Türkiye'nin Amerika'daki gururu oldular

Son dönemin en önemli iki Türk DJ’i Cafer Palamut ve Ata Bayraktar, kısa sürede dünya çapında bir şöhrete ulaştı. Türkiye’de genç yaşta başlayan maceralarını bu sene Amerika’ya taşıyan ikili, Milliyet Cadde okurları için sorularımızı yanıtladı.

- Kendinizi biraz anlatır mısınız?

Cafer Palamut: Öncelikle Miami’de yaşıyoruz. Burada iş ortaklığından çok, menajerimiz Orçun da dahil aramızda kardeşlikten öte bir bağ var. Bu bizim en büyük gücümüz. Zamanımızı çoğunlukla beraber geçiyoruz. Boks ve futbol ortak tutkumuz.

- Müzik serüveniniz ve ortaklığınız nasıl başladı?

C. P. : Zaten çok sıkı iki dosttuk. Ara ara ortak bir şeyler yapmalıyız diye konuşuyorduk. Bir facetime konuşması üzerine oldu her şey. Ben Türkiye’deki etkinliklerden bahsederken Ata’da Miami’yi anlatıyordu ve konuşmanın sonunda bu ortaklığı kurup, Miami’de buluşma kararı aldık.

- DJ’lik sizce dünyada ve Türkiye’de ne anlamlara geliyor?

Ata Bayraktar: DJ’lik dünyanın en güzel mesleği. Hem sosyalleşip, hem eğlenebildiğiniz ender mesleklerden biri. Maalesef ülkemizde son zamanlarda popüler olması, beraberinde deformasyonu da getirdi. Sosyal medya fenomenleri ve benzeri insanlar tarafından istilaya uğradı. Fakat gerçek müzikseverler her şeyin farkında. Dünyada ise durum çok farklı, tabiri caizse formayı sadece hak edenler giyiyor.

- İkili olarak Amerika’yı fethettiniz diyebiliriz. Hangi festival ve organizasyonlarda DJ olarak görev yaptınız?

A. B. : Miami, dünyada müziğin başkenti olarak kabul ediliyor. Düzenli olarak Ora, The Deck, Wall, Sls Hyde Beach gibi bölgenin en önemli mekanlarında çalmamızın yanı sıra Miami Music Week (MMW) kapanış partisinde iki ayrı mekanda performans sergiledik. Bu organizasyonda yer alan ilk Türk DJ’ler biziz. Her şeyi başlatan organizasyon ise Art Basel haftası The Deck’teki performansımız oldu. O hafta Las Vegas, Scottsdale ve Arizona’dan teklifler aldık. Bunun üzerine de Amerika turnemizi yapmış olduk.

- Türkiye’de ve dünyada başarılı bulduğunuz DJ’ler kimler?

A. B. : Bu konuyu iki ayrı şekilde değerlendirmek lazım; prodüksiyon ve performans olarak. Prodüksiyon olarak ülkemizde başarılı bulduğumuz isimler arasında; Mahmut
Orhan ve Boral Kibil’i gösterebiliriz. Fakat performans konusunda özellikle takip ettiğimiz birisi ne yazık ki yok. Ancak dünya çapında en çok beğendiklerimiz arasında Mark Knight, Solomun ve
Roger Sanchez başı çekiyor.

‘Rihanna da bizi dinledi’

- Amerika’da katıldığınız organizasyonlarda yerli ve yabancı çok sayıda ünlü isim sizleri dinledi. Bu durumu biraz anlatır mısınız?

C. P. : İlk olarak aralarında en ilginç bulduğumuz performansımız Las Vegas’taki ‘rooftop’ partisiydi. Mekana girerken, fotoğraf çekmememiz konusunda uyardılar. Sebebini ise daha sonra öğrendik. İçeride Rihanna, Michael Jordan ve Michelle Rodriguez gibi isimler varmış. Katıldığımız en enteresan partiydi. Bunun dışında Miami’de Afrojack, Nicky Romero, Snoop Dog, 50 Cent ve Dimitri Vegas&Like Mike gibi önemli mekanlarda performans sergiledik. Bizi dinleyen ünlü isimlere gelecek olursak, aklıma özellikle Miami’de yaşayanlardan Adriana Lima, Gwen Stefani, Enrique Iglesias, Flo Rida, Dennis Rodman ve yakın arkadaşlarımızdan Tyson Beckford geldi.

‘İstanbul temel attığımız şehir’

- Şimdi ne gibi projeleriniz olacak?

C.P: Yaz için Çeşme, Bodrum ve İstanbul’da çeşitli mekanlarla görüşüyoruz. Fakat yoğunlukla bulunacağımız yer Alaçatı olacak. Ayrıca Florida’dan yaz sonrasındaki bir proje için söz aldık.

- Miami, ve İstanbul denince aklınıza neler geliyor?

C. P. : Miami, 7/24 uyumayan bir şehir. İstanbul ise büyüdüğümüz ve temel attığımız yer. İstanbul denince aklımıza ailemiz, arkadaşlarımız, Boğaz ve tabii ki yemekler geliyor.