Skorer Birlikte olmak için birlik şart mı?

Birlikte olmak için birlik şart mı?

28.05.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Birlikte olmak için birlik şart mı

Türk Antrenörler Derneği Başkanı Önder Seden, CNN Türkteki Pivotta, "Biz federasyona saatimizi bildirdik" dedi. Bilhassa aynı saatte imzalattılar Tanjevice demeye getirdi, Basketbol Federasyonu da tam tersini... Ben takıldım ya bi kere, ikisine de gitmedim. Keşke herkes öyle yapsaydı...Söz, istemeden bizim antrenörlere gelmişken. Ya da ben sözü isteyerek bizim antrenörlere getirmişken. En kariyerlileri (Ergin Ataman) "Ben bedavaya yaparım" derken, ben bedavaya yaparım demek istememişti ki. Kariyeri, Onun işsiz kalmayacağının garantisiydi (zaten Ülkerle anlaştı). Bir tavırdı onunki, federasyonun yabancı tercihine. Hatta daha ileri gitti, "Oktayın (Mahmuti), Tolganın (Öngören) yardımcılığını bile yaparım" dedi. Medya da destekledi Ergini. Arka arkaya birkaç Pivotta Ergini sıcak da tuttuk. Şimdi birlik kuran Türk antrenörlerinden biri bile çıkıp destekliyorum demedi. Hatta Oktayın, Tolganın bile çıtı çıkmadı veya yalnızca çıtları çıktı. Birlikte olmak için illa birlik mi olmak lazım ? Tanjevice, Pivotta söyledim. Gelir gelmez ilk olumlu işini yaptın. Türk antrenörlerini sana karşı bile olsa ilk kez birleştirdin işte. TÜRK (?) Antrenörler Birliği, İstanbulun bir ucunda Milli Takımda yabancıya karşıyız diye kurulurken, İstanbulun başka bir ucunda da bir yabancı Milli Takım için imzalıyordu. Ne antrenörlere, ne Tanjevice, ne şuna, ne de buna takılmadım da, iki toplantının aynı saatte olmasına fena halde takıldım ama. Basketbol ailesi (ne biçim bir aileyse) yine yeni bi acccaiplik yapmıştı. Ya buraya, ya oraya diyorlardı koca koca adamlar ve adeta bizle alay ediyorlardı... 2004ü Atinaya verdiklerinde sizi bilmem, ama bana bayağı koymuştu. Belki orası daha batıydı matıydı, işte Helendi, Melendi de, ya da şuydu, ya da buydu. Burada niye Atinayı bir daha tekrarlayacak değilim. Ama gidip son bir kez daha bakmıştım İstanbula tercih edilen Atinaya alıcı gözüyle. Sonra dönüp, içinde en az beş Atina olan İstanbula da... Türkiyenin M.O.K.sine o günden sonra ısınamadım bir türlü. Atina seçildiğinde bırakmalıydılar. Evet, belki ne olursa olsun uluslararası olimpikçiler için Atina is Atinaydı. Ama aynı Atina, altı üstü Atinaydı da işte.Mesela 2008in Pekini işte Çindir, işte Mindir diye, belki siyasi bir tercihtir diye, ya da vesairedir diye Atina kadar doğrusu koymamıştı bana. Ama 2012nin 5 aday şehri içinde seçilmememiz, üstelik daha sekiz sene varken, umutlarımızın bile yok edilmesi... Bunun özrü yok işte. Hele o beşin içinde o Madridin olup, bu İstanbulun olmaması... Türkiyenin M.O.K.si fena halde güç, prestij kaybetti. Paris, Londra, New York, Moskova, Madrid son 5te. Neyi ölçü alırsanız alın her alanda Dünyadaki her ilk 5e giren İstanbul, olimpik 5in içinde yok. Ve tabii Türkiyenin M.O.K.si de artık varken bile yok. Türkiyede M.O.K varken bile yok MİLLİ Takım için Türkü tercih etseydim belki Ergin veya Oktay derdim ben de. Ama yabancıyı düşünseydim eğer, tercihimi, son iki senesi bogdan geçen Bogdan lehine kullanır mıydım, bilmiyorum. Ama Sırp coachun yanlış bir tercih olmadığını da biliyorum. Ona şimdi çağdışı basketbol oynatıyor diyen Türk antrenörleri, Milli Takımın son Türk coachunun oynattığı en çağdışı basketbola niye gıklarını bile çıkarmadılar? Örsü yıllarca eleştirmekten, yorumlamaktan kaçan medya, hep en iyisi Örs dedi. Federasyon da en iyisi