En hücumcu ama...

TORBADAKİ RAKİPLER axspo032.jpg BARCELONA Bu soruya büyük bir yüzdeyle Barcelona cevabı çıkacağına hiç kuşkum yok. Onlar keyifle hücum ederek sempati topluyorlar. Tarihten, hatta yüzyıllar öncesinden gelen, Hollanda'yla derin siyasi, askeri ve kültürel bağlarının futbola yansımasından mı bu acaba? Evet kurucuları bir İsviçreli, ama neyseki futbolları değil.Rinus Michels ve Cruyff'tan bu yana gün geçtikçe artarak bu ilişkinin sürmesinden olabilir mi bu? Van Gaal'ın hocalığı sırasında Katalan medyası antrenman lisanının Hollanda dilinde olduğunu iddia ederek büyük olay çıkarmıştı hatırlarsınız. Van Gaal, İspanyolca konuştuğu bir basın toplantısında bunu reddetmişti. Dünyanın en hücumcu takımı kim? Evet Katalanlar akşam içkisiyle gece yemeği arasında Nou Camp'ta keyif almayı seviyorlar. Takım galipken ıslıklandıkları görülmemiş şey değil. Sebep çok yan top yapmaları, düşük tempo.Cruyff'un zamanında "Herkes çıkacak, Zubizaretta sen de. Takım ileri çıktığında sen de ceza sahasının dışına çıkıp, libero olacaksın" uyarısına efsane kalecinin "Ya birisi aşırtırsa" sorusu ve Cruyff'un, Barça mantığını anlatan cevabı çok konuşulur bilirsiniz: "Eğer o golü atabilecek bir rakibin varsa, gider elini sıkar, tebrik edersin"Bu oyunun fazlasıyla cezalandırıldığı 94 finalinde 4-0 kazanan Milan'ı bizzat kendisinin tebrik ettiği gibi yani.Evet onlar pozisyon etiği için oynuyor. Evet onlar hücum gücü en yüksek takım. Ve evet bunu sonuna kadar kullanmak zorundalar. Seyirci bunu istiyor. Sorun düşük tempo O zaman Barça'nın İspanya'nın en az gol yiyen takımı oluşunu nasıl açıklamalı? Şampiyonlar Ligi'nde, Chelsea'den sonra en az gol yiyen oluşlarını peki? Maç başına yarım golle bitirdiler grubu. Yenilmeden.Oyunu sürekli rakip alana yıkıp ceza sahası çevresini hızlı paslar ve üçgenler değil beşgenler kurarak cehenneme çevirişleri mi zaten sebep?Kabul edelim hiçbir takıma karşı onlara karşı olduğu kadar kapanma zorunluluğu duymazsınız.Bu yıl (ona pas verilmediği iddiaları var) Henry, Abidal ve Milito'yla güçlendiler mi? Yoksa Giuly ve Belleti'nin gidişiyle, Deco'nun sakatlığıyla zayıfladılar mı sorusuna herkes baktığı yerden bir cevap verebilir. Ama Iniesta'nın akıllara zarar oyunu, zaten Messi, varsa Eto'o, Henry, artık tembellik yapma hakkını daha fazla bulan Ronaldinho... Çok güçlüler buradan bakınca. Yani bu kadar hücum edip, bu kadar az yemeleri ve oyun tempoları, ilkinin doğru olduğunu gösteriyor gibi. Bir temel 11 sürekliliği sağlanmış değil. Gerekmiyor da zaten. Yani Lyon deplasmanına alt yapıdan gelen 17 yaşındaki Bojan Krkic'le çıktılar da ne oldu? 2-2.Barça'yı evinizde bozabilirsiniz belki. Villarreal'in yaptığı gibi. Savunma hataları ararsınız, pas bağlantılarını bozacak ve içeride olduğunuz için hakemin tolere edebileceği bir sertlik ortaya koyarsınız. Peki deplasmandaki 2. maç ne olacak? Barça bu yıl her seneden daha tercih edilemez bir takım bana kalırsa. Çünkü bu kez savunmaları da iyi. Maç başına yarım gol 4-3-3ValdesAbidalPuyolMilitoZambrottaIniestaMarquezXabiRonaldinhoEto'oMessi İdeal kadro Kuruluş: 1899Renkler: Bordo - maviStat: Nou Camp (98 bin kişi)Başkan: Joan LaportaTeknik direktör: Frank RijkaardBaşarıları: 2 kez Şampiyonlar Ligi, 3 kez UEFA Kupası, 2 kez Süper Kupa, 4 kez Kupa Galipleri Kupası, 18 kez İspanya Ligi, 7 kez İspanya Süper Kupası, 24 kez İspanya Süper Kupası şampiyonluğu KÜNYESİ TAKIMLAR O G B M A Y PBarcelona 6 4 2 0 12 3 14Lyon 6 3 1 2 11 10 10G.Rangers 6 2 1 3 7 9 7Stuttgart 6 1 0 5 7 15 3 E GRUBU Barcelona-Lyon: 3-0 Stuttgart-Barcelona: 0-2 Rangers-Barcelona: 0-0 Barcelona-Rangers: 2-0 Lyon-Barcelona: 2-2 Barcelona-Stuttgart: 3-1 DEVLER LİGİ MAÇLARI CHELSEA Egolar savaşı Roman Abramovich'in serveti hakkında çıkan rakamlar 13 milyar dolardan, 22 milyar dolara kadar uzanan yelpazede. Biz Forbes'a güvenelim ve 18.2 milyarı kabul edelim. Chelsea'nin çoğunluk hisselerini almasının, alırken