Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fenerbahçe, Ankara’da futbolun “Hababam Sınıfı”ndaki tembel talebelerini resimliyordu sanki müsabakanın uzatmaları öncesindeki 90 dakikasında...
Aykut Kocaman, kaledeki Volkan özelliklerinin ligde Fenerbahçe’yi hangi yenilgi felâketlerinden çekip aldığının pek farkında değildi anlaşılan... Öyle ya, Kayseri yarışması ve kupa kazanımı aslında sarı-lacivertli camia için 30 yıllık bir tarih hesaplaşmasıydı bir yerde... O halde kaleyi yeteneğine saygı duyduğumuz Mert’e bırakmanın tüm defansı ve tüm takımı etkileyeceğinden habersiz miydi yani sayın hocamız?
* * *
Kayserili ayaklar orta alanı 120 dakika hallaç pamuğu gibi harmanlarken Mehmet Topuz-Cristian-Caner hatta Stoch gibi çabuk ayaklı ve öne oynamaya yatkın isimler bile neden hücuma ağırlıklı düşüncelere itibar edemeden “kirpiler gibi büzülüp” yana ve geri paslara mahkum kalıyorlardı ki... Çünkü Şota’nın talebeleri fizik güç-kazanma azmi ve çalışkanlığı olarak fevkâlede zengin hareketlerle renklendiriyorlardı yarışmayı...
İlk sayıyı yapan Amrabat her hücuma çıkışta peşine iki-üç Fenerbahçeli’yi yarışma boyu takıp sarı-lacivertli defansa duman attırıyorsa eğer o zaman Fenerbahçe’nin hangi meziyetlerini yorumlayabiliriz ki sizlere...
* * *
Fenerbahçe teknik kulübesine “bu takımın eldeki yapısı 4-4-2’ye çok yatkın. Bu ekibi gole ve hücuma dönük olarak çıkar derbilerin dışındaki uygun maçlarda hocam” diye aylardır haykırıp durmaktayız. Yani bu gerçeği görüp doğruya dönmek için futbol uleması filan olmaya gerek yok ki... Tribünlerden kime sorsanız buna benzer yorumlar yapacaklar... Öyleyse Fenerbahçe’nin kökünden büyüyüp teknik patronluğunu hak etmiş bir Aykut Kocaman bu basit yanlışlara nasıl sık sık düşer ki?
* * *
Fenerbahçe için Kayseri maçı Süper Lig’in çok önlerinde yaşayan bir değerdi sarı-lacivertli camia adına... Yarı finale tırmanmak için Volkan’ın dışında Alex bile maçı kazanma noktası gelinceye kadar oynamalı ve Fenerbahçe “penaltılar muammasına” kilitlenmeden kazanmalıydı Ankara’da... Ancak aylardır eşofman içinde paslanmış bir Semih’ten medet umar hale gelen Aykut hoca onu sahaya sürdüğünde zaten “sözün bittiği an” yaşanıyordu Ankara’da... Yani Semih son derece canlı ve yaratıcı uyumu ile hocasına adeta “gönderme yapıyor ve uzatmaların son dakikasında Sow’un mucizevi golüne etki yapacak kadar da ateşliyordu Fenerbahçe’yi...”
Penaltılara kadar uzanan müthiş tur yarışının kazananı Fenerbahçe olsa da yukarıdaki düşüncelerimiz maçta yaşananlardır. Dileriz “kıssadan -hisse” çıkaranlar olur da bu teknik düşüncelerimiz de bir işe yarayabilir.