Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu kavga er geç başlayacaktı. Ancak tahminimizden biraz erken oldu.
Fenerbahçe’nin yeni sezonda Futbol Federasyonu’na karşı sert bir tutum içinde olacağını biliyorduk.
Başkan Aziz Yıldırım’ın savaş baltalarını toprağın altından çıkardığını da.
Ateşi hangi kıvılcımın yakacağını kestirmeye çalışırken, PAF ligi bombası düştü gündeme.
Antalyaspor PAF ligini ilk sırada bitirdi, Fenerbahçe ise averajla ikinci oldu.
Sarı-lacivertli kulüp Antalyaspor’un cezalı oyuncu oynattığını ileri sürerek hükmen yenik ilan edilmesini, dolayısıyla şampiyonluğun Fenerbahçe’ye verilmesini istedi.

Haberin Devamı

İlk raunt başladı
Futbol Federasyonu ise itiraz zamanında yapılmadığı gerekçesiyle talebi geri çevirdi.
Ve ilk raunt başladı.
Fenerbahçe kulübü önceki gün resmi internet sitesinden zehir zemberek bir açıklama yaptı.
Federasyonu hukuka aykırı davranmakla, görevi ihmal etmekle suçladı.
Peki çok mu önemliydi, Fenerbahçe profesyonel takımı sezonu hayal kırıklığı ile kapattıktan sonra PAF liginde şampiyon olmak?
Ortada bir adaletsizlik varsa elbette düzeltilmeliydi.
Fakat Fenerbahçe kulübünün bu olayda takındığı sert tavır, kullandığı üslup, çok daha farklı anlamlar içeriyordu.
Bu sadece masum bir hak arama değildi.
Bunun adı federasyona gözdağı vermek ve yeni sezonda yaşanacaklar öncesi aba altından sopa göstermekti.
Şu saptamayı yapmakta yarar var;
Futbol Federasyonu ve Fenerbahçe kulübü, geçen yılki sessizliğin ardından artık karşı karşıya.
Daha önemlisi, iki iyi dost, Federasyon Başkanı Mahmut Özgener ile Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu artık zıt kutuplarda. Özgener, ağır açıklamayı Mosturoğlu’nun kaleme aldığından emin.

Buyrun galaya!
Bu yüzden ona kırgın.
Mosturoğlu da fahiş bir hata olduğunda iddialı.
Aynı hatayı ligin 5. haftasında kendileri yapmış bile olsa, federasyona ve Özgener’e kızgın.
Dostlar arasında küskünlükler uzun sürmeyebilir.
Yarın öpüşür, barışır, sonra tekrar karşı karşıya gelirler.
Benzer tablolara yıllarca tanık olduk.
Ama olayın diğer boyutu, yani Fenerbahçe kulübünün yakın gelecekte beklenen agresif, hırçın tutumu eminim değişmeyecek.
İddia ediyorum, en ufak bir hakem hatasında, hukuk kurullarının sarı-lacivertli kulüp aleyhine vereceği en basit bir kararda, gazete manşetleri Aziz Yıldırım’ın federasyonu hedef alan sert açıklamaları ile süslenecek. Her şey Fenerbahçe’nin istediği gibi giderse mi?
Kim bilir? O zaman da üç yıl üst üste şampiyonluk sözü veren ve bu sözü yerine getirmek için tüm imkanlarını seferber edecek olan Yıldırım’ın rolünü, Yıldırım Demirören veya Adnan Polat üstlenir.
Kaçınılmaz olan şu;
Gerilim, gözyaşı, sevinç, komplo teorileri, tekmili birden bu ligde!
Buyrun 9 Ağustos’daki muhteşem galaya.

Kılıfına uydu mu?
Belediye Vanspor- Eyüpspor maçını anımsarsınız.
Sahanın savaş alanına döndüğü, Eyüpsporlu futbolcuların itfaiye aracı ve ambulansa sığındığı maçı.
Bunca olayın ardından hakem karşılaşmayı oynatmış, ev sahibi takım istediği sonuçla sahadan ayrılmıştı.
Sonra televizyon görüntüleri çıktı ortaya.
Rezilliği tüm Türkiye öğrenince, Futbol Federasyonu müsabakanın sonucunu Belediye Vanspor aleyhine 3-0 hükmen ilan etti.
Karar çok tartışıldı.
“Hakemin bitirdiği maçın sonucu nasıl değişir?” dendi.
Hukuka aykırı olduğu ileri sürüldü.
Önceki gün Disiplin Kurulu maçın hakemi ve dördüncü hakemi ile iki temsilcisiyi cezalandırdı.
Hakemler 45’er, temsilcinin biri 60, diğeri 45 gün hak mahrumiyeti aldı.
Ama hangi gerekçeyle?
Eksik rapor düzenlemek ve görevi ihmal.

