Skorer Dünyanın gözü Uslu'da

Dünyanın gözü Uslu'da

26.03.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sürat gerektiren 800'de de koşuyor, dayanıklılığın ön plana çıktığı 5-10 binde de başarıya ulaşıyor. 9 yıllık antrenman süreci nedeniyle, atletizmdeki mesafe seçiminde acele etmiyor... Süreyya Ayhan'ı örnek alan Binnaz Uslu hâlâ sponsor bekliyor, ama umudunu da yitirmiyor

Dünyanın gözü Usluda

WADA'NIN TESTİNE GİRMEDİĞİ İÇİN GÜNDEME GELDİ. AMA BİNNAZ USLU, ÇOKTAN ATLETİZM OTORİTELERİNİN KAPSAMA ALANINA GİRDİ axspo022.jpg Son 4 yıldır Süreyya Ayhan'ın, son 2 yıldır da Binnaz Uslu'nun performans testlerini yapan doktor Tamer Çavuş, hem sürat gerektiren 800 metre, hem de dayanıklılık gerektiren 5-10 bin metre gibi iki ayrı özellikteki branşta başarılı olabilen Uslu ile ilgili olarak, ''Dünya atletizm otoriteleri sporcumuzu büyük bir dikkatle izlemekte... Böyle yetenekler ülkelere 100-200 yılda bir nasip olur'' diyor. Cezayir'deki Dünya Üniversiteler Kros Şampiyonası'na giderken, yoldan çevrilerek tekrar doping testine sokulan ve sonuçları negatif çıkan Uslu'yla bir haftadır yaşadıklarını, atletizmden beklentilerini, Süreyya Ayhan'ı, geçim sıkıntısını ve hedeflerini konuştuk. Süreyya Ayhan'dan sonra Türkiye'nin en yetenekli kadın atleti olarak nitelendirilen Binnaz Uslu, bu defa bir yarışmada aldığı derecelerle değil de, WADA'nın doping testine girmediği gerekçesiyle gündeme geldi. Mamak'ta yaşayan ailelerin içinde bulunduğu ekonomik şartlar, hayat şartları... Sen de Mamak'tan çıkan sporculardan birisin. Mamak'tan bu kadar sporcu çıkmasının sebebi ne? İlk başlarda çok fazla etki etmiyor; ama belli konuma geldikten sonra aile çok önemli. Manevi anlamda aile desteği olmadan istediğiniz pozisyona ulaşamıyorsunuz. Başlangıçta bu etki yüzde 20 ise, daha sonraları yüzde 40'a kadar çıkıyor. Atletizmdeki başarılarında yetiştiğin yerin, yetiştirilme tarzının ve yaşam standartının etkisi ne ölçüde? Başlangıçta zaten maddi anlamda bir tatmin elde edemiyorsunuz. Yılların birikimiyle, ancak büyük başarılar kazandığınız zaman maddi anlamda destek geliyor, ödüller kazanıyorsunuz. O sebeple başlangıçta maddi anlamda hiçbir düşünceniz olmuyor, ama manevi anlamda hayatınızda değişiklikler oluyor. Zaten tam meslek seçme ve ona göre bölüm okuma zamanımda atletizme başladım. O yüzden sporun benim için bir yaşam tarzı olduğunu söyleyebilirim. Sporcu olmak hayalin miydi? Yoksa bu spor sayesinde ailen ve sen dar gelir grubundan çıkma umudu mu taşıyordunuz? Maddi tatmin mi, yoksa manevi tatmin mi yöneltti seni spora? Hayır, hiç ilgi duymadı. Ailemde sadece ben sporcuyum. Ailenin sporla ilişkisi ne ölçüde? Erkek kardeşin muhakkak futbolla ilgileniyordur. Senin başarıların onun atletizme ilgi duymasını sağladı mı? Şu an okulum ikinci planda. Çünkü yoğun kamp dönemlerinden ve yarışmalardan dolayı Ankara'da pek olmadığım için okula devam edemiyorum. Okulum 1 yıl uzamış durumda. Kamp programın oldukça yoğun. Okul ile birlikte nasıl götürüyorsun? "Sorumluluk artıyor" Hayır. Sponsorun var mı? Sponsorluk anlaşmalarında yapmış olduğunuz branşın popülerlik düzeyi ve basının yaklaşımı önemli. Olmamasını neye bağlıyorsun? Evet -gülüyor-. Futbolun yanında atletizmin durumu düşünülünce sponsorlar da farklı düşünüp farklı yaklaşıyor. Bayan olmamın etkisi de çok büyük, başarılarımıza daha az önem veriliyor... Kafamıza taş geldi. Bizim için hayal o paralar... Futbolla atletizmi asla kıyaslayamayız. Atletizmin yeri belli; bize verilen imkanlar da ona göre. O yüzden de bu durumda olmamız normal geliyor... Senin