Cadde ‘Önce oyuncu sonra popüler oldum’

‘Önce oyuncu sonra popüler oldum’

01.05.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Birçok  festivalden  ödül alan Feyyaz Duman, “En büyük şansım, önce oyuncu oldum, sonra popüler. Türkiye’de sinemayla değil, dizilerle tanınıyorsunuz” dedi.

‘Önce oyuncu sonra popüler oldum’

'Kadın' dizisinde Arif karakterini canlandıran Feyyaz Duman, festivallerden aldığı ödülleriyle adından söz ettiriyor. İlk defa uzun soluklu bir projede yer alan oyuncu, “Yurt dışında festivale gittiğim zaman tanınıyorum. Orada yabancılık çekmiyorum. Türkiye’de ise insanlar beni bilmiyor. Dizilerde oynamayınca, televizyon için ‘no name’siniz” dedi. Mardin’den İstanbul’a geldiğinde tek kelime Türkçe bilmeyen Duman, geçmişini senaryolaştırmak istediğini, New York günlerini ve dizi sektörüne bakışını anlattı.

Haberin Devamı

- İstanbul’a geldiğinizde tek kelime Türkçe bilmiyordunuz. Eğitim serüveniniz nasıl geçti?

Altı yaşında İstanbul’a geldim, hiç Türkçe bilmiyordum. Direkt okula başladığım için entegrasyon sorunu yaşamadım. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi İstanbul’da tamamladım. 16 yaşında tiyatro ve sinema oyunculuğuna başladım. Üniversite bittikten sonra da eğitim için yurt dışına gittim.

- Amerika macerası nasıl geçti?

Çok zordu. Hem ekonomik hem de dil anlamında zorlandım. İlk gittiğimde hiç İngilizce bilmiyordum. Bir yandan dil ve tiyatro eğitimi alıp, diğer yandan da fabrikada çalışmaya başladım. Böylece İngilizcem gelişti.

- Sinemada başrol oynarken neden Amerika’ya gitmeyi tercih ettiniz?

Kocaeli Üniversitesi’nde yüksek lisansı kazandım ama İngilizce sınavını geçemedim. Altı ay İngilizce öğrenmek için Amerika’ya gittim. Ama geri döndüğümde sınavı yine geçemedim, altı ay yetmemişti. Beş yıllık öğrenci vizem varken Amerika’ya dönmeye karar verdim. Eğitimim esnasında birçok tiyatro ve film projelerinde yer aldım.

Haberin Devamı

‘Önce oyuncu sonra popüler oldum’

- Yaşadıklarınızı senaryolaştırmayı düşünüyor musunuz?

Mardin, İstanbul ve yurt dışı geçmişim var. ‘Dinlerin ve dillerin diyarı’ Mardin’de doğdum. İstanbul da birçok kültürün harmanladığı bir şehir. Dünyanın küçük bir kopyası olan New York’ta beş yılım geçti. Aslında herkesin geçmişinde çok hikaye var ama bunu anlatabilmek önemli... İleride tabii ki senaryolaştırmak istiyorum. Hayatımın sonuna kadar çok sevdiğim oyunculuğu bırakma-yacağım, fakat hikaye-lerimi de ilerleyen yıllarda çekebilirim.

- Mardin’e gidiyor musunuz?

Fırsat buldukça gidiyorum, hiç kopmadım. İnsanlar memleketlerinden kopmasın!

- Dünyanın en önemli festivallerinden ödüller aldınız. Bu sizi nasıl motive ediyor?

Festivalde beş kişilik jüri karar veriyor. Sektörde binlerce kişiyiz, ödül sadece oradaki jüriye kalmış. O biraz da sizin şansınız. Yani ödül aldığınızda, yaptığınız işte tescilli olmuyorsunuz. Öyle olsaydı Oscar alan herkesin yaptığı işi artık bırakması gerekirdi. Ama ödüller beni motive etti ve umudumu artırdı.

Haberin Devamı

‘Kadın’, en uzun soluklu dizim’

- ‘Kadın’da canlandırdığınız Arif karakterini okuyunca neler hissettiniz?

İlk üç bölüm senaryoyu okuduğumda en çok Arif’i sevdim. İnsanların kendi hayatlarında eksikliğini duyduğu biri. O yüzden duygusal bağ kurduklarını düşünüyorum. Bence sevilmesinin en büyük sebebi bu...

- Bu dizi size neler kazandırdı?

Televizyon dünyasında tanınmamı sağladı. 16 yaşından bu yana sektördeyim ama en uzun soluklu projem ‘Kadın’... En büyük şansım, önce oyuncu oldum, sonra popüler. Önce tiyatro ve sinema, şimdiyse televizyonda oynuyorum. Türkiye’de sinemayla değil, dizilerle popüler olabiliyorsunuz. Pişman değilim, çünkü televizyona geçmeden sinemada bir mesafe katettiğimi düşünüyorum.

‘Önce oyuncu sonra popüler oldum’

- Projenin başarılı olmasını neye bağlıyorsunuz?

Çok hümanist bir dizi... Yavaş yavaş kaybolan insani değerleri, güçlü hikayesi ve anlatım diliyle insanlara ulaştırıyor. Bence seyirci, kendini hem samimi hem de toplumsal gerçekçi dünyasının bir parçası olarak görüp, sahiplendi.

- Birçok festivalden ödülleriniz var ama Türkiye’de dizide oynamayınca tanınmıyorsunuz. Bu durum sizi üzmüyor mu?

Haberin Devamı

Yurt dışında tanınıyorum. Orada yabancılık çekmiyorum. Çünkü sinema sektörü çok globalleşti. Türkiye’de ise insanlar beni bilmiyor. Dizilerde oynamayınca, televizyon için ‘no name’siniz.

‘Bu işin yolu belli’

- Çocuk yaşlarda mesleğe başladınız. Şimdi oyuncu olmak kolay, bu durumu nasıl karşılıyorsunuz?

Instagram’da birçok kişi bana ulaşıp, oyuncu olmak istediğini söylüyor. Bu işin yolu belli, eğitim alacağın yerler var ama gerçekten oyunculuğu sevip yapmak istiyorsan... Ama o insanlar oyuncu değil, popüler olmak istiyor. Bu işler o kadar kolay değil ama ünlü olmak kolay.

- Yeni sinema projeniz var mı?

Dizi olduğu için zamanım yok. Ocak ayında İran’da çekilecek bir film teklifi vardı ama gidemedim. En son oynadığım ‘Zagros’ ve ‘Zor Bir Karar’ filmlerim, festivalleri dolaşıyor fakat yoğunluktan yurt dışı galalarına gidemiyorum.

- Hayranlarınızdan nasıl mesajlar alıyorsunuz?

Daha çok oyunculuğumla ilgili güzel yorumlar alıyorum. Bazen çok hoşuma giden edebi metinler gönderiliyor. Tanışmak, seti ziyaret etmek ve evlenmek isteyen birçok kişiden de mesaj alıyorum.