Fenerbahçe taht oyunları

Haberin Devamı

Örümcek kadar acımasız, sinsi, tuzakçı örgütün ağına düşürdüğü 2011 yılından beri toparlanamayan, on senedir şampiyonluk yerine sarıp sarmalandığı yapışkan kötülükten kurtulmaya çalışan Fenerbahçe’nin, yeni bir hüsran sezonu ardından Ali Koç ve Aziz Yıldırım gibi iki dev başkan adayına sahip olması, Fenerbahçe’nin büyüklüğünü gösterir ancak…
Kim seçilirse seçilsin, para, karizma, vizyon, tecrübe dolu valiz, elinde ikisinin de.
Lakin, kaçınılmaz Ali Koç-Aziz Yıldırım hesaplaşması, biraz “kulağı tersten göstererek” biraz “alengirli sokaklara dalıp çıkarak” geldi nedense!
Çünkü “tavşanlık mı yaptı, yem miydi, bahane mi” anlaşılamayan; yoksa “Fenerbahçe’nin iyiliği için büyük kapışmayı kendisi mi organize etti” belli olmayan bir Sadettin Saran unsuru var olayın tam merkezinde.“
Ali Koç adaysa, Sadettin Saran aday değil, Sadettin Saran adaysa Aziz Yıldırım da aday. Sadettin Saran yok ama Ali Koç ile Aziz Yıldırım baş başa” öyküsü ile “tavuk ve yumurta sorunsalının” ne farkı var!
Seneler önce Saran’ın değil başkan, kulüp üyesi olmasına bile itirazını deklare etmiş Aziz Yıldırım, “o aday olursa karşısında beni bulur” demiş.
Pat… Aday oluyor Saran. Ali Koç’a hürmette kusur etmeyeceğini belli ederek hem de. Koç aday olursa, onun yararına çekilecek yarıştan.
Aziz Bey de her zaman olduğu gibi sözünü yemiyor ve koyuyor adaylığını.
Tamam… Yıldırım açıklamasında Mourinho’ya “akşam pazarı” yapıp yarı fiyatını garanti ödeme kapsamına aldı, Atatürkçü Koç’tan kurtulacakları için sevinenlerin hevesi kursağında kaldı, mesajları da kendisi de pozitifti ama…
Zurnanın zırt dediği yer, aynen duruyor geride!
Ali Koç’un adaylığını açıklayıp Sadettin Saran’ın çekilmesi, 12 Mayıs’ta… Aziz Yıldırım’ın adaylık açıklaması iki gün sonra, 14 Mayıs. İki gün var arada.
Eee… Saran aday değil ki, karşısında Aziz Yıldırım’ı bulsun o sırada. Ali Koç’un karşısına dikilmeye gelince, yakın geçmişte defalarca “Ali Bey devam etmeli” demiş Aziz Bey.
Şimdi, perhiz bitmiş lahana turşusuna geçilmiş.
Ali Koç’un adaylığına gelince… O da üçüncü dönemde olmayacağını açıklamış kamuoyuna defalarca. Ama “minik” bir şerh koymuş. “Olağanüstü gelişmeler olmazsa”!
“Olağanüstü” kategorisine girecek ne oldu şu bir ayda? Hiç… Fenerbahçe zirvedeydi de alaşağı mı ettiler aniden? Yoksa Saran’ı adaylık yarışına iterek Aziz Yıldırım’ı da içeri çekip altı senelik şampiyonsuzluğun çizdiği karizmasını yeni bir Aziz Yıldırım zaferi ile sıfırlamak mı istedi sayın Koç? Saran, o ne derse yapıyor zira.
Taraftarın kahrolduğu, Dünya yıldızlarının söndüğü, İsmail Kartal’ın iyi niyetinin yetmediği günlerde resmen taht oyunları oynanıyormuş Fenerbahçe’de.
Elbet soruların zamanı da gelecek.Sayın Koç’a soracağız “olağanüstü koşullar” yaşandı mı, yoksa seçim öncesi açıklayacağı görülmemiş bir proje ile “olumlu tarafından bir olağanüstü durumu” gelecekte mi yaşayacak Fenerbahçe? Eli mecbur, bir “olağanüstü” durum yaratacak.
Sayın Saran’a soru; Ali Koç’a oy sağlamak için mi yarışa girdi, Aziz Yıldırım’ı er meydanına çekmek için mi? Hangisi ve neden?
Sayın Yıldırım’a sorularımı üç ay önce ta 9 Şubat’ta yazılı göndermiştim, o da şampiyonluk yarışındaki Fenerbahçe’ye zarar vermemek gerekçesiyle yanıtlamak istememişti:
İşte bir tanesi:
-Sakın ben yoruldum, emekli oldum demeyin. “Son nefeste bile Fenerbahçe” sözünüzü hatırlatırım o zaman. Yoksa, altı sene önceki seçim yüzünden kırgın mısınız hala Fenerbahçelilere.
Neden olmasın?.. Belki kırgın, belki de tam emin değil seçileceğinden. Yoksa niye bu kadar çekingen bir şekilde, Saran bahanelerine sığınarak, Mourinho kartı ile aday olsun değil mi?
Sözün özü, hiç değilse sayın Yıldırım Fenerbahçe’ye başkan adayı olmasının “sebebini” dün açıkladı aydınlandık… Ama “sürecin” işleyiş şeklinden bir şey anladıysak arap olalım!
Unutulmasın; futbola ait her “bilinmez”, gelecekteki “bilinmez” sorunların başlangıcıdır aynı zamanda.