Osman Şenher

Osman Şenher

osenher@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türk Telekom Stadyumu’na 28 bin taraftar derbi öncesi Galatasaray’ın antrenmanını seyretmeye geliyor. Mağazalarda ve müzeye girişte ödedikleri para 1 milyon TL... İlk defa böyle bir şey görüyorum. Yıllar önce de Brezilya Milli Takımı’nın idmanını 36 bin kişi izlemiş. Ücret ödemeden.

Galatasaray taraftarının hakkı nasıl ödenir, onu bilemiyorum... Bu 28 bin taraftarın antrenmanı seyretmesi neyi tarif ediyor? İnancı, güveni, birlikteliği, kenetlenmeyi ve tek yumruk olmayı... Fatih Terim bunu başardı. Futbol şubesi nereden nereye geldi. Takım şampiyon olsa da olmasa da taraftarın hocalarına karşı bu desteği, inancı artarak devam edecek bu kesin.

Haberin Devamı

Evet Galatasaray’ın çok zor ve sert maçları var. Ama herkesin içi rahat... İyi kaptan, fırtınalı denizlerde gemisini batırmadan varacağı yere götürendir. Terim de iyi bir kaptan. Her hafta üstüne koyarak gidiyor. Florya’nın eski halini hatırlayın. Futbolcular, Tudor’u bile maskara etmişlerdi. Donk’un, Linnes’in, Sinan’ın esamesi okunmuyordu. Kadroya bile giremiyorlardı. Bir de bugüne bakın. Sinan kurtarıcı, Donk olmazsa olmaz, Linnes ise görev verildiği zaman canla başla her şeyini ortaya koyuyor.

Futbol şubesinde sorun yok, hepimiz görüyoruz. Ama yönetim bazında büyük sıkıntılar var. Başkan Mustafa Cengiz, bir ekip kurdu kahramanlar gibi de savaşıyor. İşin doğrusu gemiyi karaya oturtmamak için elinden geleni yapıyor. Bundan tabii ki rahatsız olanlar var. Burası Galatasaray, olmaması mümkün mü?

Size ufacık bir şey anlatacağım ve bundan sonra bu konulara girmeyeceğim... 24 Mart’ta mali kongre var. Eski yönetimin ibra olması gerekiyor. Geçen hafta Divan Kurulu’nda, ‘Dursun Özbek ve yönetimini yeni seçilen Denetleme Kurulu inceleyemez’ deniyor. Kim incelermiş biliyor musunuz? Dursun Özbek ve yönetiminin Denetleme Kurulu!... Neden? Orasını bilemiyorum. Yeni denetçiler inceleyip ya yanlış harcamaları tespit ederlerse ne olacak! Allah muhafaza...

Onun için artık yönetim bazında hiç heyecanım kalmadı. Kim gelirse gelsin, kim seçilirse seçilsin değişen hiçbir şey olmayacak. Eski düzen devam etsin diye elinden gelen ne varsa herkes yapacak. Mustafa Cengiz ve ekibi ise canı gönülden, yürekten, hiçbir karşılık beklemeden istedikleri kadar çalışsınlar hiç önemi yok. Göreceksiniz mayıs ayındaki seçimlerde neler olacak... Bu konuda ümitsizim, bir daha da hiçbir şey yazmayacağım.

Haberin Devamı

Rekabet Fenerbahçe’yi bölmez, güçlendirir

Fenerbahçe’de uzun seneler sonra bu kadar çekişmeli başkanlık seçimi ilk defa olacak. Önce şunu söyleyeyim... Her kim başkan olursa olsun kulüp daha güçlenecek. Bu kesin. Aziz Yıldırım’ın yaptıklarını hiç kimse unutamaz. Fenerbahçe tarihinin gelmiş geçmiş, kulübün çehresini değiştiren en büyük başkanıdır.

Kolay değil kulübü için cezaevinde yattı. Hiç unutamam. Ziyarete gittim, kendisi ile hiçbir şey konuşamadım. Hep ağladım. O ise beni teskin etti. Şükrü Saracoğlu Stadı yapılıyordu. Bir gece 11’de Can Bartu ve beni stadın inşaatına götürdü. Belki çalışan 200 kişi vardı. Yukarı çık, aşağı in... Bir saatte stadın her yerini bize gezdirdi. O içindeki heyecanı hâlâ aklımda. Hiçbir Fenerbahçeli de unutmayacak.

Haberin Devamı

Ali Koç diğer başkan adayı. Kim ne derse desin, büyük bir marka. Neler yapabileceğini herkes tahmin edebiliyor. Ve yeni jenerasyon Ali Koç’u müthiş destekliyor. Ancak bana göre her kim başkan olursa olsun Fenerbahçe kesinlikle daha güçlenecek. Ayrı denizlere yelken açacak. Bu kesin.

Hakemleri rahat bırakın

Dünyanın hiçbir ülkesinde hakemler bu kadar eleştirilmiyor ve bu kadar da hata yapmıyor. Neden? Bu kadar baskı altında nasıl doğru dürüst maç yönetebilirler. Fenerbahçe-Galatasaray derbisi oynandı. Bir taraf ‘üç penaltımız verilmedi’ diyor. Diğer taraf, Mehmet Ekici, Soldado, Valbuena ve Fernandao’nun kırmızı kartla oyundan atılması gerektiğini savunuyor.

Herkes haklı olabilir. Burada haklıyı, haksızı ayırmıyorum. Tek taraflı da düşünmüyorum. Sadece şunu söylemek istiyorum. Baskı, hakemlerimizin yürekli maç yönetmesini engelliyor ve gördüklerini çalamıyorlar. Evet, o derbi maçında Bülent Yıldırım her iki takımın aleyhine büyük hatalar yaptı. Dönüp başka tarafa baktığımız zaman ya kartlarını çıkarsaydı, penaltıları çalsaydı. Şimdi ne konuşuyor olacaktık.

Bir kesim ‘Yurt dışından hakem getirelim’ diyor. Bizim hakemlerimiz Avrupa’da en üst seviyedeki maçları yönetiyor. Başarılı da oluyor. UEFA’ya, ‘Bizim hakemlerimiz iyi maç yönetemiyor. Bize iyi hakem mi gönderin’ diyeceğiz. Gurur duyduğumuz üç-dört tane hakem var. Onları hepten mi bitireceğiz. Ben yine söylüyorum. Genç hakemlerimiz daha az baskıyı hissediyor. Kalan 8 haftada MHK’nin genç hakemlerden daha çok yararlanması lazım.