Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ligin ilk yarısını zirvenin eteklerinde tamamlamak, yani Rizespor karşısında alınacak galibiyet, Trabzonspor gibi sancılı bir süreçten geçen camia adına çok önemli idi. Üç puan bordo-mavililerin maratonun kalan bölümüne moral ve motivasyonla başlaması demekti.

Lakin; Pereira, Toure ve Sosa gibi, oturmaya başlayan sistemin üç oyuncusu yoktu dün. Kadrosu kısıtlı ve kırılgan ekipler için dezavantaj yaratabilirdi eksikler. Nitekim orta saha ve savunma kurgusunun değişmesi, ilk dakikalarda büyük sıkıntı yarattı. Rizespor bu süreye iki net pozisyon sığdırdı. Önce Vedat, ardından Boldrin’in kaçırdıkları olmasa, maçın öyküsü baştan farklı yazılabilirdi.

Haberin Devamı

Trabzonspor’un 25. dakikada Abdülkadir ile rakip kaleyi bulan ilk şutu gol olana dek, hücumda etkinliği yoktu. Golden sonra Onazi’nin sakatlanarak çıkması da işleri iyice güçleştirdi. Karaman’ın fazla seçeneği yoktu. Uzun süre oyuncu değişikliğine de gitmedi.

Ama Abdülkadir Ömür gibi Tanrı vergisi yetenekleri yüksek bir oyuncusu, devraldığı kaleyi aslanlar gibi koruyan Uğurcan gibi garantisi, gençlere taş çıkartan Rodallega gibi bir profesyoneli vardı Karaman’ın. Üçü de sonucuna etki eden isimler oldu.

Altını çizelim, sezon sonu sıralamadaki yeri ne olursa olsun Ünal hocanın gençlerde ısrar etmesi ve takıma yeni bir soluk getirmesi, Trabzonspor’un geleceği adına en büyük kazancı olacaktır.

Yediği ilk golden sonra direncini kaybeden Rizespor oyunun ikinci yarısında inisiyatifi Trabzonspor’a bıraktı. Bedelini de ağır ödedi. Abdülkadir’in ikinci golüne “şans” diyenlere, “futbol zekasını takdir edin” derim ben de... Sonrasında Nwakaeme’nin al-at pasını geri çevirmeyen Rodallega’nın vuruşu geldi ve perdeyi kapayan Nwakaeme oldu.

Bu kadar eksiğe karşın sahadan farklı galibiyetle ayrılan Trabzonspor’un yediği gole nazar boncuğu diyelim. Ben bu Trabzonspor’un, karakterli oyununu, coşkusunu ve inatçı kişiliğini sevmeye başladım. Yarışın içinde olmayı hak ediyorlar.