Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başlığa bakıp Trabzonspor’un altı şampiyonluk ile süslenmiş dördüncü büyük unvanını görmezden geldiğimizi düşünmesin kimse.
Medyadan söz ediyoruz. Bordo- mavili takımın gazetelerde, televizyonlarda, radyoda ve sosyal ortamda nasıl daha çok söz edilir bir takım olabileceğinden... Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş gibi niçin kollanmadığından...
Son yıllarda iki şekilde gündeme geliyor Trabzonspor...
Ya skandallar ve adına yakışmayan olaylar. Ya da elde ettiği başarılar ile..
Yakın geçmişte her ulusal gazetenin bir bürosu, en az bir muhabiri, bir yazarı olurdu Trabzonspor’u takip eden... Bugün bir elin parmağını geçmez sayıları!
Neden?.. Medyanın içine düştüğü ekonomik kriz, küçülme politikaları veya nitelikli eleman yetersizliğinden mi?
Asla. Trabzonspor’un bu gerekçelerle dışlandığını iddia etmek saflık olur.
Lakin şu saptamayı da yapmak gerek; Türkiye’de futbol eksenini uzun yıllar üç büyük takım belirlerken, o dönemin gazeteleri 75-76 sezonundan itibaren Trabzonspor’un öncülük ettiği Anadolu ayaklanmasına “mecburen” ses vermek, sayfalarını İstanbul dışına açmak zorunda kalmıştı... Tırnakla kazınarak elde edilmiş bir kazanımdı bu. Maalesef bordo-mavili kulüp, yıllarca o büyük mirası yedi.
Peşi sıra gelen şampiyonlukların ardından, bugün 30 sezonluk bir hasret var Trabzon kentinin gönlünde.

Haberin Devamı

Aynaya bakmalı

Başkanı, yönetimi, teknik direktörü, futbolcusu ve taraftarı ile ulusal medyanın ezberini bozan Trabzonspor, bugün hak ettiği değeri, özeni ve ilgiyi göremiyorsa, önce aynaya bakıp kendini sorgulamalı, sorumluluk sahibi insanlar.
95-96 sezonunda Fenerbahçe’ye adeta ikram edilen şampiyonluk ve 2010-11 sezonunda tartışması hâlâ süren kayıp şampiyonluk kupası dışında, ne başarısı var ligde Trabzonspor’un?
O dönem Trabzonspor’u takip eden değerli gazetecilerin yarısı, bir daha aynı başarıyı yazamadan rahmetli oldu!
Şu gerçeği anlamalı ve gereğini yapmalı Trabzonspor kulübünü yöneten, yönetmeye talip olan ve gelecekte bu göreve soyunmayı düşünenler...
Bu kulüp, emeği, alın teri ve anasının ak sütü gibi hak ettiği şampiyonlukları ile İstanbul zincirini kıran, Anadolu ateşini yakan ve diğer kulüplere yol açan ilk ve tek aktördür!
Trabzonspor büyümek ve medyada hak ettiği yeri bulmak istiyorsa, bunun yolu önce sağlıklı bir kulüp yapısı, sonra sportif başarıdan geçer.
İki hafta öncesine bakın, sezon başladığı ilk gün Trabzonspor’un geleceğinden olumlu söz etmeyen yorumcular, şimdi farklı gözle değerlendiriyor takımı ve oyuncularını.
Geçen yıl Mehmet Ekici’ye dayalı performans konuşuluyor iken, bugün M’Bia, Cavanda, N’Doye, Erkan, Yusuf, Mustafa ve diğerleri ekleniyor listeye.
Kimse kusura bakmasın. Fenerbahçe, Galatasaray ve biraz da Beşiktaş gibi, medya aleminde sırtını dayayacak kimseleri yoksa, ancak saha sonuçları ve elde edilecek başarılarla gündemde yer bulabilir Trabzonspor. Bunun sürekli ve kalıcı olması ise, iç barışın sağlanması ile mümkün.
İşler rayında giderken yanı başınızda gördükleriniz, tökezlediğiniz vakit karşınızda değilse, doğru yoldasınız demektir.
Trabzonspor sezona iyi başladı. Devamı şart. Teknik direktör Şota’nın kriz dönemlerindeki iradesi, bu lig için kalburüstü sayılacak kadroyu geçen yıldan daha yükseklere taşıyabilir. İşte o zaman hiç bir medya kuruluşu duyarsız, isteksiz kalamaz güçlü bir Trabzonspor’a karşı!

Haberin Devamı

Trabzonsporun büyüklüğü tartışılmaz da..

Haberin Devamı

O pankarta ve slogana ceza verilmedi!

Çağın saplantısı sosyal medya, son günlerde garip iddialarla çalkalanıyordu. Terör belası ulusça yüreğimizi yakarken, futbol maçlarında atılan “şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganı ve açılan pankartların TFF disiplin kurulunca cezalandırıldığı ileri sürülüyordu. Özellikle Beşiktaş, Trabzonspor ve Fenerbahçe taraftarının sosyal medyadaki tepkisi çığ gibi büyüyordu.

Gerçeği TFF’deki ilk ağızdan öğrenelim dedik. Bölücü örgüt aleyhine slogan atmak, şehitleri anmak suç mu değil mi, bilmek istiyordu insanlar. Söz konusu maçların temsilci raporlarına göre bu iddialar tamamen gerçek dışı çıktı. Ne Beşiktaş’a, ne Trabzonspor’a ne de Fenerbahçe’ye verilen cezalar, şehitlere saygı sloganı ve pankartları nedeniyle idi. Tamamı, hakem, federasyon ve rakip takıma yönelik küfürler yüzünden sevk edilmiş ve cezalandırılmıştı. Zaten aksi olsa, önce temsilci raporlarının gönderildiği ve savunmaları istenen kulüpler ayaklanmaz mıydı böyle bir haksızlığa? Durum budur!

Hesaplar senden İlhan abi!

İddiayı kaybettim İlhan abi, sorumlusu sensin.
Sezonun ilk maçında alınan Rize yenilgisinden sonra bizim hasta Gençlerli Ankara Haber Müdürümüz Gökçer Tahincioğlu sormuştu: “Abi, Cavcav ne zaman gönderir hocayı?”
“5-6 hafta dayanır.”
“Yok be abi, o kadar kalmaz, var mısın iddiaya?” deyip, beni sınamaya kalkmıştı!
Bir yanda 36 yıllık İlhan başkan ve 30 yıllık gazeteci ben, karşımızda genç Haber Müdürü Gökçer... Güldüm “Varım” dedim.
Acı haber (!) Pazartesi günü geldi. Cavcav Antalya’ya da kaybeden Baxter’in biletini kestiğini açıkladı.
Şimdi ukalalık yaptığıma mı yanayım, yoksa Gökçer’e kaybettiğim çıtır kıymalı pideye mi?
Valla karışmam, hesaplar senden İlhan abi!