Milli Takımımız zor bir gruba düştü. Hem Hırvat hem de İspanyollar’ın çok büyük yıldızları var. Biraz da koşup mücadele ettikleri zaman bunların karşısında durmak kolay bir iş değil...
İspanya’ya baktığımızda futbolcularının çoğu Barcelona, Real Madrid, Manchester United, Chelsea ve Bayern Münih gibi dev kulüplerde oynuyor. Ve bütün isimlerin teknikleri en üst seviyede. Böyle bir rakip karşısında mücadele ederken onlara pas yapma olanağı tanırsan, o maçtan puan alıp çıkman mümkün değil...
Çek Cumhuriyeti bu turnuvanın en mütevazı takımı. Öyle büyük yıldızları yok. Ama oynadıkları futbola saygı duymak lazım. Turnuvanın başından beri en iyi mücadele eden takım kim derseniz, hiç düşünmeden Çekleri söyleyebilirim.
Evet, sistemleri belli. Defans dörtlüsü ve orta saha bir bütün oynuyorlar. Aralarındaki mesafe on metre... Rakip kaleye ancak kontrataklarla gidebiliyorlar. Kanatları kullanıp, bir bütün olarak rakip kaleye gitme şansları yok. Ama öyle futbolcuları var ki sanki turbo taktırmışlar. Rosicky, Selassie ve Krejci inanın ikişer kişilik futbol oynuyorlar.
Bursasporlu Sivok ve Hubnik, bu iki stoper defansta tek bir hata yapmadı. Kalecileri Cech, dünyanın sayılı file bekçilerinden birisi... Ve bu Çekleri seyrederken inanın gözüm korktu. Hiç hafife alınacak bir takım değil.
Cuma gecesi İspanyollar ile oynayacağız. Hırvatistan karşısında verdiğimiz mücadelenin çok üstüne çıkamazsak o maçtan puan alamayız. İspanya’nın ne oynayacağı belli. Iniesta’nın liderliğinde futbol balesi yapıyorlar. Iniesta 32 yaşına gelmiş bir futbolcu. Maç boyunca hiç mi yorulmaz, hiç mi hatalı pas verilmez? Fatih Terim mutlaka bu Iniesta’yı durdurmak için tedbir alacaktır.
Ama sırf Iniesta ile bitmiyor. Mutlaka o maçta olağanüstü mücadele etmemiz lazım. İspanya karşısında alacağımız bir puan bile bizi üst tura çıkarmak için büyük moral olur. Bu futbol... Bizim de yıldız oyuncularımız var. Yeter ki sahaya o güçlerini koyabilsinler. Karşı takım, yıldızlar topluluğu da olsa futbol denen oyunda her türlü sonuç alınabiliyor.
