17.12.2017 - 01:30 | Son Güncellenme:
Toplumda sık görülen ancak zamanla geçeceği düşünüldüğü için tedavisi ihmal edilen geceleri yatak ıslatmayla ilgili doğru bildiğimiz yanlışlar var. Bunlardan en bilineni, kullanılan ilaçların kısırlığa yol açacağının zannedilmesi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Oğuz Söylemezoğlu, tıp dilinde enürezis noktürna denen bu sorunla ilgili önemli bilgiler verdi.
- Nedenleri nelerdir?
Sorumlu faktörler arasında gelişimsel gecikme, genetik geçiş, anormal mesane fonksiyonu, bazı hormonların salınımında değişiklikler, uyku ve organik hastalıklar vardır. Anne-babalar, yatağını ıslatan çocukların bir kısmının uykularının ağır olduğundan söz eder. Gerçekten de gece altını ıslatma sorunu olan çocukların önemli bir bölümünde, uyku sırasında idrar kesesinin doluluğu, diğer bir deyişle idrar yapma ihtiyacı hissedilemez. Bazı çocuklarda ise gece üretilen idrarın normalden fazla olduğu saptanmıştır. Bu durumda mesane kapasitesi aşılır ve uykuda çiş yapma ihtiyacı ortaya çıkar.
Kimi çocukta da mesane kapasitesinin beklenenden az olması veya mesane kaslarının çok fazla kasılması, idrar kaçırma nedenidir.
- Altında psikolojik sorunlar yatıyor olabilir mi?
Bu faktör, çok nadirdir ve genelde strese, kardeş doğumu veya ayrılma gibi nedenlere bağlıdır. Yılda dört veya daha fazla stresli duruma maruz kalmanın, artmış yatak ıslatma riskine yol açabileceği bildirilmiştir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite hastalığında, 2-3 kat daha fazla alt ıslatma görülme riski olabileceği öne sürülmüştür.
- Genetik etkisi var mı?
Gece alt ıslatma ile ailesel geçiş arasında kuvvetli bir ilişki vardır. Çocukta yatak ıslatma riski, babanın çocukluğunda aynı sorun olduğunda yüzde 39, annede olduğunda yüzde 23 ve her ikisinde de varsa yüzde 46 oranındadır. Bu sorun, genetik olarak kompleks, heterojen bir hastalıktır.
- Tedavi edilmediğinde ne gibi sorunlar ortaya çıkar?
Yatak ıslatmanın can sıkıcı bir durum olması, kimi zaman konunun aile içinde konuşulmak istenmemesine yol açar. Sorunun bu şekilde üzerinin kapatılması, tedavisini olanaksız hale getirir ve aile içerisinde gerginliğin artmasına neden olur.
Halk arasında gizleniyor
“Halk arasında genellikle bu sorunun kendiliğinden geçeceğine inanılır ve saklanır. Çocuk, yıllar boyu ıslak uyur. Hatta bazen kız çocukları için ancak evlenme yaşına geldiğinde doktora başvurulur. Toplumda gece yatak ıslatmanın tedavisinde kullanılan ilaçların kısırlık yaptığına dair bir söylenti var. Ancak bu doğru değil! “
Ceza vermek veya kızmak doğru değil!
“Yatak ıslatma çocuğunuzun bilinçli bir davranışı değildir. Sorunu ortaya çıkaran nedenler, tedaviye başlanmadığı sürece çocuğunuzun kontrol etmesi mümkün olmayan işlev bozukluklarıdır. Çocuğun gece altını ıslatması, anne-babanın onları iyi eğitememiş olması anlamına da gelmez. Bu durum, çocuğun büyümesi sırasında idrar kontrolüyle ilgili bazı işlevlerin olgunlaşmasının gecikmesiyle ilişkilidir. Ailenin tepkiyle yaklaşması veya cezalandırma yolunu seçmesi, sorunu çözmek bir yana çok daha derinleşmesine yol açabilir.”
- Gece yatak ıslatma sorunu yaşayan ilginç bir vakanızı paylaşabilir misiniz?
15 yaşındaki bir hastam, Ankara dışında yatılı bir okulda okuyordu ve derslerinde çok başarısızdı. Kendisiyle yaptığım ayrıntılı görüşmede; her sabah altı ıslak kalktığından dolayı arkadaşları bu durumu görmesin diye onlar yatakhaneyi boşalttıktan sonra kalktığını, çarşaflarını topladığını ve değiştirdiğini, bu nedenle de derslere geç kaldığını söyledi. Öğretmenlerinin bu yüzden kendisine kızıp, cezalandırdığını belirtti. Uygun tedavinin ardından, ders başarısı da arttı.
- Size gelmeden önce yanlış bir tedavi uygulanmış hastanız oldu mu?
Malesef çok kötü uygulamalara şahit olduk. Gece işemeyi önlemek için pipisine ip bağlanan ve hatta genital bölgede yanık izleri gördüğümüz hastalar var. Geceleri alt ıslatmanın bir hastalık değil, gelişimsel bir gecikme olduğu bilinmeli. Uygun yaşta, başarılı tedavisi olan bu sorun için aileler uzman hekimlere başvurmalı.