Skorer Briegel ve Daum

Briegel ve Daum

15.03.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Briegel ve Daum

Briegel ve Daum


Attila GÖKÇE


       Sezon başında Kalli, bilinen gerekçeleri ileri sürerek görevi bıraktı. Başkan Süleyman Seba ile o şoku yaşadığı günlerde bir yemekte buluştuk. Bilal Meşe, Ömer Üründül ve ben... Süleyman Ağabey sıkıntılı ve kararsızdı. "Hep siz bana soruyorsunuz, şimdi soru sırası bende... Söyleyin bakalım, Kalli'den sonra kimi getirelim ?"
       Beşiktaş'ın Alman antrenör tercihinin doğru olduğunu söyleyip, çekincemi koydum: "Ancak siz iyi bir patron getirmelisiniz. Asistan olarak getirdiğiniz Briegel bence bu göreve hazır değil !" Sözlerime devam edecektim ki, Ömer sabırsızlıkla kesti: " Hayır, ben aksi kanaatteyim... Sizin çalışacağınız en doğru adam Briegel'dir."
       Teknik konularda ısrarcı olmayı sevmem. Hele ki üstümüze vazife değilse, özellikle uzak dururum. Ömer'le ilk tercihte - Alman teknik direktör - beraberdik. Gerisi çok önemli değildi.
       Beşiktaş'ın tercihi Briegel oldu. İşbaşı yapar yapmaz talihi ters döndü, duvarlara vurdu. Beşiktaş Hapoel beraberlikleriyle Şampiyonlar Ligi'nin dış kapısından döndü. Kongre için sabırsız davranan grupların oluşturduğu garip muhalefet anlayışı tribünlerde çılgın sloganlarla takımı inanılmaz biçimde yıprattı. Briegel ve Beşiktaş hem zaman, hem de puan kaybettiler.
       O kötü günlere iki kişi örnek bir sabırla dayandılar. Seba ve Briegel... Şimdi ikisi de çok mutlu... Biri kendine yışan biçimde veda etmenin, öteki de kendini kanıtlayıp takımıyla birlikte kalitesini ortaya koymanın keyfini yaşıyor.
       Dünkü Ortaköy söyleşimizde Briegel'le Daum üzerine konuştuk. Christopher Daum, ihtiraslı bir çılgındı. Hans Peter Briegel daha sakin ve akıllı bir adam. İkisinin ortak özelliği yenilgiye asla tahammüllerinin olmayışı. Daum, fair play ilkelerine uymanın zaman zaman gereksizliğini düşünürdü. Briegel ise dürüstlükten ve centilmenlikten asla taviz vermeyen, sapmayan bir teknik direktör. Daum sabırsızdı. Briegel sabırlı. Çalışmayı ve ısrar etmeyi seviyor. İnançlarından asla sapmıyor, şaşırmıyor.
       O nedenle kendi taraftarının sırt döndüğü, motivasyonunu ve hedef duygusunu kaybetmiş, onca sorunla ve noksanlarla baş başa kalmış takımını yeniden Şampiyonlar Ligi'nin dış kapısına (lig ikinciliği) getirdi. Briegel, ligi böyle bitirirse, ölüyü dirilten adam olarak kariyerine çok önemli bir unsur katacaktır.
       Söyleşinin sonunda Ortaköy'den boğaz manzarasına bakıp, Türkçe seslendi: "Çok güzel !" Alman hocaya takıldım: "Bu sözleri Daum da Türkçe söyleyebiliyordu. Sana doğa söyletiyor... Oysa Daum bunu kadınlardan öğrenmişti !"
       Briegel güldü, "Benim kadınlardan bir şey öğrenmeye hiç vaktim olmadı. Üstelik evliyim" dedi.
       Çalışkandı, dürüsttü, onu seviyordum. Başarısını takdir ediyordum.
       Evet, başlangıçta Briegel için yanıldım.
       Şimdi, "İyi ki Briegel var" diyorum. Üründül'ü kutluyorum.
       Ömer'in hakkı Ömer'e !