Cadde Unutulmuş sohbetleri hatırlatıyoruz

Unutulmuş sohbetleri hatırlatıyoruz

22.06.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:

Ender Sanal, İstanbul gece hayatının uzun bir dönemine damga vurmuş eski buz’un ortağı. Murat Patavi ise bir reklam dehası. Sanal ve Patavi, Akaretler’de açtıkları Der, Die, Das için “O kadar çok bölündük ki, o eski dostlukları, sohbetleri unuttuk. Böyle bir mekânla eski atmosferi yakalamak hoş oluyor” diyor

Unutulmuş sohbetleri hatırlatıyoruz

Akaretler’deki Der Die Das açılır açılmaz İstanbul’un en havalı mekânlarından biri oldu. Der Die Das’ın ortakları Ender Sanal ve Murat Patavi. Ender Sanal, İstanbul gece hayatının uzun bir dönemine damga vurmuş eski buz’un ortağı. Bilinmeyen bir yönü de var, eğlenceli benzetmeleri. Eda Taşpınar’a taktığı ikoncan lakabı dilimize yerleşti. Hatırlattığımda gülüyor, ‘Keşke patentini alsaydım’ diyor.
Murat Patavi, bir reklam dehası. Republica adlı reklam ajansıyla çok önemli projelere imza atıyor. 34 adlı  dergiyi çıkardı. Haaz adıyla Türkiye’deki ilk tasarım galerisini açtı. Bu ikiliyi bir araya getiren isim ortak arkadaşları ünlü mimar Mahmut Anlar. Bu yüzden konuşmamız sırasında sık sık Anlar’ın kulaklarını çınlattılar.
Bu arada bu konuşmayı yapmak hiç kolay olmadı. Çünkü Der Die Das’da sürekli bir hareket var. Önce parti gurusu, Devrialem’in sahibi Melisa Çakarlar geliyor yanımıza, sonra magazin sayfalarında güzel fotoğraflarını gördüğünüz Aslı Sarı... Ardından gece hayatının önemli figürlerinden biriyken, şimdi Beymen’in getirdiği lüks markalara müdürlük yapan Tolga Sezgin... Daha sonra da usta fotoğrafçılar Tamer Yılmaz ve Ayten Alpün çifti...
Burada herkes  birbirinin lafına karışıyor. Bu, başka bir yerde hiç hoşunuza gitmeyebilir ama buranın farklı bir yapısı var. İşte bu yüzden Der Die Das’ın hikâyesini Ender Sanal ve Murat Patavi’yle konuştuk.     

Nereden tanışıyorsunuz?
Murat Patavi: Ben Ender’i (Sanal) gezdiğim zamanlardaki gece hayatından tanıyorum ama Mahmut’la (Anlar) birlikte çok daha yakından tanıma fırsatım oldu. Benim için öyle bir gece simasıyken şimdi birlikteyiz.
Ender Sanal: Çok gece siması olarak kendimi algılamıyorum. (Gülüyor). Ama bir şekilde eski işletmemde (buz) Murat (Patavi) iyi misafirlerimdendi. Mayıs ayında Mahmut’la (Anlar) ikisinin aklına dahice bir şey geldi. Ben 10 gün oturdum, düşündüm. Daha çok yeni bir birlikteliği kapatmıştım. Ondan sonra Murat’ın doğru düzgün bir adam olduğunu 10 günde anladım. Murat mutfak için tesadüfen benim çocukluk arkadaşım olan Patricia’yla anlaşmış. Ben biraz hazıra kondum. Şimdi yepyeni bir bebeğiz.

 Farklı sektörlerden geliyorsunuz. Böyle bir yer açmaya nasıl karar verdiniz?
M.P.: Reklam ajansım Republica, tasarım galerisi Haaz ve 34 adlı dergim devam ediyor. Onların yanında bize de nefes alacak, keyif verecek bir yer olsun istedik. Son zamanlarda aslında dışarı çıkılamaz bir hal aldı. Biz de Haaz’ı Etiler’e taşıdıktan sonra burayı ne yapalım dedik. Akaretler’i çok sevdiğim için burada bir şeyleri devam ettirme niyetindeydim. Ender’le birlikte çalışmak çok daha keyifli oldu.Bizim de soluklanacağımız çok daha keyifli bir yer yaptık.
E.S.: Birbirlerini tanıyanlar geliyor, tanışmayanlar da burada tanışacak.
M.P.: Unutulmuş sohbetler var artık İstanbul’da. O kadar çok bölündük ki, gerek iş hayatı gerek çok fazla alternatif mekân olsun. O eski dostlukları, sohbetleri unuttuk. Buranın aslında hepimizin hoşuna giden tarafı o. Herkesin birbiriyle tanışıklığı var. Mahmut’un bunu düşünerek yaptığı bir mimari var. Bazen bir yere gidiyoruz çok yabancı hissediyoruz kendimizi. Biraz da yaş ilerledi tabii. Eski atmosferi yakalamak hoş oluyor.
E.S.: Güzel yemek, iyi içki, bir arada olmak, ayaklarını uzatmak, şurda şu güzel çayı içmek hakikaten çok özlediğimiz bir şeydi.

