14.09.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
LALE DANIŞMAN
Sosyal toplum kuruluşlarında 2010 yılından beri aktif olarak görev alan Ruken Mızraklı, Türkiye Deri Vakfı (TURDEV) Yönetim Kurulu’nun 2013 - 2014 yıllarında 9’uncu dönem başkanlığını üstlendi. Halen TURDEV Yönetim Kurulu üyesi olan Gündüz Group Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mızraklı, iş yaşamındaki başarısını, ‘Woman to Watch’ projesini ve ailesini anlattı.
Deri sektörüyle nasıl tanıştınız?
Üniversiteyi bitirdikten sonra Türkiye Şişe Cam Fabrikaları Genel Müdürlüğü Endüstri Mühendisliği Departmanı’nda çalışıyordum. Deri sektöründe uzun yıllardır güçlü bir grupla var olan yakınımızın, yeni girmek istediği ham deri ithalatı alanındaki iş teklifiyle profesyonel yaşamdan koptum. Ve kendimi girişimci olarak yepyeni bir sektörde buldum. O gün bugündür, ham deri ithalatçılığından deri konfeksiyon üretimine, tabakhane olarak deri işlentisi yaptığımız sanayiciliğe kadar birçok yeni işte grup ortağı olarak yer aldım.
Bu başarı hikayesi size yakında bir de ödül getirecek. ‘Woman to Watch’ projesinden bahseder misiniz?
‘Women to Watch’ (Fark Yaratan Kadınlar), üç yıldır Türkiye’de Advertising Age ve Mediacat tarafından tarafından düzenleniyor. Pazarlama, reklamcılık ve medya sektörü başta olmak üzere iş dünyasındaki en başarılı kadınları onurlandırmak için düzenlenen bir organizasyon.
Bu yıl da teknoloji, medya ve iletişim gibi pek çok alanda ‘fark yaratan’ 14 kadına ödül verilecek. Hepsi birbirinden değerli hemcinslerimle birlikte ödül almak çok gurur verici. Bu ödülü ‘Sektörel Tanıtım Lideri’ alanında alacak olmam ayrıca anlamlı.
Özellikle, İstanbul Deri ve Deri Mamulleri Birliği, Deri Tanıtım Grubu Yönetim Kurulu üyeliğine ve sektörün çatı kuruluşu Türkiye Deri Vakfı Başkanlığı’na geldiğimden beri temel amacım deri sektörünün gerek yurt içinde gerekse uluslararası arenada bilinirliğini artırmak ve farkındalığını yükseltmek oldu.
İki çocuğunuz var. Peki bu yoğun tempo arasında anneliğe yeterince vakit kalıyor mu?
Annelik hayatta en keyif aldığım, kendimi tamamlanmış hissettiğim şey. Çocuklarım en büyük önceliğim. Ama diğer yandan işim de üçüncü çocuğum. Beni geliştiren, besleyen, hayatıma anlam katan uğraşım. Gece - gündüz iş konuşabilirim. Hiç sıkılmam. Çocuk, iş, aile... Bu karışımı seviyorum. Sadece çocuklara odaklanıp full time anne olsam belki fazla müdahaleci veya korumacı biri olabilirdim ki; şemsiye annelik çocuk psikolojisi için iyi bir şey değil. Annem en büyük şanslarımdan… En yoğun iş dönemlerimde joker gibi devreye girip, yokluğumu hissettirmemeye çalışır. Ayrıca birçok çalışan anne gibi tüm programlarımı hafta sonu çocuklara göre yapıp, bu süreyi tamamen onlarla geçiriyorum.
n Eşiniz de sizin gibi yoğun çalışıyor. Birlikteyken en çok ne yapmaktan hoşlanırsınız?
Çocuklarımızla beraber seyahat etmeyi severiz. Eşimle çok okuyan ve okuduklarını birbiriyle paylaşan bir çiftiz. Ve daha çok iş dünyasıyla ilgili yenilikleri, yayınları ve biyografileri takip ederiz. Her yıl mutlaka en az iki yer görmeye çalışırız. Çocuklarımızı da alıştırdık. Bizimle her restorana veya müzeye gelirler. Ortak tatilimiz olduğunu bilirler, birlikte tadını çıkarmaya çalışırız.