ayarındaki futbolcular milyon dolarlar alıyor, atletizm de dahil birçok spor dalında bu paralar telaffuz dahi edilmiyor. Bu konuda ne düşünüyorsun? Türkiye şartlarında değişmesi çok zor. Değişmez mi peki? Elde ettiğiniz başarılardan sonra övgü almak güzel. Ama her zaman bu övgünün sonucunda sizden beklenilenler arttığı için tabii ki üzerinizde bir baskı hissediyorsunuz. Başka insanlara karşı sorumluluğunuz artıyor. Bunun etkisi altında kalabilirsiniz. Performans testlerinde sürat ve dayanıklılık bakımından alınan sonuçlar, uzmanlardan aldığın övgüler motivasyonunu artırmanın yanında kaygı da uyandırıyor mu? Sosyal açıdan istediğiniz gibi yaşayamıyorsunuz. Ama atletizmi severek yaptığım için birçok şeyden fedakarlık yapıyorum ki; geleceğim herşeyden daha önemli. Gelecekteki yaşamım için de bazı şeyleri feda etmem gerekiyor. Çünkü hayat çok zor. Hedeflerinin bu kadar genç yaşta büyümesinin sana ağır geldiği, gençliğini yaşamadığını düşündüğün zamanlar olmuyor mu? Ne gibi bedeller ödedin şimdiye kadar bu spor için? 30 yaşına kadar Bütün antrenman ve kamp programına antrenörüm karar veriyor. En son Meksika'daydık. Hava şartları çok iyiydi. Orada şu an yaz mevsimini yaşıyorlar. Rakım çok iyiydi. Sıkıntı yaşamadık. Sen de Süreyya gibi Türkiye yerine zaman zaman yurt dışında kamp yapmayı tercih ediyorsun. Neden? Genel hazırlık dönemini yüksekte geçiriyoruz, sonra kademeli olarak yükseklik azalıyor. Mesela Ankara'da başlayıp, deniz seviyesinde olan Antalya, Mersin gibi yerlerde bitiriyoruz. Antrenman kapasitesini artırmak için yükseğe çıkıyoruz. Aşağıda daha kaliteli antrenman yapabilmek için... Deniz seviyesinde koşmakla 2500 metre yükseklikte koşmak arasında nasıl farklar var? Evet birçok şeyi farklı oluyor. Yemesi, içmesi, kilosu... Henüz çok gencim. O yüzden de kesinleşmiş bir branşım yok. 800 metrede başlayıp, 5000 metrede de koşmam tamamen yaşımın genç olmasından ve bir branşımın daha oluşmamasından... Antrenörüm branşıma karar vermediği için şu an birçok mesafede koşabiliyorum. Ayrıca sadece kendim için değil, ülke için koşuyorum. O yüzden de bazen farklı mesafelerde yarışmak zorunda kalıyorsunuz. Atletizmde pek alışık olmadığımız 800 metre gibi kısa, 5000 metre gibi orta mesafede koşuyorsun. Bu iki farklı mesafe bir atlet için ters değil mi? Yaştan çok antrenman yaşı önemli. Ben 9 yıldır koşuyorum. Belli bir antrenman süresinden sonra vücut olarak, yaş olarak, performans olarak, deneyim ve tecrübe olarak herşey şekilleniyor. Ondan sonra zaten beynen ve bedenen en yatkın olduğunuz branşı seçiyorsunuz. Peki, branşına ne zaman karar vereceksiniz? Belli bir yaşa mı gelmen lazım? 800 metrede koşacağım. Kampları da ona göre yapıyoruz. Ağustos'ta Göteborg'daki Avrupa Şampiyonası'nda kaç metrede koşacaksın? Dünya standartlarında 36-37 yaşına kadar bu işi profesyonel anlamda yapabilirsiniz. Ama ülke şartlarında en fazla 30 yaşına kadar yapabilirsiniz. Kaç yaşına kadar koşmayı düşünüyorsun? Büyük bir onur Antrenörüm yarışma öncesi ne taktik verirse onu uyguluyorum. Bazı yarışmalarda hızlı çıkıp yarışmayı tamamlıyorum, bazı yarışmalarda son 100-150 metrede hızlı çıkıyorum. Ama kimi zaman Süreyya Abla gibi koşuyorum. Ona benzetilmek benim için büyük bir onur. O, örnek aldığım insan. 