Mimarlık Nisarga Sanat Merkezi

Nisarga Sanat Merkezi

27.11.2023 - 03:01 | Son Güncellenme:

Wallmakers tasarımı Nisarga Sanat Merkezi, müzisyen bir ailenin sanat ve kültür etkinlikleri için izleyicilerle bir araya gelebilecekleri ve etkileşimde bulunabilecekleri bir topluluk ikametgahı oluşturma girişimi olarak ortaya çıkmış.

Nisarga Sanat Merkezi

Alan bir çeltik tarlasının yakınında bulunuyor. Geleneksel Kerala çatıları ideal izolatör ve sıcaklık düzenleyicileri olmalarıyla ünlü olsa da, oluşturduğu loş atmosfer modern konfor ve estetik arayışlarına çok uygun görülmediği için günümüzde çağdaş mimaride kullanımı azalan bir özellik. Bu nedenle Wallmakers, geniş çatıların yüzeylerinde yarıklar açarak çatıdan daha fazla ışık alma fikrini geliştirmiş. Çatının 35 derecelik açısı, bir açıkhava amfi tiyatrosunun 30 derecelik açısıyla mükemmel bir şekilde eşleşiyor ve bununla birlikte ışık almak için oluşturulmuş yarıklar izleyicilerin oturacağı basamaklara dönüşüyor. Yüzme havuzunun üzerine bir dizi ahşap kalas yerleştiriliyor ve 75-80 kişiyi ağırlayabilecek açık hava konserleri için hemen bir sahne olarak ikiye katlanıyor. Faaliyetlerin kesintiye uğramadan yukarıda paralel olarak gerçekleşmesini sağlayan merkeze ayrı giriş, alana bakan geniş bir yaşam alanına açılıyor. İç mekanlar, “padmasana” pozisyonunun (oturan lotus duruşu) faydalarını savunan müşterilerin tercih ettiği gibi, sakinlerin ziyaretçilerle etkileşim kurmak ve yemek yemek için çoğunlukla ahşap zeminleri kullandığı açık esnek alanlar olarak tasarlanmış. Komşu kasabadan toplanan inşaat molozları ve sahadan alınan toprakla patentli kepenkli enkaz duvarı tekniğiyle inşa edilen duvarlar tamamen taşıyıcı ve birinci kattaki 4 metrelik konsollu kayıt stüdyosunu dahi destekliyor. Merkezin batıya bakan tarafında, bir hurdalıktan toplanan raflarla korunan, ızgaralar haline gelen ve öğleden sonra güneşinden korunmak için bir sarmaşık perdesine izin veren konuk odaları bulunuyor. Çatıdaki stratejik olarak tasarlanmış kırıklar, “jüt çuval” ruloları tarafından dağıtılan ışığın içeri girmesine ve sıcak havanın dışarı çıkmasına izin veriyor. Yıkılan binalardan sonra oluşan atıklardan geri kazanılan laterit bloklar, geleneksel Kerala evlerinin eski "muttam"larını anımsatan evin önündeki verandayı oluşturuyor. Bina, notalar arasındaki duraklamaların notaların kendisinden daha önemli olduğu bir müzik gibi tasarlanmış: İnşa edilmiş mimarinin durduğu ve aradaki boş alanların konuştuğu yerler…

Haberin Devamı

Pan Pacific Orchard Hotel

WOHA’nın Singapur’da yeşil bir simge olarak tasarladığı Pan Pacific Orchard otel yapısı, yüksek katlı ve yoğun kent dokusu içerisine doğayı dahil etmeyi ve biyolojik çeşitliliği artırmayı mümkün kılan yenilikçi bir bakış açısı sunuyor. Pan Pacific Orchard’ın tasarımı, yüksek katlı tropikal konaklama için yeni bir prototip öneriyor. 10 Claymore Road adresinde yer alan otel; konuk odaları, sosyal alanlar ve bahçe teraslarından oluşan bir matris içeren dört farklı katmanı boyunca tropikal, esintili açık hava mimarisine ve yemyeşil bir doğaya sahip. Zemin seviyesinde yer alan orman terası, Claymore Road’dan Claymore Drive’a, orman ağaçlarıyla çevrili bir su plazasıyla basamaklanıyor. Bu dramatik giriş, Claymore Yolu’nu Orchard Yolu’na bağlayan ve hem konuklara hem de halka yoğun yapılaşmış bölgenin karmaşasından bir mola sunan, kamuya açık bir kentsel bağlantı olarak tasarlanmış. Yukarıdaki sahil terası, organik şekilli zümrüt lagünü, kıvrımlı kumlu sahili ve kalabalık Orchard Yolu’nun üzerinde yüzen palmiye ağaçlarıyla tropik bir vaha oluşturuyor. Daha yukarıda, bahçe terası sessiz Claymore yerleşim bölgesine doğru yöneliyor. Otelin bar ve lounge kısmı ile çevrili gökyüzü terası, yansıma havuzları ve saksı yatakları ile bakımlı bir bahçe sergiliyor. Bulut teras, en üstte 400 kişilik bir balo salonu, etkinlik odası, ekici adalar ve yansıma havuzlarıyla çevrili peyzajlı bir etkinlik meydanından oluşuyor. Teras, yukarıdaki bir fotovoltaik gölgelik tarafından korunuyor. Yeşil sütunlar her bir terası sabitliyor ve dört katmanı görsel olarak birbirine bağlıyor. Teraslardaki peyzajla birlikte bina, kendi alanının %20 0’ünü yeşilliklerle değiştiriyor. Yeşillik seçimi her bir katmanın temasını yansıtıyor, doğayı ve biyolojik çeşitliliği şehre geri getiriyor. Yenilikçi form ve organizasyon, cömert bahçeler ve kamusal alanlarla birlikte yüksek yoğunluk sağlıyor. Pan Pacific Orchard, normalde iç mekanlarda saklı olan kutlamaları ortaya çıkararak şehrin canlılığına katkıda bulunuyor. Bu, sıcak nemli havanın, düşük rüzgar hızlarının ve sık ama öngörülemeyen şiddetli yağışların tamamen açık hava etkinliklerini zorlaştırdığı Singapur’un ekvatoral iklimi için özel olarak tasarlanan açıkhava, çapraz havalandırmalı ancak korunaklı alanlar sayesinde mümkün oluyor. Bu bahçe hacimleri hem odalara hem de komşulara manzara sağlayarak, çoğu yüksek yoğunluklu ortamda eksik olan komşulukla mekansal bir etkileşim yaratıyor. Aynalı tavanlar manzarayı ve etkinlikleri aşağıdaki sokağa yansıtıyor. Aynı şekilde, imzası niteliğindeki sarmaşık kaplı sütunlar da güçlü bir yeşil ifade oluşturuyor. Devasa hacimler teras ve odalar için dev güneşlikler olarak işlev görürken, yansıtıcı tavanlar termal ayna görevi görerek bahçelerin ve suyun yüzey alanını iki katına çıkararak radyan soğutma sağlıyor. Pan Pacific Orchard, enerji ve su ihtiyacını azaltan aktif sistemler ve pasif tasarım stratejileri ile Singapur’un en yüksek çevre sertifikası olan Green Mark Platinum derecesini almış. Singapur’un kendine özgü bahçe oteli ve ünlü Orchard Yolu’nda yeşil bir simge oluşturuyor.

1/8

2/8

3/8

4/8

5/8

6/8

7/8

8/8