Cadde Maço lobisi kuruluyor!

Maço lobisi kuruluyor!

27.10.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Mahsun Kırmızıgül, İzzet Yıldızhan, Yavuz Bingöl ve Özcan Deniz ittifak oluşturdu. Filozoflar, gazeteci oluyor. Muhabir Daniel Pearlün katiline yaklaşılıyor... Vizontele Tuubanın ilk gösterimi Yılmaz Erdoğanın evinde

Maço lobisi kuruluyor

Türkiyeden de Yaşar Kemal, Orhan Pamuk gibi isimlerle örneklenebilecek, Ernest Hemingwayde trajik bir kimlik kazanan edebiyatçı-muhabirlere şimdilerde felsefeci, hatta filozof-muhabirler katılıyor. Her ne kadar Türkiye medyası felsefeye, hele de haber yazımında felsefeye pek hoş bakmasa da Batıda gazetecilerle felsefeciler iyiden iyiye birbirlerine "link atmaya" başladılar. Walter Benjamin bunu kaç zaman önce söylemişti; geleceğin felsefesinin de, edebiyatının da gazete makalelerinde, haberlerinde olacağını... Bu, belki de televizyon karşısında kan kaybına uğrayan yazılı basının da kurtuluşudur, şansıdır. Fransız filozof Bernard Henri Levynin "Daniel Pearlü Kim Öldürdü?" adlı kitabı işte tam da böyle ikili bir kimliğin ürünü. Şu sıralar Avrupa ve ABDde yoğun olarak tartışılan bu kitapta Levy, geçen yıl Pakistanda kaçırılıp öldürülen Amerikalı Wall Street muhabiri Daniel Pearlün izinde yürüyor. Evet bir yıl boyunca Dubaiden Karaçiye Pearlün dolaştığı yerlerde dolaşarak, gazetecilik, felsefe ve edebiyatın tekniklerini kullanarak bu cinayetin gerçeğe en yakın hikâyesini anlatmaya çalışıyor. Katil kim? Levy ile yapılan ve geçen hafta BBCde yayınlanan mülakatı yapan televizyoncu, Levyyi önce bir filozof olarak gazeteciliğe ve çok satan kitaplar listesine bulaşmakla suçluyordu. Sonra da fazla parlak bir kişilik, ihtişamlı bir özel hayatın aktörü olmakla."Gün ışığı görmeden masasında yazı yazması beklenen bir filozof nasıl olur da sık sık Paris Match gibi magazin dergilerinde boy gösterir?" diyordu televizyoncu. Levy ise kendisinin tabana inen, inmiş bir filozof olduğu karşılığını veriyor, yeri geldiğinde Pakistanda bir yıl dolaşmasıyla, magazin dergilerine konu olan, poz veren popüler bir kimlik sergilemesinin bağlantılı olduğunu ima ediyordu.Aslında edebiyatçılar, felesefeciler artık giderek Türkiyede de magazin haberciliğinin ilgi alanına giriyor. Bu sadece kitap satışlarındaki artışla açıklanabilecek bir şey değil. Geleneksel magazin figürleri, birbirlerinin sıradan ve sıkıcı parodilerine dönüşürken gizemli, ekzantrik yazar hayatlarını okurlar çok daha müstehcen buluyorlar. Nasıl magazinleşirsin? Diğer taraftan mesela arabeskçiler de edebiyatçılardan teknik öğreniyorlar. Geçen ay edebiyat çevrelerinde tartışılan "lobiciliğe" benzer bir gelişim arabesk müzikte de oldu. Dizi çalışmaları biten ya da bitirilen erkek arabeskçiler, pazar paylarının iyice azaldığı müzik sektörüne dönerlerken eski kırgınlılarını bir kenara koyup bizim "maço lobisi" diyebileceğimiz, kendilerininse "Mahşerin dört, beş ya da duruma göre daha fazla atlısı" olarak tanımladıkları bir ittifak oluşturdular. İlk kez Asmalı Konakın galasında kendilerini magazin gazetecilerine topluca açan Mahsun Kırmızıgül, İzzet Yıldızhan, Yavuz Bingöl, o sırada çok meşgul olan Özcan Denizin de kendilerine katıldığını açıklayıp Emraha çağrı yaptı. Bu grup artık her yere beraber gidecekmiş.Yılmaz Erdoğan, dün "Vizontele Tuuba"nın teknik işlemleri için Almanyaya gitti. Döndüğünde evinde dostlarına filminin ilk gösterimini yapacakmış. Mahşerin dört atlısı!