Cumartesi gecesi 25 milyon Galatasaraylı eminim uyumamıştır. İkinci defa mali kongrede böyle bir rezalet yaşandı. Birincisinde Adnan Polat’ı parçalamışlardı. Şimdi ise daha büyüğü gerçekleşti. Bu nasıl temizlenecek bilemiyorum.
16 Eylül, Disiplin Kurulu Başkanı bir dosya hazırlıyor ve kurul olarak Hakan Şükür ve Arif Erdem’i kulüpten ihraç ediyorlar. Dosyayı yönetime veriyorlar. Dosya altı ay yönetimde kalıyor. Hiçbir işlem yapılmıyor. Ne kadar doğru bilemiyorum. Ama bu konuşulmaya devam ediyor.
Bir grup kongre üyesi, Başkan Dursun Özbek’e, “Sen bu konuyu kongreye getireceksin, biz de seni ibra edeceğiz” diyorlar. Herhalde mali kongrede yaşanacak rezaleti hesaplayamayan başkan da bunu kabul ediyor. Daha sonra yaşananlar ortada. Bütün Türkiye ayağa kalktı. Evet kongrenin iradesi vardır, herkes istediği gibi yorum yapar, istediği konuda el kaldırabilir. Ama daha sonra da düşüncelerinin arkasında durmaları gerekir.
Maalesef şimdi ortada kimse yok. Ve Başkan Dursun Özbek’i öyle bir duruma getirdiler ki bunun altından kalkması mümkün değil. Büyük Galatasaray markası öyle bir parçalanıyor ki hiç kimseden ses çıkmıyor. Benim anlayışımda mertlik bu değil. Hodri meydan... Hadi sözünüzün arkasında durun. Savunduğunuz insanlar için kendinizi siper yapın. Maalesef... Kulüp zaten bundan kaybediyor.
Şimdi gündem değişsin diye gazeteleri açıyorum, transfer haberleri var. Mehmet Özbek ve Cenk Ergün’e neredeyse övgüler söylenecek. Cenk Ergün, neredeyse 10 yıldır kulübün bütün transferlerinde baş aktör. Sokağa atılan para herhalde 100 milyon eurodan aşağı değildir. Cenk şu an Galatasaray’ın Sportif Direktörü... Mehmet Özbek’i tanımıyorum. Ama transferlerde o da başarısız. Daha hala bu ikiliyle transfer kararları alınıyor ya da gündem yaratılmaya çalışılıyor.
Evet başkan kulübe cebinden para verdi. Bu paranın bir kısmı da kardeşi Mehmet Özbek’in olabilir. Kardeşine çok da güvenebilir. Buna saygı duyuyorum. O zaman Mehmet Özbek’in Galatasaray’ın kasası nerdeyse orada oturması lazım. Daha uygun olmaz mı?
Milli barış
Fatih Terim benim için özel insandır. Hayatım boyunca da onun hep başarılı olmasını istedim. Avrupa Şampiyonası, milli takımımıza çok büyük yara açmıştı. Baba, oğul, evlatlar hepsi birbirine düşmüştü. Türk insanı milli takıma soğuk bakmaya başlamıştı.
Çok şükür, o günler geride kaldı. Finlandiya maçı bizim için bir başlangıç oldu. Cumhurbaşkanımızın maça gelmesi, taraftarın oyuncuları bağrına basması, futbolcuların olağanüstü mücadele etmesi... Gerçekten bu görüntülere çok ihtiyacımız vardı. Yaşadığımız şu zor günlerde bize keyif verdiler, heyecanlandırdılar.
Moldova maçı ise yabancı sayısını fazla bulanlara bir mesajdı. Milli takımımızdaki gençlerin ortaya koyduğu performans ilerisi için hem bizi hem de Fatih Terim’i umutlandırdı. Dilerim bu güzellikler devam eder. Buna çok ihtiyacımız var.
Şakşakçılar kaçmayın
Günlerdir herkes Galatasaray’ı yerden yere vuruyor... Birilerinin bunlara cevap vermesi gerekiyor. Ben artık yoruldum. Kulübü artık ben korumayacağım. O kongrede 200-300 şakşakçı çıkacaklar ortaya. Ya anlatacaklar karın ağrılarını, ya da susarak, kapı arkasına saklanarak her şeyi kabul edecekler.
Sicil Kurulu Başkanı, iletişim müdürü sizler iyi Galatasaraylı değil misiniz? Şimdi ortaya çıkmayacaksınız da ne zaman çıkacaksınız. Divan Başkanı İrfan Aktar, Mehmet Helvacı hadi şimdi çıkın ortaya. Kulübün size şimdi ihtiyacı var.
