Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Siz hiç “Ben artık oldum” diyen bir gazeteci, yorumcu, teknik adam, hakem, futbolcu, yönetici veya her kimse, ayağının taşa takılıp tökezlediğini, düşüp bir yerlerini incittiğini görmediniz mi?
Mutlaka görmüşsünüzdür.
İyi bakın, etrafımız bu yanılgıyı yaşayan yüzlerce “oldum” mağduru ile dolu.
Tıpkı Merkez Hakem Kurulu Başkanı Oğuz Sarvan ve ekip arkadaşları gibi.
Hata üzerine hata yapıp bunlardan ders çıkarmamak onlara mahsus.
Camiayı parçalara ayırıp, birlik ve dirlikten söz etmek de keza.
Öz güveni yüksek olmak farklı, “en iyisini ben yaparım” demek başka bir şey.
Ama ne yapıyor sayın Sarvan?
İşlerin en berbat gittiği dönemde dahi sorumluluk almak yerine medyayı hedef gösteriyor.
Sanki hakem atamalarını medya yapıyor, eğitimini medya veriyor, sorunlarını çözmek yerine yeni sorunları medya üretiyor.
Oysa Sarvan’ın yerinde olsam, yastığa başımı koyduğum vakit gözüme uyku girmezdi.

Haberin Devamı

Çeker giderim
Türk hakemliğini düşürdüğüm durumdan, arkamda durmaya çalışan federasyonu mahçup ettiğimden, kuruluma sahip çıkamadığımdan, proje üretemediğimden, işi elime yüzüme bulaştırdığımdan rahatsız olur, kabus görmekten bıkar ve çeker giderdim.
Sarvan kendini savunurken de komik durumlara düşüyor.
Bülent Demirlek’e UEFA’dan verilen görevin yine UEFA tarafından geri alındığını söylüyor,
UEFA yetkililileriyle ne konuştuklarını ve talimatı nereden aldıklarını cümle alem biliyor.
Beşiktaş başkanının kendisine ettiği küfürü duymadığını, gazeteleri okumadığını iddia ediyor.
Sonra da takip etmediği medyanın samimiyetsizliğinden dem vuruyor.
Hakemler haftalardır hata yapıyor, acımasızca eleştiriliyor, MHK başkanı sıfatıyla çıkıp bir tanesini koruma cesareti gösteremiyor.
Sezon başında “Hata yapan hakemi dinlendirmeyeceğiz. Hata yapa yapa tecrübe kazanacaklar” diyor, şimdi de “Kötü maç yöneten hakeme bir hafta sonra maç vermeyeceğiz” buyuruyor.
Haftalık etapları sezonluğa çeviriyor, şifreler çözülünce, “Spekülasyonlar oldu, eski sisteme dönüyoruz” itirafında bulunuyor.

Sağır sultan duydu
MHK’nin politik tercihlerle kurulduğunu sağır sultan duyuyor, hocamız “Kurulun oluşumu tamamen bana ait” ifadeleri kullanıyor.
Sarvan ve arkadaşlarının belki satır aralarını okuyacak kadar vakti yoktur.
Kulüpler Birliği Vakfı’nın hafta içindeki toplantısından sonra yaptığı açıklamaya dikkatinizi çekerim;
“MHK değişse bile ligi bu 34 hakem bitirecek...”
Sayın Sarvan ya kendisini ya da kamuoyunu kandırıyor.
Yok, ikisini birden değilse, eyvah!
Bu MHK çoktan “olmuş” da bitmiş demek!
Federasyona ve Türk futboluna geçmiş olsun.