bile buysa, alın size o zaman yabancı diye karar verdi. Belki Tanjevici federasyon getirdi, ama getirten Örs ve ekibi değil mi sizce ?Bogdanın son iki bogdan senesini dikkate almazsanız, kariyerine zaten hiç kimse laf edemez. Biraz yaşlı belki, ama genci de pahalı gelmişti. Bir, bir buçuk sene sonra Tanjevicin istediği basketbolu oynuyor Tanjevicin takımları. Yani sabır lazım. Ama sabır ve biz yanyana en son gelecek iki kelime Türkiyede... Hiç kimsenin aklına bile gelmeyen bir oyuncuyu ortaya çıkaracak yeteneklere sahip Sırp coach; biliyoruz. Bizimkilerin saha içindeki pozisyonlarında hiç kimsenin beklemediği değişiklikleri yapacak cesarete de... CNN Türkteki Pivotta bu konuları konuşmak için erken dedi. Ama çok ısrar edince belki mesela 3 noyu başka bir no gibi oynatabilirim anlamına gelen birşeyler söyledi. Belki öylesine 3 dedi. Ama Bogdan cin gibi. Belki de o 3ün ucunda taaa San Antonioya kadar giden Tanjevicce bir mesaj vardı. Evet, Türkiyenin gelmiş geçmiş en yetenekli kadrosu içinde gruplaşmaya, disiplinsizliğe göz yuman, yıldızların kucağına oturan bizim coachları bir yabancının, üstelik kariyerinin sonunda Türkiyeye gelmesine sebep oldular, federasyona kızacaklarına kendilerine kızsınlar. Kendi sonlarını kendileri hazırladılar. Bogdan Tanjevic Bilginden BABA bir sevgili, her yönüyle seni doldurursa ikinci, üçüncü aranmazki gibi masumca bir cümleden bile bir üç - dört saatlik geyik çıkar mı? Çıkar, çıkar valla burası...Dört sevgilim var diyene, dördü bir hakiki sevgili etmiyor ki, deyince kızıyor bir de üstelik dört sevgilim var diyen. Avrupanın ortasındaki ülkelerde ikiden fazla sevgilisi olana aile psikologları her sabah on dakika bize uğrayın diyorlar... Gel de anlat bunu şimdi kadının parça parça anlatıldığı buralardakilere.- Nasıl ?- Poposu çok güzel.- Gerisi peki ?- ? Bir popo için bir kadınla beraber olanların bir - iki meme için de ikinciyi aramalarını, bir çift dudak için üçüncüyü kovalamalarını tuhaf karşılamamak lazım belki de. Kimse bu özelliklerin hepsinin toplandığı her erkeğe lazım o özel kadını aramıyor ki... Vay be ne erkek, vay be ne kadınları araklayanlara deniyor tabii ve tabii yanında tutabilenlere oralarda...Evindeki kadına kutsal ana, temel direk, ailenin namusu, şusu, busu gibi kutsal kavramlar yükleyenler, komşu evdeki kutsal analara, komşu temel direklere, komşu ailelerin namuslarına sulanıyorlar ama. Bu da bir nevi erkeklik buralarda. Fazla yükledikleri ağırlaşan kadınlarından sıkılıp sağa-sola, işte bir popoya, işte iki memeye, işte iki dudağa, tabii lighta kaçıyorlar. Ben de zırt pırt kafası, cebi, cinsel gücü üçe beşe bölünenlerden ne kendilerine, ne ailelerine, ne de memleketlerine fayda gelmiyor diyorum. Yine zırt pırt kafanızdaki o yanınızda olmayan kadın bile yanınızda olan o haybeden kadından daha çok motive eder sizi.. Hiç olmazsa birincisinin ya olursası var, ikincisinin olsa olsa olursa ne olur, olmazsa ne oluru, da diyorum. Kafanız karışıyor belki ama boş verin karışsın, her iş iyi gitse bile bu işler iyi gitmediği için yine de hiçbir iş iyi gitmiyor işte buralarda...Ve Onla bağlayalım. Anam ağlıyor valla hem de hiç kimsenin anasının ağlamadığı kadar Onla biz olmak için, yine de şanslıyım ben, O var, ne kadarıyla varsa o kadarıyla var ve O iyi ki var... Bence ciddiye alın! Teşvikte hata olmaz. Ligimizin sözü Made in benden SERİ İLANLAR Cumaları ise Milliyetteyiz (Başka şubemiz yoktur.) Pazartesi - Çarşamba 09.30 - 10.00 Radyo Dde bilgingokberk@mail.com İmza: Köyün Delisi