Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir haftadır futbol gündemini meşgul eden Mehmet Topuz transferine şimdi de “mal sahibi” cephesinden bakalım.
Öyle ya, futbolcuyu mal yerine koyan da çıktı, insandır diyen de.
Soru şu;
Kayserispor kulübü Mehmet Topuz’un sözleşmesini niçin uzattı?
Transferin gözdesi bir oyuncusu bedava gitmesin diye.
Bunu kimse inkar edebilir mi?
Hayır.
Peki; sezon sonunda istediği takımın formasını giymek dururken, Topuz neden bir imza ile kendini bağladı?
İki yanıtı var.
İlki, yıllardır ekmeğini yediği kulübe gider ayak para kazandırmak.
İkincisi, transfer gerçekleşmez ise, Türkiye koşullarında çok iyi sayılacak sözleşmesiyle bir yıl daha Kayserispor’da oynamak.
Burada risk alan kim?
Kayserispor mu, Mehmet Topuz mu?
Elbette Topuz.
O zaman Kayserispor kulübü fedakarlık yapan futbolcusunun tercihine niçin saygı göstermedi?
“Efendim Fenerbahçe’ye söz verdik de ondan.”
İyi de, Mehmet Topuz sözleşmesini uzatırken “Ben Fenerbahçe’ye gideceğim” diye söz verdi mi size?
Hayır!
Etik davranacağız ya.
Kimse kimseyi kandırmasın, ortada etik metik yok.
Bir yanda iki büyük kulübün prestij savaşı, diğer tarafta ödeyeceği bedelin ağırlığını henüz fark edebilen Kayserispor kulübü.
Topuz “Fenerbahçe’ye gitmem” diye ısrar etse, kulübü “Beşiktaş’a göndermem” diye ayak diretse ne olurdu?
Oyuncu paşa paşa Kayseri’de kalırdı.
Kalsaydı ne olurdu?
Çok şey olurdu.
Altı milyon euroluk bonservis ücreti uçup giderdi.
Kayserispor kulübü uzattığı sözleşmenin gereklerini yerine getirmek zorunda kalırdı.
Sezon bittiğinde ise, tek kuruş kazanamadan Topuz ile vedalaşırdı.
Ve bu inatlaşmanın faturası 20 milyon liralık gelir kayıbı olurdu.
Bakmayın Başkan Recep Mamur ve Süleyman Hurma’nın “Anlaşma olmazsa gelir bizde oynar” blöfüne.
İki yediliyle rest çekmekten farkı yoktu yaptıklarının.
Fenerbahçe ya da Beşiktaş fark etmez, onların istediği tek şey, Topuz’un derhal Kayserispor’dan gitmesiydi.
Bu devirde yiğitlik yapacağım diye servet kaybedecek babayiğit çıkacağını sanmıyorum.
Topuz’un kazandıracağı milyonlar şimdiden sarı-kırmızılılara hayırlı olsun!

Haberin Devamı

Terim, Emre’yi unuttu mu?
Fatih Terim’in Fransa maçı sonrası yaptığı açıklamanın içinde çok önemli bir detay vardı aslında.
Millileri değerlendirirken şöyle demişti Fatih hoca; “Sezonun sonunda transferlerin konuşulduğu, motivasyonun düştüğü bir dönemde yine de güzel mücadele ettik. 10 kişi kaldıktan sonra sistemi biraz değiştirmek zorunda kaldık. İyi bir takımız. Mehmet Aurelio, Nihat ve Hamit gibi oyuncuların eksikliğini çok derinden hissettik”.
Biz de Terim’in eksikliğini hissettiği futbolcular arasında bir eksik hissettik. Bir dönemler baba-oğul ilişkisi yaşadığı Emre Belözoğlu.
Oysa Fransa maçı öncesi sakatlıkları nedeniyle kadrodan çıkarılan oyuncular arasında Nihat gibi Emre de vardı.
Terim’in üç önemli oyuncunun isimlerini sayarken Emre’yi unutması mümkün mü?
Asla.
İstanbul’daki İspanya karşılaşmasından sonra soyunma odasında yaşanan diyalog, Emre’nin artık vazgeçilmezler listesinden düştüğünü gösteriyor.
Şöyle bir hafızalarınızı tazeleyin.
Tarihe geçen olaylı İsviçre maçının aktörlerini düşünün.
Hepsi birer birer Terim’in ajandasından siliniyor.
Terim acaba Şifo Mehmet’i arıyor mu?
Serkan Balcı’yı ya da Alpay’ı?
Ne dersiniz, sıra Emre’ye mi geldi?
Başka “özel” bir nedeni yoksa galiba öyle!

Haberin Devamı

Avcı tarzı bir hikaye!
Eşcinsel olduğu için hakemlik yapamaz denen Halil İbrahim Dinçdağ’ın, medya tarafından yeteri kadar kullanıldıktan sonra kenara atılması, beklenen bir final idi.
Dinçdağ şimdilerde ona sahip çıkan birkaç arkadaşı ve bazı meslektaşlarımız tarafından ti’ye alınan gazeteci Ayşe Arman’ın desteği ile yaşamını sürdürmeye çalışıyor.
Onu kurtlar sofrasına atan Merkez Hakem Kurulu üyesi Osman Avcı ise işten paçasını sıyırmanın yollarını arıyor. Tam da kendisinden beklenen dahice bir planla.
MHK’ye atandığı günden beri skandallar ile gündemden düşmeyen Avcı’nın eşcinsel hakemle ilgili müthiş bir formülü var.
Şimdi sıkı durun.
“Oğlum Halil, gel mahkemeye gidelim. Adını değiştirelim. İl hakemliğinden başlar, sonra yoluna devam edersin.”
Adı değiştiğinde Patagonya’da maç yönetecek ya!
Osman Avcı bu.
Sayısız vukuattan sonra hâlâ “Kimse bana dokunamaz, MHK’de kalacağım” diye tutturuyorsa.
Ne diyelim, mutlaka vardır bildiği ve kendisi gibi düşünen birileri!