Osman Şenher

Osman Şenher

osenher@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Galatasaray’da yaşananların hiçbiri sürpriz değil. UEFA’dan gelecek cezayı hepimiz biliyorduk. Futbol takımının başarısız olacağını da tahmin ediyorduk. Ama bu kadarını hesaplayamadık.
Başkan Dursun Özbek bu tabloyu bilerek başkan oldu. Artık kulüp, takım dip yapmışken, yok ‘Ünal Aysal’dan enkaz aldık’, ‘Bu işte bizim suçumuz yok’ gibi lafları konuşmaması gerek.
Ortada tarihinde belki de ilk defa bu kadar dip yapan bir Galatasaray var. Kulübün ismi, markası, kalitesi bu borçları bitirmeye yeter. Yeter ki başta yönetim becerili, kaliteli, vizyonu olan insanlardan oluşturulsun. En büyük sorunların başında camianın kendi içinde uzlaşması lazım. Kırgınlıklar bitmeli. Herkes taşın altına elini koymalı. Başkanın bunu yapması için kongre kararı alması lazım. Bu kaçınılmaz.
Düşünebiliyor musunuz, öyle yöneticiler var ki Galatasaray Televizyonu’nu idare edemiyor, kiraya vermeye çalışıyor. Yeni gelen teknik direktörün altını oyup gönderiyor. Bu büyük kulüp bu şekilde yönetilmez.
Başkan Özbek, “Benim şu kadar oyum var” diyeni yönetime aldı. Şu an onun sıkıntısını yaşıyor. Kendisinin seçim bürosunda çalışanlara iyi bir maaşla kulüpte görev verdi. Galatasaray böyle yönetilmez. Kendisinin de rahatlaması için seçime gidip kulübü düzlüğe çıkaracak, sarı-kırmızılardan hiç bir beklentisi olmayan, tecrübeli, bilgili kişilerden kurulu yönetim kuruluyla yoluna devam etmeli.
Futbolcular bitmiş. Çoğu takıma ihanet ediyor. O Galatasaray ruhu denen büyük özellik kaybolmuş. Takım yenilmiş veya yenilmemiş kimsenin umrunda değil. Bu kadroda Sneijder ve Muslera bırakılıp gerisini temizlemek lazım. Genç, aç, mücadeleci yeni bir takım kurulmalı. Bu transferler için büyük bütçeye gerek yok. Bu yapılanmayı yapabilecek teknik direktör getirilip, ne şartlar olursa olsun ona sahip çıkılmalı. Şu anki görüntü sarı-kırmızılıların kurtuluşu için tepeden tırnağa her birinin yenilenmesi gerekir.

Haberin Devamı

Kulüplerin işine gelmez
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, sonunda patladı ve “Bundan sonra MHK Başkanı’nı kulüpler seçsin” dedi. Gayet şeffaf ve dürüstçe bir teklif sundu. Türkiye’de ben kendimi bildim bileli MHK başkanları eleştirilir ve federasyon bu yüzden suçlanır.
Son yaşadığımız olay da bunun tuzu biberi oldu. Demirören, nasıl federasyonun kazancının büyük bir kısmından fedakârlık yaptıysa bu sefer de buyrun MHK başkanını siz seçin dedi ve bu tartışmaları bitirmek istedi. Peki bu teklif kulüpler tarafından kabul görecek mi? Şimdiden söylüyorum, kesinlikle hayır...
Düşünün kulüplerin seçtiği bir MHK Başkanı olursa yöneticiler kimi suçlayacak. Futbolcular hangi hakeme kırmızı kart gösterebilecek. Cesaret edebilirler mi? Bunun için futbolumuzda, hakem sıkıntısını bitirebilecek bir güç ben görmüyorum.

Haberin Devamı

Denizli’yi kandırdılar

Mustafa Denizli deyince biraz durmak lazım. Fatih Terim’le beraber Türkiye’nin gelmiş geçmiş en başarılı hocası. Böyle bir teknik adamı, Galatasaray’ın başına getirmek için bazı sözler veriyorsan onları tutacaksın veya hiç söz vermeyeceksin.
Denizli başkandan 6 tane genç futbolcu istedi. Başkan bunu kabul etti. Denizli de başkana güvenerek basın toplantısında, bu takımla başarılı olamazsa budama yapacağını söyledi. Transferler gerçekleşmeyince budama yapamadı. Florya’daki çoluğun çocuğun, euro milyonerlerinin oyuncağı olmamak için Galatasaray’dan ayrıldı. Futbolcu cin gibidir. Şimdi kıs kıs gülüyordur. “Hoca sen bizi budayamadın ama biz seni budadık” diye seviniyordur.
Bu olayın bir yönü. İkinci yönü ise Grosskreutz’un transferini beceremeyen, futbolcularla ilişkisi laçka olan sportif direktör, yanına da iki yönetici alarak Denizli ile savaştı ve başardı. Kaybeden kim oldu? Galatasaray... Başkan daha hâlâ bunun farkında değil. Futbolcusu satarsa, yöneticisi satarsa, taraftarı sahip çıkmazsa hangi teknik direktör başarılı olabilir? Taraftar Denizli’nin yanında olsaydı, futbolcular bu kadar ruhsuz futbol oynayabilirler miydi? Her neyse Mustafa Denizli kendini fazla yıpratmadan rüzgâr gibi geldi geçti ama kaybeden o değil, sarı-kırmızılılar oldu.