Galatasaray, Kayseri’den uzun yıllar sonra üç puanla evine dönüyorsa, özellikle sol kanadında forma giye Riera ve yarışmayı ateşleyici kulvar ataklarını yaratan Ayhan, Hakan Balta, Ujfalusi, Elmander ve Selçuk gibi isimleri alkışlamalıdır.
30 kusür yaşındaki Ayhan’ın takıma taşıdığı yüksek verim ve futbol bilgeliği dünkü sonucun manşete alınması gereken başlığıdır bizce... Dün Cim-Bom’un yıllardır yenemediği Kayseri önündeki kazanma hırsı ve üç puanı koparma duyguları üst düzey çizgilerle donanımlıydı.
Defansta çabuk çoğalan sarı-kırmızılıların orta alandaki oyun kurguları da şanına yakışır bir yükselişteydi. Sadece kanat toplarının veya göbekten organizeli atakların yoğunlaştığı zamanlarda gereken isimler olması zorunlu olan yerlerde miydi, bakın o tartışılır. Yani Fatih Terim’in yoğun uğraşları birçok sorunu yerli yerine koymakta, ama gol noktalarındaki ve son hareketlerdeki arızalı durumlar, devam etmekteydi. Ancak gelecek haftalarda Terim’in bu zorlukları aşacağı düşüncesindeyiz.
* * *
Kayseri takımındaki başı bozuk hava devam etmekte. Şota’nın talebeleri hala takım olma bütünlüğünden uzaktalar. Top alış verişlerindeki hataları sayısız, gelişi güzel bir anlayışsızlığın içine düşmüşler. Gökhan Ünal gibi kendisinden yıllardır büyük işler beklediğimiz isim, tekrar yuvaya dönüşünde özgüvenini yitirmiş adeta. Bir tek Amrabat’ın maç boyunca çırpınıp durmasıyla çok şeyler yaratamazsınız ki. Yani bir ekip düşünce bütünlüğü ile oynamazsa sonuçtan iyi işler çıkarabilir mi?
Evet Cim-Bom’da oyun kimyaları ve birbirlerinin vücut dilini çözmekte hızlı bir ilerleyiş ve büyük bir gelişme izlenmekte. Selçuk daha da Galatasaraylı oldukça sağ kanatta da işler düzelecek ve Fatih Terim’in düşlerindeki taşlar yerine oturacaktır. Cüneyt Çakır, yönetimindeki otorite, doğruluk ve şefkat üçlemesi ile oyunun gündemini süsleyince güzel bir 90 dakika seyrettik doğrusu Kayseri’de.
