Ayinesi iştir kişinin

Milli takımın yeni patronu Şenol Güneş ve yardımcısı Ünal Karaman ile önemli bir futbol sohbetindeydik geçen gün Milliyet'te. Şenol ile Ünal'da moraller yüksek. Yabancı futbolcu ile doldurulmuş kulüplerin esame listelerini tartışıyoruz ve gelecekteki milli kadrolara olan endişelerimizi dillendirip, soruyoruz Şenol hocaya: "Geleceğin bu karanlığı korkutmuyor mu sizleri ?". "Tabii" diyorlar, "Bu böyle devam eder, bir de yabancı yasağı tamamen kalkarsa eğer, milli formanın içi daha da boşalacak endişesindeyiz". Ancak hemen ekliyor, "Bu göreve şikayet etmeye değil Dünya Kupası'na ilk giden Türkiye'yi yaratmaya geldik... Yukardaki çekinceler için önümüzde zaman var... Federasyon da gerekli çareleri düşünecektir muhakkak. Ama biz şu anda İsveç ve Azerbaycan oyunlarından alacağımız puanların hesaplarıyla yatıp kalkıyoruz sadece".
"Peki" diyoruz, "Galatasaray ağırlıklı bir iskelet kurdun ama, Okan, Emre, Ümit sakat olduğuna göre İsveç önünde işiniz çok zor değil mi ?".. Hocalar ihtiyatlı ama, inançlılar aynı zamanda... "Alpay da cezalı ilk maçta tabii. Çok önemli dört kayıp var ortada, ama yenilerle çıkacağız, onlara savunma dengelerinin önemini devamlı anlatıp, beyin yıkayacağız adeta... Çok çabuk kapanıp, çabucak orta alanı kuşatacak bir çıkış şemasını yerleştirmek istiyoruz kafalarına... Bu düşünceleri oyun düzenine ne kadar çabuk yerleştirirsek, umudumuz o kadar büyür gruptan çıkmak için."
Zeki Çol, İslam Çupi üstadımız, Attila Gökçe, Bilal Meşe ile birlikte hepimiz büyük dikkatle dinliyoruz Şenol ve Ünal kardeşlerimizi... Bizim merakımız da, "Bu teknik kurul bizi 2002 finallerine taşır mı, taşıyamaz mı ?" acabası tabii... Ancak küçük kaygılarımız süratle dağılıyor onları dinledikçe... Hakan Şükür diyoruz, her gün konuştuklarını ve Hakan'ın psikolojik sıkıntıları için bütün tedbirleri aldıklarını, gol bölgeleri için Serkan'ı, Arif'i, Oktay'ı ve yarın öbür gün patlama yapabilecek isimleri teknik vasıfları ile bir bir sayıyorlar bizlere... Orta alandaki pas tekniği yüksek isim kim olur diyecek oluyoruz, yine eksikleri ve ziyadeleriyle önümüze koyulan isimler, isimler... Ama bu şampiyonada Tugay'dan çok şey beklediklerini de açıkça söylemekten çekinmiyorlar... Ben Sergen diyorum, Şenol Güneş hafif bir iç geçiriyor ve "Gözümüz kulağımız Trabzon'da. Ne kadar çabuk eski kıvamına girerse, o kadar erken kadroda olur" diye noktalıyor sorumuzu... Evet biz de çok inandığımız Sergen'e sesleniyoruz buradan; "Delikanlı çok konuştun son yıllarda, halbuki Türkçemiz'de çok güzel bir atasözü vardır senin de bildiğin gibi. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz... İçindeki hırslar hala birilerine mesaj duygularıyla doluysa eğer, o zaman müthiş futbol mesajları gönder, hem Şenol Güneş ve teknik ekibine, hem hedeflediğin kişilere, hem de seni savunmaktan yorulmaya başlamış bizlere".
Milli Takım ilk maçta puan almasa bile, inanın pek önemli değil benim için. Çünkü bu ekip öylesine konsantre olmuş ki getirildikleri zor göreve... Sohbet bitip, yemeğe inerken, kuş gibi hafif hissettim koca gövdemi nedense.