Yıldırım Demirören, Beşiktaş Kulübü başkanıydı, havaalanında kendisi ile karşılaşmıştım. Başkan, stat projesi ne durumda diye sormuştum. O da çok sıkıntı çektiğini, o zamanki Kültür ve Turizm Bakanı Yüksel Günay’ın, Dolmabahçe’nin tarihi alan olduğunu ve orada stat yaptırmayacağını söylediğini belirterek, “Bu benim hayalim, stadın projesini hazırladık, fakat bakanı aşamıyoruz. Bize ‘Kazlıçeşme’de stat yapabileceğimizi iletti’ demişti.
Daha sonra başkan bu sorunları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a açtığını Bakan Günay’ın stat konusunda devre dışı kaldığını söylemişti. 11 Nisan’da açılacak olan saray gibi stadı Yıldırım Demirören başlattı, Fikret Orman bitirdi. Burada Beşiktaş Kulübü en büyük katkıyı, en büyük desteği Cumhurbaşkanı’ndan gördü.
Bu stat Beşiktaş’ın vizyonunu, misyonunu her şeyini değiştirecek. Yapım aşamasında Süleyman Seba’nın cenaze töreninde ilk olarak gitmiştim. Hem Süleyman abi, hem de stadın ihtişamı beni ağlatmıştı. Şimdi Beşiktaş için yeni bir sayfa açılıyor. Önümüzdeki 5 sene hiç kuşkusuz Beşiktaş’ın yılı olabilir diyebiliriz. Madem saray gibi bir statları var, taraftarlar da buna layık olacaklar. İstatistiklere bakıyorum, Türkiye’de en fazla cezayı Beşiktaş ödemiş. En çok stadı kapanan Beşiktaş. Artık onlar da yeni bir sayfa açmalı.
Kadroda mükemmel gençler var. Bu jenerasyon mutlaka bir Avrupa kupasını Beşiktaş müzesine getirecek. Maddi konularda stadın geliri Beşiktaş’ın borçlarını asgariye indirecek. Yeter ki taraftar bu saray gibi stada layık bir görüntü çizsin, fedakarlık yapsın.
Ne mali kongreymiş
Cumartesi günü Galatasaray’ın Mali Kongresi yapılacaktı. Kongre öncesi, bir hafta camiaya yakın olan kişiler, “Hem geçmişin hesabını soracağız, hem de Dursun Özbek’in yaptığı yanlışları tek tek anlatacağız” diyorlardı.
Bunların hiçbiri tabii ki olmadı. Beni en çok şaşırtan ise Duygun Başkan’ın söylemleri oldu. 3 Mayıs 2015’te Duygun abi NTV Spor’da açıklamalar yapıyordu. Galatasaray Yönetimi’ni aklım almıyor. Garip borçlanmalar yapmış. Daha başka ifade ederim, ama çok ağır olur demişti. Aynı Duygun Yarsuvat, Galatasaray borçlanırken birileri zengin oluyor diyen Fatih İşbecer’i kongrede azarlıyor, istifa etmesini isteyip “Kulübün bütün başkanlarının alnı açıktır. Galatasaray başkanları yolsuzluklara bulaşmaz” diyordu.
Böyle çelişkiler olduğu müddetçe kaliteli, varlıklı, kültürlü Galatasaraylılar kulüpten kaçıyor. Eski başkan Ünal Aysal için aklınıza gelebilecek her türlü kötü söz söylendi. Aysal kongrede söz aldı. Ben, “3,5 senede 27 kupa aldım” deyince o Aysal’ı eleştirenler başladı alkışlamaya. Demek ki Galatasaray’ın geleceği için iyi şeyler konuşmamız çok zor. Kim ne yaptıysa yanına kar kalıyor. Doğru konuşanlar ise dışlanıyor.
Bu şartlar altında Başkan Dursun Özbek kulübü nasıl ileriye götürür. Riva Projesi’nden bahsediyor. Ama Riva’nın üzerinde 58 tane temlik olduğunu söylemiyor. O da doğruları konuşmaya çekiniyor. Bu düşünce tarzıyla, insanlar birbirinden bu kadar kopukken ben önümüzdeki senelerde Galatasaray’ın daha da zor günler geçireceğini düşünüyorum.
Basketbolu küçültemezsiniz
Galatasaray basketbolu Türkiye’ye getiren ilk camiadır. Bunun için basketbolu ikinci plana atmaya hiçbir yöneticinin gücü yetmez. Önceki gün Ergin Ataman ve öğrencileri Bayern Münih’i yenerek Eurocup’ta yarı finale kaldı.
Maç sonrası soyunma odasında Galatasaray Başkanı başta olmak üzere bütün herkes bayram yaşadı. Elinde bu kadar kıymetli bir hoca varken basketbolu nasıl küçültebilirsiniz. Türk Telekom, gelin Galatasaray ile birleşelim diyor. Bu takımı Avrupa şampiyonu yapalım diyor. Neden kabul edilmiyor Telekom’un bu teklifi. Küçük olsun bizim olsun zihniyeti Galatasaray’ı bugüne kadar bitirdi. Ben Başkan Dursun Özbek’ten cesur adımlar bekliyorum. Galatasaray küçülerek hiçbir yere varamaz. Ama iyi sponsorlarla anlaşarak sportif başarılarla birçok zorlukları daha çabuk aşar.
