Cadde Mutlu son olduğuna inandırmak istedim

Mutlu son olduğuna inandırmak istedim

30.06.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

İletişim danışmanı Özgür Aras’ın merakla beklenen yedinci kitabı ‘Gitmek Gerek Bazen’ okuyucularıyla buluştu

Mutlu son olduğuna inandırmak istedim

Müzik, televizyon ve sanat camiasında pek çok ünlüyle yürüttüğü projeler, yazdığı kitaplar, İstanbul gece hayatına kazandırdığı mekanlar, ses getiren sosyal sorumluluk kampanyaları
ve aldığı sayısız ödülle adından söz ettiren iletişim danışmanı Özgür Aras, yedinci kitabı ‘Gitmek Gerek Bazen’i CADDE’ye anlattı.

Haberin Devamı

Kitabınızda okuyucuları nasıl bir öykü bekliyor?

Aslında anlattığım günümüzden bir hikaye oldu. İlişkilerin içinde bulunduğu kısır döngüler, kişilerin mutsuzluk açmazları, bir türlü kendimizi yeterince iyi hissedememe hali, yanlış seçimler ve bizi üzenin tutsağı olma halleri romanın içinde kendine yer edinirken, bir taraftan da özlenen, beklenen, nostaljik bir aşkın heyecanını satırlara taşıdım. Mutlu sonlara her zaman inanan bir insan olarak, okuyucularımı da mutlu sona inandırmak istedim.

Romanınızdaki kahraman yaşadığı ilişki sonrası acı

çekerken kendi içine yaptığı bir yolculukla bambaşka bir kimliğe bürünüyor. Gerçek bir hikayeden mi esinlendiniz?
Hikaye gerçek değil ama bu hikayeden parçalar yaşayan pek çok insan var çevremizde. Herkes mutlu olmanın peşindeyken gidip inatla mutsuz eden ilişkileri sürdürmeye, bunlardan güzel bir şeyler ortaya çıkarmaya çalışıyor ama olmuyor elbette!
Ben biraz da yanlışta ısrar etmek yerine kendinize bir şans daha tanıyın, her zaman mutluluk için güzel bir başlangıç sizi bekliyor olacak duygusunu vermeye çalıştım.

Haberin Devamı

Günümüzde kadınlar da, erkekler de yalnızlıktan, aradığını bulamamaktan şikayet ediyor. Sizce bu kronik yalnızlığın sebebi nedir?

Teknoloji bize pek çok nimet sunarken içimize daha çok kapanıyor, kendi küçük dünyamızda daha bencil, daha az kabullenir oluyoruz. Bu yüzden kimse birbirine tahammül edemiyor. Oysa gerçekten mutlu olmak için sabretmeyi, özür dilemeyi ve belki de olumsuzluğun altında yatan değerli unsurları görmemiz gerekiyor.
Artık o kadar sabırsızız ki, kimse sevdiğini iddia ettiği kişiye yeterince fırsat vermiyor. En ufak bir sorunda arkasını dönüp gidiyor. Hal böyle olunca da elbette tomurcuklar çiçek açmıyor, ortaya verimli bir ilişki çıkmıyor.
Bu arada sabretmek derken elbette unutulmaması gereken bir nokta da, bu sabrı gerçekten hak edene göstermemiz gerektiği. Yani karşınızdaki ağzınızla kuş tutsanız dahi size gereken özeni, ilgiyi ve sevgiyi vermiyorsa, onun için savaşmak yerine sizi gerçekten sevecek insana hayatınızda yer açmak, yeri gelince bunu yapabilmek de önemli...

Haberin Devamı

‘Yeni bir hayat her zaman var’

Bir taraftan da herkesin hayali olan ‘uzaklar’ algısını taşımışsınız kitabınıza. Gerçekten de mutluluk uzaklarda mı?

Tam tersi belki de yanı başımızda; sadece gerçekten bakmayı, görmeyi ve gereken özeni göstermek gerekiyor. Şehirde pek çok kişiye uzaklarda hep daha güzel bir hayat var gibi geliyor.
Hatta hepimizin emek lilik hayallerini süslemiyor mu bir gün küçük bir kasabaya yerleşip huzurlu, sakin, mutlu bir hayat sürmek. İşte ben bunun için çok beklemeye gerek olmadığı, biz ne zaman istiyorsak yeni bir hayatın her zaman bizi kucaklamaya hazır olduğu duygusunu vermeye çalıştım. Kitabımın kahramanı da bu duyguyla ortaya çıktı.

Siz böyle bir aşk için nelerden vazgeçerdiniz?

Hepimiz dünyaya mutlu olmak ve mutlu etmek için geliyoruz. Bunun dışında yaşadığımız her şey, sadece etiketlerimiz. Hatta belki bizi bu mutluluğa taşımasını hayal ettiğimiz araçlar. Bu yüzden gerçek bir aşk için her zaman pek çok şey gözden çıkarılabilir.
Elbette anlık, gelip geçici bir şeyden değil, bizi tüm varlığımızla kavrayıp, bir sevgi haresiyle çevrelendiğimiz hissini verecek hakiki duygulardan söz ediyorum.