Aranızda nasıl bir iş bölümü var?
E.S.: Birlikteliğimiz çok uydu. Ben bu işin tepesinde oturacağım. Murat’ın çok önemli işleri var. Burayla çok alakadar olamaz. Uzaktan bakar ama aile fertleri finansal anlamda ilgileniyor. Ben de karşılama, insan ilişkileri, çocuklar, çalışanlarım, yemek ve müzikle ilgileniyorum.
M.P.:  Ben rahatım, istersem gelmeyebiliyorum.

 İleride şube açmayı düşünüyor musunuz?
E.S.: Havalı zincirler gibi olmasını istemiyoruz. Belki 2. ve 3. şube olabilir. Ama ona da zincir denmez.


Huzurlu bir yer burası 

Unutulmuş sohbetleri hatırlatıyoruz


Der Die Das adı nereden geliyor?
M.P.: Ben Das dedim, Mahmut Der Die Das dedi. Biz Ender’le zaten daha önceden konuşuyorduk. İlk önce adı Yeşim olsun diye yola çıktık.  Arkadan Gergedan olsun diye bir telefon geldi Ender’den. Mahmut’la konuşurken Der Die Das çıktı. Ender’i aradık, olur dedi.
E.S.:  Beni aradılar, derhal bu ismin hakkını alın dedim. Bayıldım.
M.P.: Sonra Ender’den bir telefon daha gelmedi.(Gülüyor.)
E.S.: Hiç iddialı değilim bu konu-da. Bulmuşsunuz, dursun  dedim

 Der Die Das’la hayatınızda ne değişti?
E.S.: Marine edilmiş bonfile gibiyim. Çok tuhaf. Çok tatlı, heyecanlı birlikte çalıştığımız arkadaşlarımız var. Onlar telaşlı. Ben sakin sakin hallederiz halindeyim.  Şimdi kendimi çok daha huzurlu ifade edebiliyorum.
M.P.: Huzurlu bir yer burası. Mekân da bunu yaşatıyor bize. 



Esnaf lokantası fikri hoşumuza gitti 

Çıkış noktanız neydi?
M.P: Mahmut Anlar esnaf lokantası yapalım diye tutturdu. Benim çok hoşuma gidiyor esnaf lokantasının günümüze uyarlanmış hali. Onun için kanaviçeleri görüyorsun burada. Daha doğrusu kanaviçe dediğimiz o eskiden kalma kültürü bugün piksel artırılarak grafikteki lekeleriyle görüyorsun burada. Çok keyifli bir bağ kurdu esnaf lokantası çerçevesinde. Mönüde kurşun kalemle yazmaktan kuzu incik ve sakızlı muhallebiye kadar detayları düşündük. Fiyatları makul seviyede tuttuk. Servis edilen tabakları evlerimizdeki o eski tabaklardan seçtik. Her şeyin arkasında Mahmut’un o dahiyane esnaf lokantası fikri var.
E.S: Tabakları ben buldum. Tuvaletlerdeki tartıları da ben buldum.
(Gülüyor.) Mahmut Viyana’dan esinlendi. Viyana ve İstanbul ayrı dünyalar ama bir kültürü tekrardan nasıl canlandırabilirizden yola çıktı.
M.P: Kendin pişir kendin ye keyfini de tekrardan yaşatacağız.
E.S: Pazar günleri barbekü partilerimiz olacak. 14.30’da başlayacak, akşama kadar devam edecek. 

Der Die Das’ı bilmeyenlere nasıl anlatırsınız?
M.P: Rahat edebileceğiniz, herhangi bir kodu olmayan bir           mekân. Süslenip gelinecek bir yer değil. Çıktığınız gibi gelebileceğiniz bir yer.
E.S: Terliğini ayağına giydiğin gibi gel. Doğru düzgün yemeğini ye. İyi müzik dinle, keyifli insanlarla bir arada bulun.