de 'Bizim oralarda bizim gibi zenginler çok yaşamazlar, keyfime bakıyorum, anlayın' deyişinin sonrasında yaptığı hamleler 50 yıldır şampiyonluk bekleyen Chelsea taraftarını mutlu etmişti. Kulüplerinin bir yabancıya satılmasına en az ses çıkaran İngiliz taraftarı herhalde onlar.2004 Haziran'ında Porto'yla kupayı kaldırmasından hemen sonra, o zaman 42 yaşında olan Mourinho'yu takımın başına getirdi Roman. Herkes şöyle düşünmüştü; böyle bir egoyu aldığına göre zengin, ama alçakgönüllü bir adam olsa gerek. Sonra tribünlerde sıradan gollere bile şirin bir çocuk gibi sevinişi eklendi buna. Gol gelmeyince, sözlü sınavda sıra ona gelecek diye endişelenen bir tembel öğrenci huzursuzluğuyla da sempati topladı. Tabii ağır iddialar da vardı. El altından kulüp (CSKA, Corinthians) topluyor ve asıl patronun paralarını aklıyor. Günahı boynuna... Ama her ne olursa olsun Roman eninde sonunda kendi oyununu oynuyordu ve iş kopacaktı. Mourinho işleri kendisi yürütürken lafı dinlenirken, Cech'i, Drogba'yı, Wright-Phillips'i alıyordu ve başarılı oluyordu. Yani gerçek kalite çıkarabileceği görece başaltı oyuncuları. Tabii alıcının parası belirliyordu ücretleri ve dolayısıyla bir 'Chelsea fiyatı' gerçeği vardı artık dünya piyasasında. Ama dedik ya Roman'ın oyunu farklıydı. Başta Manchester'ın efsane direktörü Peter Kanyon ve Jose Mourinnho'yla yürürken Ukrayna asıllı Eugene Tennebaum'un, onun her işinde olduğu gibi devreye daha fazla girişi Avram Grant'ın birden ortaya çıkışı işin şeklini değiştirdi. Egolar çarpışıyordu.İki sene üst üste şampiyonluk sonrası değişen transfer politikası da ilginç oldu tabii. Diğerlerini alıp parlatan Chelsea artık Şeva ve Ballack'ı alıyor Ronaldinho'nun peşine düşüyordu. Bunlar Jose'ye göre işler değil. Zaten Premiership'in kurdu Alex Ferguson'un söyledikleri de yeterince zihin açıcı "Chelsea, Ballack ve Şeva'yı alınca rahatladım. Düzenleri bozulacaktı".Bozuldu da. Tamamen. Bu yıl başında Chelsea bu kez ilk defa aldığından fazla satan takım oldu. 30 milyon euro civarında harcayıp 50'ye yakın kazandılar sezon başında. Sonra transfer istekleri arttı Jose'nin. Yürümüyordu, yürümedi. İş kopacaktı Jose'nin ayrılıp İsrailli Avram Grant'ın başa geçmesinden sonra Chelsea'nin sezona düşük giren performansında belirgin bir düzelme olduğuna şüphe yok. Oyun yapılarında belirgin bir değişiklik olmadı. Avram, Jose'nin ilk döneminde kullandığı dizilişe daha yakın bir oyun kurdu sadece. Jose takımı 4-4-2 oynattığı bir Rosenborg iç saha beraberliği sonrası bırakmıştı. Avram deplasmanda Valencia'yı 4-2-3-1'le yendi.Jose'nin üst düzey santrforları arttıktan sonra orta sahadan çalıp direkt santrforları çoğaltma çabasından vazgeçti yani. Eski, kanatları iyi kullanan tek santrfor, ama çok forvet oyununa döndü. Sıradan, basit ve İsrail'de "fazlasıyla ballı" olarak bilinen Avram Grant başardı. Mourinho yeri doldurulamaz sanıyordu muhtemelen (uzun vadede haklı çıkması hep ihtimal dahilinde tabii). Sakatlıklar Jose'yi olduğu gibi, Avram'ı da hep sıkıntıya soktu. Bu hep böyleydi ve Mart'ta da böyle olacaktır. Bu yüzden ideal bir kadro yazmak zor. Ama kim olursa olsun, Chelsea'ye çok gol atmak imkansıza yakın. Bu yüzden yememek lazım. Tempoyu düşürmek. Kanat kontralarına karşı hep uyanık olmak. Oyunda değişiklik yok 4-3-2-1CechA.ColeCarvalhoTerryBellettiMikelLampardEssienJoe ColeMaloudaDrogba İdeal kadro Kuruluş: 1905Renkler: Mavi - beyazStat: Stamford Bridge (42 bin kişi)Başkan: Roman AbramovichTeknik direktör: Avram GrantBaşarıları: 2 kez Kupa Galipleri Kupası, 1 kez Süper Kupa, 3 kez İngiltere Ligi, 4 kez FA Kupası şampiyonluğu KÜNYESİ TAKIMLAR O G B M A Y PChelsea 6 3 3 0 9 2 12 Schalke 6 2 2 2 5 4 8 Rosenborg 6 2 1 3 6 10 7 Valencia 6 1 2 3 2 6 5 B GRUBU Chelsea-Rosenborg: 1-1 Valencia-Chelsea: 1-2Chelsea-Schalke: 2-0 Schalke-Chelsea: 0-0 Rosenborg-Chelsea: 0-4 Chelsea-Valencia: 0-0 DEVLER LİGİ MAÇLARI YARIN: Manchester United