeki tüm parayı sıfırladım.
   
        ÖE-Ortağım Yakup'un projesidir. 1992 yılında doğdu. Nasıl İstanbul Moda Günleri varsa, İzmir'in de olsun istedik. Ama İzmirli firmaları ikna etmek çok güç oldu. Adam "Ben 30 yıllık firmayım, bugüne moda günleriyle mi geldim?" diye geri çeviriyordu. Direndik, ikna ettik. Yer, Efes Oteli'ydi. Deniz Pulaş, Begüm Özbek, Serdar Önal gibi ünlü mankenlerle anlaştık. Ama Tansu Çiller 5 Nisan kararlarını açıklayınca ilk işimizde zarar ettik. Yılmadık. Ardından İstanbul'daki tekstil firmalarının katılımıyla devam ettik. 7 sene sürdü. Bu organizasyonlar sırasında da bir anım vardır; biz İZMOD'u her yıl bir amaca yönelik yaptık. Çocuk yuvaları, Kanser Araştırma Vakfı için bilet sattık hep. Sonuncusunu UNICEF yararına yaptık. Nilüfer'e podyuma çıkması için teklifte bulunduk. Arada basın danışmanı Bircan Usallı Sılan vardı ve bizi bir türlü aramadı biz de o zaman çok popüler olan Hande Ataizi'nden yardım istedik. Sağolsun, geldi ve tek kuruş ücret almadı. Tabii Nilüfer ortaya çıkan reklamı görünce niçin kendisini aramadığımızı sordu, biz de anlattık. Bu arada Nilüfer'i tanımış olduk. Kendisi, bundan sonraki aktivilerde yer alacağına söz verdi.
   
            ÖE-İzmir'e sığmaz oldum, senin gibi. Zaten müşterilerimin yüzde 80'i İstanbullu firmalardı. Tekstil, ekonomiden etkilenince ben konserlere döndüm. Fatih Ürek popülerdi, ona konserler düzenledik ve birlikte bir ajans açtık. Menajerlik ve organizasyonlar yapacaktık. Fatih tembellik edince kapattık. Ben, ortağım Yakup ile mankenlik ve fotomodellik ajansımla yoluma devam ettim.
   
        ÖE-Ayşe Hatun Önal, Aysun Kayacı, Yasemin Kozanoğlu, Şenay Akay, Çağla Şıkel'le çalışıyorum. Bir yandan da çok iyi isimler yetiştiriyorum. Ayşe Hatun Önal'ı podyuma kazandırdım. Şimdi bana "Öner, sayende podyumu öğreniyorum ve mankenliği sevmeye başladım" diyor. Ayşe, Türkiye 2. Güzeli ama daha önce kızı kazanamamışlar. Şimdi ona bir kaset yapıyoruz. Albümde kendisinin 2, Ege'nin bir tane şarkısı var. Ayşe'nin sesi çok iyi. Şarkıcı olarak da sahnelerde patlayacağına inanıyorum.
   
        ÖE-Eskiden Ayşe Hatun Önal, üzerine bir jean çekip dışarı çıkardı. Kendine bakmazdı ama şimdi iyi manken oldu. Naomi ve yardımcısı da onu beğendi. Bana göre Ayşe, Selin Toktay, mankenliği bırakan Deniz Akkaya ve Demet Şener, Çağla Şıkel, Şenay Akay en iyi mankenler. Ama eskiler gibi dört dörtlük değiller. Ajans işini profesyonel anlamda 1990'dan beri yapıyorum. Aylin Arasıl, Deniz Pulaş, İpek Tenolcay gibi iş disiplinine sahip mankenler artık yok. Zaten disiplinsiz mankenlere firmalar da iş vermiyor. Ne acı! Naomi'nin katıldığı son defilede yer alan firma sahipleriyle konuştum. Bana "Yerli mankenlerle uğraşacağımıza Avrupa'dan top model getirelim, içlerine de temiz amatör kızlar koyalım, hiç olmazsa hem dünya hem de Türk medyasına kendimizi tanıtırız" dediler. Yani podyumun ünlüleri bu gidişle aç kalacak.
   
        ÖE-Maalesef yeniler öyle. Eskiden elbise provaları yapılırdı, şimdikileri provaya bile zor gönderiyoruz. Eskiden defile için günlerce hazırlanılır, defile sonunda oturur kritiğini yapardık. Şimdiki nesil çok disiplinsiz. Elbise değil, manken ön planda. Medya, mankenleri şımarttı. Her anları görüntüleniyor. Hepsi kendini birer assolist sanıyor.
   
        ÖE-Defileye göre değişiyor. Burada bir gerçeği açıklayayım; biliyorsun, Naomi'nin geldiği İHKİB defilesini ben yaptım. 14 derneği, Türkiye Giyim Sanayicileri Birliği'nde toplamak için yapılan bir organizasyondu bu. "Bunu nasıl dünyaya duyururuz" dediler ama bütçe de yok. Sonunda "Kurdele kestirelim Naomi'ye" dediler. Yemin ederim, Naomi 20 bin dolar aldı. Üstelik sadece kurdele kesmek için getirilmişti ama podyuma çıkarak büyük bir jest yaptı. Ben bütün isimlerle çalışıyorum. Mankenler bana fiyat söyleyemiyor. Firmanın bütçesi neyse, ona göre ödeme yapabilirim. En pahalı manken 1 milyar alıyor, sallamasınlar öyle. Ha Deniz Akkaya biraz farklı, o zaten tanıtım yapıyor. Onun da fiyatı 3-5 bin dolar arasında değişiyor. Fiyatları yükselsin diye bu dedikoduları çıkarıyorlar. Akıllı kızlar!
   
