Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Tam 100 yıl önce bugün (28 Ekim 1923) Mustafa Kemal, Ankara’da bir ülkenin kaderini değiştirecek kararını açıklar; “Efendiler yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.”
Ve 29 Ekim 1923’de yüz yıllar süren padişahlık egemenliği, sonsuza kadar yaşacak olan Türkiye Cumhuriyet’inin temsilcisi halka devredilir.
Şimdi emanetin 100. yılını büyük bir coşku ile kutlama zamanı. Bayrağımı günler öncesinden balkonuma asmıştım. Yarın da milyonlarca yurtsever gibi Atatürk’ü bir kez daha minnetle anmak için Anıtkabir’e gideceğim.
Aradan bir asır geçti. Dışarıda ve içeride Mustafa Kemal ile dava arkadaşlarının özgürlük mücadelesi ve devrimlerini hiçe saymaya kalkan, ülkemizin çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmasından rahatsızlık duyan, laiklik ve bağımsızlık ilkelerini yok hükmünde görmeye çalışan nicelerinin eli boş kaldı. Cumhuriyet kazanımları ne kadar karalanmaya çalışılsa da nafile!
Evet; hassas bir dönemden geçiyoruz. Bazı dostların Cumhuriyet’in 100. yılını “hüzünlü karşılıyoruz” hissiyatına katılmıyorum. Tam tersi; toplumu yılgınlığa sürüklemek isteyenlere inat, bu toprakları ve kurucusunu seven herkes Cumhuriyet’ini kutlayacaktır.
Senede bir hatırlanan ve duygu sömürüsüne yönelik reklam filmleri, sloganlarla sınırlandırılmış, sanatçı görüntüleriyle süslenmiş tepkiler ile sınırlı kalmamalı bu kutlama.
100. yıla yakışır, samimi, yürekten olmalı, anlamlı kılınmalı her şey. Bugünü gören bizler şanslıyız, dört elle sarılalım sahip olduğumuz değerlere.
Unutmayalım, Cumhuriyet miras değil, emanettir bize. Emanetin gereği de bellidir.
O zaman hep bir ağızdan haykıralım; “Ne mutlu Türk’üm diyene!”

Haberin Devamı

Cimbom, Bayern'i yenseydi!

Şampiyonlar ligindeki temsilcimiz Galatasaray’ın Bayern Münih karşısındaki pozitif futbolu pek çok kesimden övgü aldı.
Manchester United galibiyetinin tadı damağımızda kalmıştı ya. Puanla ayrılabileceği, hatta uzun süre baskılı oynadığı maçı kazanabileceği o performansı izleyince, ciddi ciddi umutlanmıştık.
Gelir görün ki futbolda “fakatlara”, “keşkelere”, “ahlara vahlara” yer yok. Sonuç var. İyi oynamışsın, kötü oynamışsın kimin umurunda, aldığın puana bakıyor insanlar.
Şampiyonlar ligi Avrupa’nın en önemli organizasyonu. Bu kulvardaki takımlar, kıtanın en iyileri. Dolayısıyla onlarla yarışmak için fark yaratmak gerek. Bu fark; kulüplerin futbol geleneğine, kültürüne ve tarihteki başarıları ile orantılı.
Bakın Alman temsilcisine; son dönemlerin en kötü oyununu sergilemesine karşın, İstanbul cehenneminden üç puan çıkarmayı bildi. Önemli olan da bu değil mi?
Ya biz? Kendimizi avutmayalım. Medyamıza bakıyorum, sanki maçı Bayern değil de Galatasaray kazanmış. Ver coşkuyu, al reytingi.
Evet; futbolu takdir edelim, kora kor mücadeleyi alkışlayalım da... Bunları yaparken gerçekleri görmezden gelmeyelim. Haddimizi bilelim, objektif olalım.
Galatasaray’ın hocası Okan Buruk farkında değil mi eksiklerin? Futbolcular tartmıyor mu gücünü? Taraftar inanmıyor mu bu takımın daha iyisini yapacağına?
G.Saray başta olmak üzere, Avrupa’daki temsilcilerimizin medyanın iteklemesine, abartılı övgüsüne ve yorumcuların gazına ihtiyacı yok.
Kendimizi bilelim, yeter!

Haberin Devamı

Sonsuza dek Cumhuriyet!

Haberin Devamı

“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” - Mustafa Kemal Atatürk