Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçen sezonun en çok gol atan takımı. Bu sezonun ilk 8 haftasında en çok gol yiyen ekibi. Trabzonspor’un çok kısa bir sürede gösterdiği bu inanılmaz değişim, sözcüklerle ifade edilemez. İstatistikler benim için bir şey ifade etmese de, bordo-mavili ekibin sorununun psikolojik olduğunu düşünüyorum. İşler kötü gitmeye başlayınca ayağa kalkıp yürümeye başlamak kolay değil. Bir zincir sizi sarar ve kırmanız için sert bir hamle yapmanız gerekir. Alanyaspor maçı böyle bir fırsat olabilirdi Trabzonspor için. Denedi gerçekleşmedi. Ama umut verdi. Özellikle Pereira’nın hırsı örnek olmalı tüm arkadaşlarına. Uğurcan’ı her zaman olduğu gibi ayrı tutuyorum. Sağlam bir kale. O vakit dokuz tane daha Portekizli lazım.
Eddie Newton’un işine son verildikten sonra bu müsabakaya İhsan Derelioğlu’nun tercihleriyle çıkan Karadeniz temsilcisi, kazanmak değil tek puanı kurtarmak düşüncesinde bir kadro düzeni içinde idi. Tuhaf olan, hücum hattındaki gücünü yitirmiş bir takımı izlemek. Trabzonspor sıradan olamaz. Hedefini hep yüksek tutmak zorunda. Kimin (!)ilgi alanına giriyorsa, böyle bir kadro yaratmakla ilgili.
Alanyaspor ligin mütevazı ama en organize ekiplerinden biri. Elbette iyi analiz edecek ve önlemlerinizi alacaksınız. Derelioğlu’nu anlıyorum. Emaneti yenilgisiz devretmek adına düşündüklerini yaptı. Keşke sezon başından bu yana o yönetse idi takımını. Belki daha farklı bir konumda olurdu Trabzonspor!
Dünkü maçı irdelerken şu geldi aklıma; Trabzonspor her koşulda yarışın parçası olmalı. Ama doğru ellerde ve deneyimli yönetimlerle.
Gündemdeki Abdullah Avcı’dan bu saatten sonra vazgeçilir mi bilmiyorum? Büyük hata olur.
Trabzonspor “Kimliğimi yitirdim, hükümsüzdür” diyen bir takım görünümünde. Ekibin yarısından çoğu değişti. Yeni katılanlar bu ligin ruhunu anlamak zorunda değil. Anlatmak gerek, özel bir camianın parçası olduklarını öğrenmeleri lazım. Bunu Uğurcan mı yapar, artık bizden biri olan Pereira mı, yoksa müstakbel teknik direktör mü göreceğiz.
Maçın olumlu yanı, Trabzonspor’un direnci idi bence. Rakibiniz ligin en iyi takımlarından biri. Ezberini bozup istediklerinizi yapmaya çalışmak ışık verdi. Kazanabilirdi de, lakin hücum hattında uyum şart. Bencillik olmamalı. Djaniny takım olmanın gereklerini öğrenmeli.
Maça Afobe ile başlamak sonucu değiştirir mi idi? Bence evet. Üçüncü bölgedeki haraketliliği ve hakimiyeti, Trabzonspor’un gol şansını artırabilirdi. Derelioğlu belki fantazi yaptı. Saygı duyuyorum. Fakat şunu da söylemem gerek; savunma hattı yerine otursa da, gol atmadan maç kazanılmaz. Trabzonspor’un bu anlamda eksiklerini gidermesi lazım. Devre arası yapılacak takviyeler çok önemli. Yeni bir Sörloth bulmak elbette zor ama, planlama yaparken bu eksikleri de dikkate alacaktır yeni hoca!
Öngörüm, Trabzonspor lige renk katmaya devam edecek ve taraftarına heyecan katmayı sürdürecektir. Aksi, vazgeçilmez denen herkesin sonu olabilir.