Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Önyargılı değilim. Konuşmak için erken mi? Belki... Lakin yeni atanan Merkez Hakem Kurulu hiç tatmin edici gelmedi bana. Sanki günü kurtarmak için acele ile oluşturulmuş bir ekip. Başkan ve üyelerinin kişiliklerine sözüm yok. Hepsi iyi niyetli ve çalışkan insanlar olabilir.
Ancaaak, dalgalı denizde gemiyi sağ salim limana yanaştırabilecekler mi? Kulüpler, hakemler üzerinden vurmaya başladığı vakit ayakta kalıp direnebilecekler mi? Kurul içinde bir-iki deneyimli isim mevcut. Başkan Ahmet İbanoğlu, liyakate önem veren bir bürokrat. Ancak yıllardır devlette çalışmış olmanın getirdiği dezavantajları da var. Örneğin üstlerinden gelen talimatlara uymak. MHK’de de bu alışkanlığını sürdürürse işi zor.
Federasyon Başkanı Mehmet Büyükekşi geçen sezon hakemler konusunda epey eksi not yazdırdı hanesine. Önce iki maçın VAR kayıtlarını açıklayıp hakemlerini kamuoyu önünde küçük düşürdü, sonra bazı hakemler hakkında bizzat infaz kararı aldığını duyurdu. Hakemin gözünde güven kaybetti.
Bunlar bir federasyon başkanının uğraşacağı işler değil. Eğer, “parayı ben veriyorum, düdüğü de çalarım” diyorsa, o zaman insanın aklına daha kötü şeyler geliyor. Örneğin disiplin ve tahkim kurulları da atamayla görevlendiriliyor. Demek ki bu kurulların vereceği kararlar da kafa bulandırabilir. Zihniyet bu ise; kurulların bağımsızlıklıkları tartışılır hale gelebilir.
Şeytanın avukatlığı
Şeytanın avukatlığını yapmıyorum. Neredeyse 6 ayda bir MHK’lerin değiştiği futbol kültürümüzde yaşanabileceklere dikkat çekmek istiyorum sadece. Her zaman böyle olmuştur; hakemler ve MHK, günah keçisi, onları atayanlar sütten çıkmış ak kaşık.
Gelelim yeni MHK’nin neler yapabileceğine. Kimse şapkadan tavşan çıkmasını beklemesin. Ligin başlamasına 20 gün kalmış. Her şey çok geriden geliyor. Yapılması gereken o kadar çok şey var ki... Eğitimleri tamamlamak, klasman belirlemek, küskünleri barıştırmak, iç barışı sağlamak, adalet duygusunu tahsis etmek ve en önemlisi hakeme değerli olduğunu hissettirmek. VAR ile uğraşmak cabası.
Bu kadar kısa süre içinde hangisiyle başa çıkacaksınız? Hepsini birden yapmaya çalışırsanız tatsız-tuzsuz sebze çorbasına döner aşınız. Dolayısıyla bu koşullarda liglerin kazasız belasız biteceğine inanan varsa, beri gelsin.
Geçerliliğini asla yitirmeyecek bir atasözümüz vardır; “gelen gideni aratır” diye.
İbanoğlu ve ekibine önce sabır, sonra başarılar diliyorum.

Haberin Devamı

Ey kahraman Türk kadını

Haberin Devamı

Filenin Sultanları, Milletler Ligi’nde şampiyon olarak ülkemizi gururlandırdı.
O ne müthiş heyecan, ne müthiş mücadele ve ne örnek bir dayanışma idi.
Her smaç, kadını hayatın dışına itmeye çalışan yobaz zihniyete inen birer tokattı adeta. Cehaletin karanlığından medet umanlara inat, en önemli mesaj ise, Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet vurgusuydu kuşkusuz.
İnsanlar haremlik-selamlık ayrılsın gibi gerici dayatmaların gündeme geldiği dönemde, Filenin Sultanları güçlü ve azimli Türk kadınının neler yapabileceğini gösterdi cümle aleme.
Bu öykünün tüm kahramanlarını teker teker kutluyorum. Onlar ulusumuzun çağdaş yüzü, Türk kadınının umudu oldular.
Ebrar Karakurt, Atatürk’ün şu sözünü anımsatmıştı: “Ey kahraman Türk kadını... Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”
Kadınlarımız başta spor olmak üzere toplumun her kesiminde Atatürk Türkiye’sinin parlayan yüzüdür. Öyleyse yürüyelim arkadaşlar...

Haberin Devamı

Kolay gelinmedi

Türk voleybolu yıllar öncesi ekilen tohumların hasadını yapıyor şimdilerde. Harika bir jenerasyon yakaladık. Pırıl pırıl gençler geliyor geriden. Ancak başarıyı bugüne endekslemek, geçmişe haksızlık demektir.
Evet Mehmet Akif Üstündağ başarılı bir federasyon başkanı. Hakkını kimse yiyemez. Lakin sistemin temelini atan Ahmet Gülüm, sürdürülebilir hale getiren Erol Ünal Karabıyık, Avrupa ikincisi kadın takımı antrenörü Reşat Yazıcıoğlulları ve yaşamını voleybole adamış spor insanı Cengiz Göllü’yü anmadan geçemeyiz elbette.
Sistem sağlam temeller üzerine kurulunca sürdürülebilir kılmak da kolaylaşıyor. Emeği geçen herkese bir kez daha minnet ve şükran duyguları ile...

Ortaya çıkmadıkça

“Yalanlarımız ortaya çıkmadıkça, hepimiz dürüst insanlarız.” - Dostoyevski