Galatasaray değişiyor. Eski o şaşalı günlerine dönmeye başladı. Ne yalan söyleyeyim, Başkan Dursun Özbek’in Taksim’de taraftarlarla buluşarak Vodafone Arena’ya gelmesi beni etkiledi. İlk defa böyle bir şey gördüm. Demek ki artık taraftar başkana her türlü desteği verecek.
En azından Başkan Özbek, artık ballı maaş alanlarla daha rahat mücadele edecek. İkinci etkilendiğim olay Levent Nazifoğlu’nun açıklamaları oldu. Başkan, Nazifoğlu’na ekim ayından sonra Şampiyonlar Ligi’nde final oynayacak bir takım kurması için talimat vermiş. Görüyor musunuz, Galatasaray nereden nerelere gelmeye başladı.
Dursun Özbek’in vizyonunun az olduğunu söyleyenler şimdi ne yapacak. Kulüpte yaşanan en büyük olay Nazifoğlu’nun sportif direktörlüğe gelmesi oldu. Hiçbir başkan yöneticiliğe seçilmemiş birisini getirip, futbolun her şeyini emanet etmez. Başkan bunu yaptı, hem Galatasaray hem de kendisi kazandı. Nazifoğlu’nu çok eskiden beri tanırım. Düşündüğünü söyleyen bir kişidir. Konuşurken hatalar yapabilir ama kesinlikle orası burası oynamaz. Her geçen gün de herkes kendisini daha çok tanıyacak.
Eskiden kulüpten bir haber almanın mümkünatı yoktu. Futbolcular, teknik direktör, taraftar sahipsizdi. Şimdiki duruma bakın. Herkes kenetlendi, tek vücut oldu. Bu başkan ve Nazifoğlu sayesinde gerçekleşti. Galatasaray’ın önümüzdeki günlerde önü daha da açılacak. Riva ve Florya değerlendirme projesi için kongreden onay çıkarsa inanın bütün herkesin hayalini kurduğu Barcelona, Real Madrid gibi bir kulüp olacak Galatasaray.
Derbi Kartal’ı yanılttı
Beşiktaş takımının Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olmasını hepimiz çok istiyoruz. Ama bir gerçek var. Bunu gözardı edemeyiz. Şu anki görüntüsüyle Kartal’ın devler arenasında başarıya ulaşması mümkün değil.
Bakın, Galatasaray derbisinde ilk yarı dökülen bir Beşiktaş, ikinci devre rakibinin yorulmasıyla şahlanan bir Kartal vardı. Dinamo Kiev maçında ilk yarı Ukrayna ekibine top göstermeyen iyi bir takım, ikinci devre ise sahada bekleneni veremeyen bir Beşiktaş vardı.
Şenol Güneş, taşları daha yerine oturtamadı. Yeni transferlere bakıyoruz... Gökhan Gönül hazır değil. Caner, iyi gibi görülse de %50 ile oynuyor. Pas isabet oranı çok düşük. Barcelona’dan gelen Adriano hazır değil. Aboubakar’ın tek santrfor olarak oynaması mümkün değil. Gökhan İnler, fizik olarak hazır değil. Bunları birleştirdiğiniz zaman Beşiktaş daha bütünlüğü sağlayamadı.
Benfica ve Galatasaray maçlarından sonra ‘Türkiye’nin Barcelonası’, ‘Beşiktaş’ı yenecek takım yok’ yorumları Şenol Güneş’e ve takıma zarar veriyor. Yine üstüne basa basa söylemeliyim. Şu an için Beşiktaş hazır değil ve geçen seneki havasını yakalaması için uzun zamana ihtiyaç var.
Arda Milli Takım’da olmalı
Kesinlikle Fatih Terim’in aldığı karara saygısızlık yapmıyorum. Ama bazı gerçekler var. Bunları da söylemek zorundayız. Bugün Barcelona’da Neymar sakatlanıyor yerine Arda oynuyor, bütün İspanyollar tecrübeli futbolcuyu bağrına basıyor. Messi sakatlanıyor yine Arda sahaya çıkıyor. Ve oynadığı futbol alkış alıyor, takımının beraberlik golünü atıyor.
Bütün İspanyol gazetelerinde Arda’ya hem oynadığı futboldan hem de Türk oluşundan dolayı övgüler yazılıp konuşuluyor. Evet Arda, Türkiye’nin en büyük turizm elçisidir. Bunu kabul etmek mecburiyetindeyiz. Fatih Terim ile aralarında neler yaşandı tam olarak bilmiyoruz. Sadece bildiğimiz Terim, ‘Arda ve kadroya alınmayan arkadaşları için Türk halkından özür dileyecek’ dedi, Arda ise ‘Ben ve arkadaşlarım Türk halkını incitecek bir şey yapmadık. Ortada özür dileyecek bir şey yok’ cevabını verdi.
Her zaman söylerim Fatih Terim babadır, bugüne kadar hep adalet dağıtmıştır. Bugün Milli Takım’ın Ukrayna ve İzlanda kadrosu açıklanacak. Arda alınmazsa bu olay yine büyüyecek. Milli Takım’da yine huzursuzluk yaşanacak. Türk halkı bölünmüş durumda. Ama çoğunluk Arda’yı milli formasıyla tekrar görmek istiyor.
Fatih Terim, Arda’yı kadroya alırsa inanın karizmasından, büyük hocalığından hiçbir şey kaybetmeyecek. Kaybetmeyi bırakın insanlar ‘Helal olsun hocaya. A Milli Futbol Takımı’nın menfaatleri olunca hoca her şeyi bir kenara atıyor’ diyebilecek. Alınmazsa yine eleştiriler, huzursuzluklar devam edecek. Dilerim, Fatih Terim bunu tatlıya bağlar. Bugüne kadar Milli Takım’da yaşanan bir sürü tatsız şey nasıl düzeldiyse bu Arda konusu da artık kapanmalı.
