Cadde ‘Sektör, ‘Survivor’a benziyor

‘Sektör, ‘Survivor’a benziyor

24.07.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Üç yıl önce evlenen Burcu Gönder ve Bülent Emrah Parlak, ‘Eski Köye Yeni Adet’ filminde, evli bir çifti canlandırıyor.

‘Sektör, ‘Survivor’a benziyor

Yanlış anlama üzerine kurulu projenin sürpriziyse, ikilinin iki yaşındaki kızı Lisa’nın küçük bir sahnede yer alması. Çiftle, sinema filmini, sektörün durumunu ve çocukları olduktan sonra yaşadıklarını konuştuk.

Haberin Devamı

- Seyirciyi nasıl bir film bekliyor?

Burcu Gönder: 90’lı yılların başında köye askeri konvoy eşliğinde, bir sağlık ekibi geliyor. En az üç çocuğu olan kadınlara doğum kontrolü için spiral takılıyor. Kadınlar cesaret edip, sağlık ekibine ne olduğunu soramıyor. Köyün erkekleri ise durumu oturup, tartışmaya başlıyor. Ortaya attıkları fikirlerle, köydeki değişimi görüyoruz.

Bülent Emrah Parlak: Bizim toplumun alışkın olduğu yanlış anlamalar üzerine kurulmuş güzel bir senaryo.

- Senaryoyu okuduktan sonra kabul etmenizin sebebi neydi?

B.E.P.: İkimize birden teklif gelmesi bizi çok heyecanlandırdı. Şehir efsanesi olan olayı, güzel bir şekilde senaryolaştırmışlardı. Ayrıca toplumsal gerçekler, komedi unsurlarıyla birleşince ortaya güzel bir hikaye çıktı.

Haberin Devamı

- Filmde de gerçek hayatta olduğu gibi evli çifti canlandırıyorsunuz. Zorluk çekmediniz herhalde?

B.G.: Birbirimizi iyi tanıyoruz. Zaten BKM dönemiyle başlayıp, Bülent’le yıllarca beraber oynadık. Evli çifti oynamak, bize hiç zorluk çıkartmadı.

B.E.P.: Gerçek hayatta bir çocuğumuz var. Filmde ise üç tane bebeğimiz olunca, bir tek orada zorlandık.

‘Sektör, ‘Survivor’a benziyor

- Canlandırdığınız karakterden bahseder misiniz?

B.E.P.: Az bilgisiyle çok şey biliyormuş gibi davranan muhtarı oynuyorum. Verilen vazifeyi, en üst derecede değerlendirmeye çalışan ve kurnaz olmaya çalışan biri...

B.G.: Muhtarın eşiyim. Eli maşalı ve herkese laf yetiştiren Şadiye’yi oynuyorum.

- Filmin çekildiği Çanakkale Assos’da nasıl bir ortam vardı?

B.E.P.: Daha önce gittiğimiz bir yerdi. Set kış aylarında olduğu için sadece bize kaldı. Kimse yoktu, onun keyfini yaşadık. Çok eğlendik.

B.G.: Çoğu oyuncu zaten birbirini tanıyordu. Güzel bir enerji oldu.

B.E.P.: Hem iş hem tatil gibiydi. Kızımız Lisa’yı da götürdük. Ufak bir sahnesi de var.

- Yaz ayında sinema filmlerine ilgi gösterilmemesinin tedirginliğini yaşıyor musunuz?

B.E.P.: Yaz ayında, ‘sinemaya gidilmez’ algısı oluştu. Sanki ülkemizde önceki yıllarda açık hava ve yazlık sinema yokmuş gibi davranılıyor. Çok güzel ve klimalı salonlarımız var. Bu algının yıkılması için, böyle filmlerin vizyona girmesi gerekiyor. Sinema için sanki üç ay yokmuş gibi davranılması kötü.

Haberin Devamı

‘Sektör, ‘Survivor’a benziyor

- Dizi yerine daha çok sinemayı tercih etmenizin sebebi ne?

B.E.P.: Dizi şartları çok zor. Biz bu işi keyifle yapıyoruz ama keyiflikten çıktı. Yönetmen, senarist, yapımcı, set ekibi ve kanallar artık keyif almıyor. Bir pazar haline geldi. Keşke projelerin reyting kaygısı olmasa... Haftanın altı günü, 16 saat çalışıp üzerine ‘reyting almadı’ durumu psikolojik olarak zor.

- Sektörü nasıl değerlendiriyorsunuz?

B.E.P.: Bizim ülkemizdeki oyuncular, yönetmenler, senaristler ve yapımcılar çok başarılı. Yurt dışındaki yönetmenler bizim şartlarda film çekemez. Burası, ‘Survivor’ gibi... Çok zor şartlarda çalışılıyor.

- Sinemada vizyona giren filmlerin yüzde 70’i komedi. Kalitenin düştüğüne inanıyor musunuz?

B.E.P.: Gişe ve reyting kaygısı kontrol altına alınamayınca, kaliteyi yakalamak çok zor. İlkinde iyi geri dönüş alamayınca, ticari olduğu için ısrar edemiyorsunuz. Sadece gişe yapana ısrar ederseniz, aynılaşıyorsunuz. Yapımcı da, ondan sonra tutan tarzda film istiyor.

Haberin Devamı

Bülent Emrah Parlak: ‘Çocuk başka bir şeymiş’

- Lisa’dan sonra hayatınızda neler değişti?

Çok güzel bir şey. Çocuğumuz olmadan önce, ‘Hayatımız değişti, çocuktan önce hiçbir şey bilmiyorduk’ gibi klişe sözleri söylemeyeceğiz diyorduk ama hepsini söylüyoruz. ‘Bebeğimizin fotoğrafını göstermeyiz kimseye’ demiştik, birini görünce hemen gösteriyoruz. Çok başka bir şeymiş, bütün arkadaşlarımıza tavsiye ediyoruz.

- Anne-babası oyuncu olan Lisa’nın da oyuncu olmasını ister misiniz?

Kendisi olmak isterse, engellemem. Ama sektörel sıkıntıları düzelmesini ve güzel koşullarda çalışmasını dilerim. Dünyanın en keyifli mesleğini yapıyoruz, kızımın da yapmasını isterim.

B.G.: Sanatın bir köşesinden tutmasını isterim. Sanat iyileştirir. İlla oyuncu değil, ressam da olabilir.

Yazarlar