            ÖE-Naomi çok profesyonel. Tek isteği, haklı olarak, ayrı bir kulis oldu. Giyeceği kıyafeti kendi seçti. O kıyafeti de çok beğenince hediye ettik. Bana podyuma çıkış sırasını sordu. Profesyonelliğine hayran kaldım. Naomi gibi manken, ne yazık ki Türkiye'de yok.
   
        ÖE-Valla şu an mankenlikten çok paralar kazanıldığını sanmıyorum. Ben 1990'dan beri bu piyasadayım ama daha evim yok. Eski mankenlerden sadece Esin Moralıoğlu ev sahibi oldu ama o zamanın parası, paraydı. Yatları, katları olan insanların bunları nasıl aldığını bilemiyorum. Çok büyük paralar kazanmıyorlar. Biz firmadan ne alıyorsak, onlara veriyoruz. Yani ne olduğunu sen de biz de biliyoruz.
   
        ÖE-Yeni nesil, iş disiplini olmadığı için ajansları tercih etmiyor. Çok iyi ajanslar vardı. En eski ve örnek aldığım ajans Başak Gürsoy'dur. Ama ajansların hataları da insanların kopmalarına neden oldu. Mesela biz firmadan parayı peşin alıyorsak herkese parasını veririz. Çünkü herkes o iş için emek harcıyor. Makyözü, kuaförü, podyumcusu, DJ, ışık, nakliyeci... 10 lira almasın, 5 lira alsın ama süründürme onu. Birçok manken parasını alamadığı için ajansını mahkemeye verdi.
   
        ÖE-Firmadan firmaya değişiyor. Medyanın mankenleri şımartmasından kaynaklanıyor. Manken özel hayatıyla değil, işiyle gündeme gelmeli. Çağla ve Şenay hep medyada. Bazısı diyor ki "Bunun her yaptığı haber oluyor. Defileme çıkarsa benim de haberim çıkar". Ama bazısı da "Mankenin değil, kendi haberimi istiyorum" diyor.
   
            ÖE-Valla kimi sayayım? Yenilerin çoğu öyle. Ben işini düzgün yapanları söyleyeyim. Çağla provalara zamanında gelir ve kıyafetlerini kontrol eder. Ayşe yeni disipline girdi. Aysun Kayacı dağınıktır. Telefon edip "Geç kaldım, unuttum" der. 1-2 saat geç kalır. Şenay Akay provalara zamanında gelir ama aynı güne başka iş sıkıştırıp motivasyonunu düşürür. Heykeli dikilecek mankenler Aylin Arasıl, Begüm Özbek, Esin Moralıoğlu'dur. Tuğba Özay'ı severim. Fakat "Bülbül ne çekerse dilinden çeker" derler ya. Her mikrofon uzatıldığında lüzumsuz konuşmaları ile antipatik oluyor. O nedenle pek çalışmıyorum.
   
        ÖE-Bir mayo defilesinde mankenleri suda yürüttüm. Bir defilede de Taksim'den topladığım zencilere bir hafta dans dersi verdim. Sonra da Afrikalı dansçılar olarak podyuma çıkarıp Deniz Akkaya'yla dansettirdim. Ama medyaya kırgınım. Her defilemde mesaj vermek istiyorum. Collezione defilesinde 'Savaşa Hayır' dedik. Bunu podyumda görelim, asker kıyafetleri moda olsun istedim. 15 dakika Sezen Aksu'nun 'Işık Doğudan Yükselir' parçasında yürüdüler. Ayakta alkışlandı ama gazetelere küçük bir haber olarak girdi. Bugün Avrupa'daki defilelerde önce marka, sonra manken öne çıkıyor. Bunu Milano'da yapsaydım, olay olurdum. Bütün gün Fashion TV açık. Bakıyorum, adamlar senede bir kez, biz ise her defilede koreografi yapıyoruz.
   
        ÖE-Ortağım Yakup'un yeğeni Paris'te yaşıyor, eşi de ünlü bir tekstil firmasında çalışıyor. İşlerimizi görünce destek olmak istediler. Paris'te bir ofis açacağız. Hem moda organizatörü olarak çalışıp hem de Türk mankenlerin tanınmasına yardım edeceğim. İlk adımları attık. Çağla Şıkel, Ayşe Hatun Önal, Şenay Akay'ın fotoğraflarını beğendiler, onlarla Fransız moda dünyasına açılacağız.
   
        ÖE-Hep "Ustam" dediğim Uğurkan Erez var. Bir de Sait Sökmen hocam. Evet, bu pazar da bu kadar. En güzel günler sizin, artanlar benim olsun efendim.
   
    Yazara e-mail: sdudek@simge.com.tr
   
   

MAGAZİN


Gönlü bu kez Laila'da kaydı
Prodüktörü, sevgilisi...
Ebru Gündeş'ten Tarkan'a taş!
Müzikli geceler Candan'la başlıyor
"Türk mankenler disiplinsiz"