Derbi, Türk insanı için nedir? Bayram, şölen, keyif... Kitleler yıllar boyu sezonda 6 kez oynanan derbileri konuşur, birbirlerini kızdırıp, şakalaşırlardı. Şimdi ise derbi deyince akla ne geliyor? Kin, nefret, hakaret, camiaların birbirine düşmesi...
Üç büyük takım kıran kırana şampiyonluk mücadelesi veriyor. Peki biz bu güzelliği yaşayabiliyor muyuz? Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi bitmiş. Yöneticinin bir tanesi çıkıyor, ‘Galip geldik, helal olsun bizim çocuklara’ diyeceği yerde, Galatasaray, Kasımpaşa maçının ikinci yarısına 11 dakika geç çıkmış. Federasyon neden buna sessiz kalıyormuş. Bu nasıl federasyonmuş...
Galatasaray maça üç dakika geç çıktı. Burak’ın değişmesi de bir dakika sürdü. Bunun da sebebi Selçuk pazubandını soyunma odasında düşürmüş. Emre Çolak koşarak bandı almaya gitmiş. O gecikme de bu. Peki karşı taraf bunu nasıl değerlendiriyor. Galatasaray-Kasımpaşa aynı soyunma odasına girdi. Orda Kasımpaşa maçı sattı! Hatta aralarında protokol yaptılar. Daha sonra iki takımın kaptanları hakem odasına gitti. Bu protokolü hakem Hüseyin Göçek’e gösterdiler. Bu yaşananlar federasyon temsilcilerinin önünde oldu!
Allah aşkına söyleyin. Bu kadar zavallılık, bu kadar kincilik olur mu? Fenerbahçe, Türkiye’nin en büyük kulüplerinden biri. Başkanı da belki de gelmiş, geçmiş Türkiye’deki başkanların en iyisi. Ama dönüp yöneticisine bakıyorsun. İnsan üzülüyor.
TFF Başkanı Yıldırım Demirören futbolda devrim yapılacak kararlar alıyor. Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Göksel Gümüşdağ da kulüplerimiz daha çok kazansın, daha iyi yönetilsin diye bir sürü sorunla uğraşıyor. Tepedeki insanlar bunlarla uğraşırken Mahmut Uslu’nun açıklamaları, bunu samimiyetle söylüyorum hem hoş değil hem de hiç yakışmıyor. Üç büyük kulüp arasındaki dostluğu, rekabeti, Uslu gibi yöneticilerin bitirmeye gücü yetmeyecek.
Kurban Veysel
Kasımpaşa-Galatasaray maçında Veysel Sarı çok hata yapmış, eski takımına resmen maçı vermiş. İnsaf yaa insaf..! O gün Veysel’den daha çok hatayı Chedjou ile Hakan Balta yaptı. Paşa’nın stoperi Dvali yaptı. Ama fatura Veysel’e kesildi. Veysel ve bizler bu insanlara hiçbir şey yapamayız. Gücümüz yetmez. Ancak öbür dünyada bir insanı karalamanın, iftira atmanın suçu çok büyük. Hesaplaşma orada olacak.
Denenmişler artık çekilsin
Galatasaray, Mayıs ayında yeni başkanını ve yönetimini seçecek. Bakıyorum başkanlığa çok meraklı adaylar var. Bugüne kadar hanedanlık kuranlar, kulübe bir kuruş yardımı olmayan hatta borç batağına sokanlar kongrede başkan adayı veya yönetici olmak için uğraşıyor. Artık bunlara bir ‘dur’ demek lazım. Sayıları 150 kişi daha fazla değil. Dursun Özbek pırıl pırıl insan. İyi bir yönetim kursun, Abdurrahim Albayrak’ı da futbolun başına getirsin. Galatasaray’ın borçları da biter, sportif başarı devam eder.
Milli borç
Hollanda ile yarın tarihi bir maç oynayacağız. Ya 2016 Avrupa Şampiyonası’na katılma şansımızı devam ettireceğiz ya da ‘elveda’ diyeceğiz. Rakipte Robben ve Van Persie yok. Bu yıldızların oynamadığı maçlarda istatistiklere göre Hollanda çok ciddi sorunlar yaşıyormuş. Hadi şimdi bizim yıldızlarımızı görelim. Tam zamanı. Aldıkları parayı ve itibarı hak ettiklerini 76 milyona göstersinler. Ya da bir daha hiç konuşmasınlar, her türlü eleştiriye açık olsunlar.