Bravo Özgüç Türkalp’e

Oldu bitti maşallah
Hakem yorumcularının ne dediği zerre kadar ilgilendirmiyor beni.
Aksine Özgüç Türkalp’i alkışlıyorum.
Gaziantepsporlu Tabata’nın attığı golden sonra tribüne çıkıp eşini öpmesine sarı kart göstermediği için eleştiri alan maçın hakemi Türkalp’i, kurala yorum ve insanlık kattığı için tebrik ediyorum.
Kuralı değil, kuralın neden konduğunu çözemeyenler ise konuyu farklı yerlere çekmeye çalışıyor.
Ve herkes düzeyine göre bir şeyler söylüyor Tabata’nın hareketine;
“Efendim bari çocuk yapsalarmış...”
“Burada inisiyatif olmazmış...”
“Kuralı açıkca çiğnemiş...”
Çiğnemişse çiğnemiş.
Ne yapmış Türkalp?
Bayrak direğini söken futbolcunun gitar çalmasına mı eşlik etmiş?
Rakibine yumruk atanı mı görmemiş?
Oyuncunun otoritesini sarsmasına mı izin vermiş?
Kart isteyen futbolcuyu mu es geçmiş?
Ceza alanı içinde hakemi aldatmaya yönelik bir eylemi mi atlamış?
Rakip oyuncuyu ya da tribünleri tahrik eden futbolcuyu mu cezalandırmamış?
Beyler size tavsiyem, biraz rahatlayın.
Gevşeyin, seyrettiğiniz oyundan keyif almaya çalışın!
Gol sevinci için tribüne giden oyuncuya sarı kart verilmesi gerektiğini bilmeyecek kadar acemi bir hakem değil Türkalp!
Hakem hatalarının mikro cerrahi uzmanları tarafından defalarca izlenip yorumlandığı bir ortamda farklı bir bakış açısı sergiledi sadece o.
Yoksa müsterih olun, Tabata tribüne gidip çocuk yapmaya kalksa, tabii ki gösterirdi kırmızı kartını!
Bir kez daha tekrarlıyorum; Yüreğine sağlık, bravo Özgüç Türkalp.




Oldu bitti maşallah
Başesgioğlu’na soru “yorum”

Sayın Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu.
Elimizde, teşkilatınız müfettişlerince hazırlanmış bir denetleme kurulu raporu var.
Eminim sizin de önünüzdedir.
Bu özerk federasyonlardaki keyfi uygulamaları belgeleyen ilk rapor değil tabii ki!
Onlarcası masanızda duruyor biliyorum.
Ancak bir farkı var bunun!
İçinde danışmanlarınızdan birinin de adı geçiyor.
İzmir’de bir otelde ailesiyle birlikte yaptığı konaklama bedelinin ilgili federasyonca ödendiğine dair belgeler bulunuyor.
Yanlış anlamayın, sadece merak ediyorum.
Federasyonlarla ilgili teftişleri işleme koymak için mi, yoksa sadece oralarda neler olup bittiğini öğrenmek adına mı yaptırıyorsunuz?





Sizi gidi işbirlikçiler!
Oldu bitti maşallah
Olacak iş mi bu yaptığınız?
Siz kim oluyorsunuz ki aralarında eski Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy’un da bulunduğu yemeğe katılıyorsunuz?
Hangi cesaretle mevcut federasyonun düşmanlarıyla aynı masaya oturuyorsunuz?
İş birlikçilerle sohbet edip çirkin planlarına alet oluyorsunuz.
Ey Sabri Çelik, Ali Aydın, Muhittin Boşat!
Ne çabuk unutuyorsunuz.
Hepinizi bu federasyon tutmadı mı gözlemci kadrosunda?
Sadakat, biat gibi kavramlar nerede kaldı?
Bir daha görev verirler mi size?
Durun hele, bu ceza bile yetmez hiç birinize!
Yarın FIFA’ya şikayet edip, Avrupa’daki maçlarınızı aldırsınlar da görün gününüzü.
Kendinizi İsviçre’de, İngiltere’de veya Almanya’da mı sandınız?
Çok büyük hata yaptınız çoook.
Hadi şimdi ödeyin medeni cesaretinizin bedelini!