Haberin Devamı

Talimat aldıkları kimdi?
Ne anlıyoruz bundan?
“Hakemler ve temsilciler sahada yaşanan olayları raporlarına yazmadı.”
Peki olayların hemen ardından temsilci veya hakemler bir yerleri aramadı mı?
Bu maçın oynanıp oynanmayacağını, MHK veya GTK’dan kimseye sormadı mı?
Oradan aldıkları yanıta göre maçı tamamlamadı mı?
Talimat aldıkları kişiler kimdi? Onlar niye cezalandırılmadı?
Yoksa dokunulmayacak mevkilerdeki ensesi kalın birileri miydi?
Hakem ve temsilcilerin ceza alma gerekçeleri maçı bitirmeleri mi olmalı, eksik rapor yazmaları mı?
Tabii ki bu koşullarda oynanmaması gereken bir maçı bitirmeleri.
O zaman?
Maçı bitiren hakemin hakemliği, temsilcinin temsilciliği biterdi.
Beyler kolayını buldu, hem verdikleri hükmen yenilgi kararına, hem de hakem ve temsilcilerin daha büyük bir ceza almasına kılıf uydurdu.
Uydu mu? Bence hiç uymadı.



Bank Asya’yı mundar ettiniz!
Acemiliğin bu kadarına pes doğrusu.
Hani nerede kaldı kurumsallık?
Nerede kaldı futbol ekonomisine katkı?
Marka değerine verdiğiniz önem?
İyi bir malı ancak böyle mundar edebilirdiniz, onu da becerdiniz.
Sayın Futbol Federasyonu Başkanı, sayın federasyon yöneticileri;
Salı günü siz ne yaptınız?
Yönetim kurulu toplantısı.
O toplantıda ne karar aldınız?
Son uygulaması çok eleştirilen, günlerce tartışılan Bank Asya 1. Ligi’nin formatını değiştirdiniz.
Play-off’un tek devreli lig yöntemiyle oynanmasını, dolayısıyla Süper Lig’e çıkacak üçüncü takımın adaletli bir yarış sonrası belirlenmesini öngördünüz.
Elinize sağlık, bravo!
Peki o kararı ne zaman ve nasıl açıkladınız?
Anadolu Ajansı’nın servise koyduğu saate bakılırsa gece 21.14’de.
Gazete sayfaları çoktan bağlanmış.
İşini bitiren evine gitmiş.
Sonuç?..

Haberin Devamı

Buhar oldu, gitti
Ertesi gün koskoca medyada bir iki yerde, o da tek sütuna sıkıştı.
Sonra zaten ne konuşan oldu, ne yazıp çizen.
Çok önemli bir haber, transfer palavraları arasında kaynayıp buharlaştı.
Etrafınızdaki insanlara sorun; kaç kişi biliyor bu değişikliği, kaç kulübün haberi var gerçekten?
Benzer olaylarda federasyon yöneticilerine defalarca söyledik.
Hatta ricacı olduk.
Ne olurdu o geç saatlere kadar süren yönetim kurulu toplantılarında aldığınız kararları ertesi gün açıklasanız?
Gazetelerde, televizyonlarda, internet sitelerinde layıkı ile kullanılmasını sağlasanız.
Yoksa aranızda ajan filan mı olduğunu düşündünüz?
Birinin kulağına fısıldar, iş atlatma habere döner, diğer gazeteci dostlarınıza mahçup olursunuz diye mi düşündünüz?
Keşke öyle olsaydı.
Hiç değilse daha çok konuşulur, daha çok ses getirirdi.
Yazık.
Hem doğru yaptığınız işi, hem de lige adını veren sponsorunuzu heba ettiniz!