'Çalışınca neden olmasın' diye düşünmemizi sağladı. Kendisi de sağolsun elde ettiğim her başarıdan sonra beni arayıp tebrik ediyor, herhangi bir problemim olduğu zaman rahatlıkla arayıp görüşebiliyorum. Stilinin Süreyya'ya benzediği söyleniyor. Senin bu konudaki fikrin ne? Her insanın hataları olabilir. Her sporcu da hata yapabilir. Önemli olan bir daha tekrarlamamak. Çünkü o olayı yaşadığı zaman nasıl bir psikoloji içinde olduğunu, karşısındaki insanların neler yaptığını kimse bilmediği için, her şey kulaktan dolma olduğu için, olayın içinde olmadığımız için bir şey diyemiyorum. "Süreyya Ayhan'ı örnek alıyorum" dedin. Lakin yarışlardan 2 yıl men cezası alması başarısına büyük gölge düşürdü. Dopingten ceza almış birisini örnek almak ne kadar doğru? Tabii ki vazgeçerim. 800 metre koşacağını; ama değişebileceğini söylüyorsun. Süreyya'nın cezası da Avrupa Şampiyonası'ndan 1 gün önce dolacak ve özel izinle koşma durumu var. Mesela 1500 metrede koşmana karar verilse, onun önünü açmak için koşmaktan vazgeçer misin? Çalışmalarımız doğrultusunda önümüzdeki bütün yarışmalarda koşacağım. Böyle aksilikler çıkmazsa... Bu yılki en önemli yarışma Ağustos'taki Avrupa Şampiyonası. Çünkü büyükler bazında ilk kez Avrupa Şampiyonası'nda koşacağım. İlk hedefim finale kalmak. Çünkü çok iyi atletler olacak. Finale kaldıktan sonra iyi bir taktikle en iyi sonuca ulaşmak istiyorum. 'Bütün yarışlarda koşacağım' 'Asla kaçmam' Siz de takip etmişsinizdir. WADA'dan kaçmam diye bir durum söz konusu değil. Yoldan çevrildim. Doping kontrolüne girdim ve sonuç negatif çıktı. Ama böyle bir şeyle suçlanmak bile çok kötü. Son bir haftadır yaşadıklarını nasıl değerlendiriyorsun? Evet. En kötüsü de o oldu. Aylardır bu yarışlara hazırlanıyorduk. Bütün planlarımızı buna göre yapmıştık ve oradan bir altın madalyayla dönmeyi düşünüyorduk. Maalesef olmadı. Cezayir'e de gidemedin... Hayır. Hiç kullanmadım. Son 1.5 yılda 20'nin üzerinde WADA kontrolünden geçtim. Ayrıca bütün yarışlardan önce ve sonra da doping kontrolü yapılıyor. Onun dışında da doping kontrollerinden geçiyorum. Peki, geçmişte hiç yasaklı madde kullandın mı? Bu tamamen düşünceden ibaret, bir gerçekliği yok. Yüzümdeki sivilcelerin sebebi genetik. Ablalarımın da yüzünde sivilce var ve onların sporla alakası yok. Yüzündeki sivilcelerin doping nedeniyle olduğu düşünülüyor? 'Regl dönemini ayarlamak çok zor!' Onu pek ayarlayamıyoruz. Zaten öyle bir an geliyor ki; yarış stresi ve hava değişimi gibi sebepler regl döneminizi geriye ya da ileriye çekebiliyor. Bu da biraz şans, biraz da vücut yapınızla alakalı. Yarışları düşünerek regl dönemini ayarlıyor musun? Hiç çakıştığı olmuyor mu? O kişinin vücut yapısına göre değişir; ama o dönemde kasıklarınızda ağrı, bacaklarınızda halsizlik hissediyorsunuz, beliniz ağrıyor. Bu nedenle atletizm gibi performansa dayalı bir sporu o dönemde dört dörtlük yapamayabilirsiniz. Süreyya regl dönemini ayarlamadan, yani regliyken koştuğu için çok eleştirilmişti. Regl döneminde koşuyor olmak, ağrı dışında tempoyu, hızı bu kadar etkiliyor mu? Kişiye göre değişir. Ben mesela o dönem çok rahatsız oluyorum. Regl döneminin sporcu kadınlar üzerinde etkisini diğer yaptığım röportajlarda da sordum. Hepsi bu dönem daha enerjik olduklarını söyledi... Süreyya Ayhan öyle bir açıklama yaptıysa doğrudur. Süreyya'nın 1. olamamasının bu meseleye bağlanması, medyanın ve kamuoyunun bir bahane bulma ihtiyacı mıydı peki? Tabii ki zor bir durum. Tamamen kişinin o dönemdeki ruhsal yapısı çok önemli. Çünkü her insan o kadar eleştiriyi kaldıramayabilirdi. Biraz Süreyya Abla'nın yaşının verdiği olgunluk ve kişilik yapısı önemliydi... Bir gün Süreyya'ya yapılan eleştirilere maruz kalsan cevabın ne olurdu? O gün gazeteleri gördüğünde ne hissetmiştin? Ben de konuşmazdım. Onun yaptığı gibi hiçbir açıklamada bulunmazdım. Sen ne yapardın öyle bir durumda?

Yazarlar