Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ligde Samsunspor’a deplasmanda boyun eğip yenilen Fenerbahçe dün geceki kupa oyununda maça erkenden ağırlığını koyup rakibini net bir sonuçla kupanın dışına itiyordu.
Sarı-lacivertli takımın yedek kulübesindeki eşofmanlı isimlerden yarıya yakınının ilk on birde yer almaları pek de normaldi. Hele Samsunspor’un “kaderine boyun eğmiş gibi görünen kadrosu” markaja, kademeye, fizik güç kapışmalarına boş vermiş bir halde kalınca Fenerbahçe daha maçın ilk perdesinde üç gollü bir rahatlığı yakalıyor, belki de son aylarda ilk kez huzur içinde iniyordu devre arası soyunma odasına...
* * *
Fenerbahçe için Alex’in ne denli çok önemli, hatta “olmazsa-olmaz bir futbolcu” olduğuna dün bir kez daha şahit olduk. Oyunu kanatlara yayıp karşı defansın savunma güçlerini nasıl da çaresiz bırakıyordu. Ölü topları kaldırırken yaptığı “ölçü-biçi” hesapları olağanüstü “hassas”dı. Gol alanları yakınında yaptığı son hareketler, attığı gol ve goller bana mazinin tüm büyük ustalarını bir bir hatırlatıyordu. Tabii ligde “ölüm-kalım haftaları yaşayan bir Samsun önünde fiyakalı oynamak kolay” şeklinde düşünenleriniz de olabilir. Ancak hepimiz biliyoruz ki, Fenerbahçe on yıllardır eski adı Türkiye Kupası olan Ziraat Kupası’nın hasretiyle yaşıyor. Dün geceye o gözle baktığımız zaman sanırız dünkü eleme maçının mana ve önemi çok daha iyi anlaşılır Fenerbahçe adına...
* * *
Evet. Galatasaray ve Trabzonspor’un sürpriz yenilgilerle kupadan elenmeleri Fenerbahçe’ye bu yıl şans kapılarının açıldığını işaretleyebilir. Ancak sarı-lacivertli ekibin haftası-haftasına uymayan sonuç grafikleri düşündürüyor insanları... Ayrıca “tek maçta elenme kuralı” da ayrı bir canlanma ve heyecan dalgaları getiriyor kupa yarışmalarına... Büyük takımların elenmeleri ve Fenerbahçe’nin dünkü 90 dakikalık ciddi temposu bizlere bu hakikatleri hatırlattı işte...