Cömert hocalar

İki takımın başındaki hocalar yaptıkları akıl almaz işlerle haftaya damgalarını vurdular. Christoph kardeşimiz, Van Hooijdonk inadı yüzünden takımını mahvediyor, ama karşısında Agresif Hagi Efendi olduğu için her defasında direkten dönüyor. Fenerbahçe'nin "dahi" hocası bu hafta Ümit Özat'ı maç içinde 4 ayrı görevde oynatarak, yeni bir dünya rekoru kırmaya niyetlendi ya da belki de Ümit'in oynamadığı haftaları telafi etmeye çalıştı. Bilemiyoruz; çünkü dahi olan biz değiliz, O.Agresif Hagi Efendi ise 1-0 öne geçtiği maçı, 2-1 yenik duruma düşünce, kurtarmak için ne yaptı, gördünüz mü? Hakan Şükür'ü oyundan aldı. Bu da bizi aşar, hiçbir şey diyemiyoruz.Duyduğumuza göre Fenerbahçeliler ve Galatasaraylılar, Ankaralı Turgut kasetlerine yoğun ilgi gösteriyorlarmış. Bozulan moraller için çok isabetli bir seçim olmuş. Eski bir Ankara türküsüyle bitirelim; "Seller gider yel olur, yiğit böyle acıdan kel olur." İYİ HAFTALAR. Ligin bitimine 180 dakika kala artık herkesin "şampiyon" dediği Fenerbahçe, "Hayır işte, olmayacağım" dercesine Ankaragücü'ne yenilirken, Galatasaray da "Rica ederim, bunca haftadır lidersiniz, buyrun şampiyon olun" dedi ve Gençler'e 2-1 yenildi. Futbol oyunu, oyuncular arasındaki çok yönlü kişiler arası iş birliğidir. 50'li yıllarda 1860 Münih'te top koşturan tanınmamış bir oyuncu, tüm zamanların sonuçları en ağır eyleminde bulundu: Rakip takım SC Münih'in bir oyuncusunu tokatladı. Bu hareket, tokatlanan oyuncuyu öyle kırmıştı ki, öteden beri kalbinde 1860 Münih takımında oynamak yattığı halde FC Bayern Münih'te karar kıldı. Tokatlanan oyuncunun adı Franz Beckenbauer'di. *** Haberiniz var mı? İşte burun böyle kırılır. (Orhan Ayhan - Show TV) Iyy! Osman Tamburacı: Ben en güzel içkiyi içmişim, en güzel şarabı yudumlamışım dışarıda, buraya gelip de bunları seyretmem.Engin Verel: Yeni Rakı burası mı yani?Osman Tamburacı: Yeni Rakı başka bir şey, ben örnek veriyorum. Dünyayı gezmişim... Ben Yeni Rakı'ya alışkın olduğum için....İlker Yasin: Çocuklar rakıyı, makıyı bırakalım da, konuya dönelim... (3. Devre, Kanal D) Hıck! Roma ile menajerlerim görüşüyor; ancak sadece İtalya değil diğer ülkelerden de teklifler alıyorum, nihai kararımı kendim çıkıp açıklayacağım. (Fatih Terim - TV8) Sabırsızlıkla bekliyoruz! Uğur, ilk yarı başında bi pozisyon vardı hatırladın mı? Hatırlamadın mı? Ah Uğur ah, sezon bitse de sen de kurtulsan, ben de!(Şansal Büyüka - Maraton, Lig TV) Biz de, biz de Uğur görüntüyü ver. Yahu Uğur sen gittin Cebeci'yi veriyorsun, biz Bahçelievler'i istiyoruz. (Erman Toroğlu - Maraton, Lig TV) *** Ortada anlaşın artık! Geçmiş zaman olur ki... Beşiktaş'ın efsane üçlüsü MAF'ın Ali'si o... Şimdilerde İran'da Mustafa Denizli'yle kader arkadaşlığı yapan büyük golcü Ali Gültiken anlatıyor:Hayatımızın maçıydı. SSCB'yi yenersek 1990 Dünya Kupası finallerine katılacaktık. Maç deplasmandaydı. Teknik direktör Tınaz Tırpan, bu maçın 11'ine beni almadı. Sahada görev yapacak arkadaşlar "galibiyet yemini" ederek soyunma odasından çıktılar ve ısınmaya gittiler. Tınaz Hoca da onlarla gitti. Biz yedekler soyunma odasındaydık. Masadaki tabakta da elma, armut, üzüm gibi meyveler vardı. Bizim Hasan Vezir, bir elma aldı, yemeye başladı. Tam o sırada Tınaz Tırpan içeri girdi. Hasan'ın elma yediğini görünce köpürdü ve bağırmaya başladı: "Millet .ötünden soluyor, sen elma yiyorsun..."Hasan elmadan bir ısırık daha aldı, sonra da cevap verdi: "Bizi de oynat, biz de .ötümüzden soluyalım."