Aziz Müslümanlar!
Zikir, Allah’ı zihinde tutmak, dil ile belirli
kelimeleri tekrar etmekle birlikte, söz, tutum ve
davranışlarımızla Allah’ın rızasını kazanma
çabasıdır. Nefsimizi ıslah etme, iyilik ve hayır
yolunda olma, huzur ve mutluluğa ulaşma gayretidir.
Zikrin gerçek anlamını idrak eden bir mümin,
Kur’an ve sünnete uygun bir hayat sürer. Kardeşlik
hukukunu korur. Toplumda birlik ve beraberliği
pekiştirmek için çaba gösterir. Zikri kendine şiar
edinen bir mümin, yaratılış gayesini unutmaz. Hak
duyarlılığını kaybetmez.
Değerli Müslümanlar!
Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de bizleri
şöyle uyarmaktadır: “Ey iman edenler! Mallarınız
ve evlatlarınız sizi, Allah’ı zikretmekten
alıkoymasın.”6 Bu ayet-i kerime rızkımızı
kazanırken, işimizi yaparken, sorumluluklarımızı
yerine getirirken her an Allah’ı hatırlamamız
gerektiğini bizlere emrediyor. Varlıkta ve yoklukta,
rahatlıkta ve zorlukta Rabbimize kulluk etmeye,
O’nu anmaya ve O’ndan yardım istemeye bizleri
çağırıyor.
Öyleyse Aziz Müminler!
Yüce Rabbimizin rızasını, yardımını ve affını
umarak her daim O’nu zikredelim. Esmâ-i
Hüsnâ’sından güzel isimlerinden olan ya Allah, ya
Rahmân, ya Rahîm, ya Selâm isimlerini dilimize
tesbih ederek zikrimizi eda edelim. Zikrin en büyüğü
olan namazlarımızı ihmal etmeyelim. Bir ismi de
“Zikir” olan Kur’an-ı Kerim’i okuyalım, anlayalım
ve yaşayalım.
Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in bize
öğrettiği şu dua ile bitiriyorum: ''Allah’ım! Sana şükretmek, seni zikretmek ve sana güzelce ibadet
etmekte bize yardım et.”7